Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
خَلَقَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ ف۪ى سِتَّةِ اَيَّامٍ Gökleri ve yeri altı günde yaratan Odur. (Hûd Sûresi, 11:7) وَ سَخَّرَ الشَّمْسَ وَالْقَمَرَ Güneşi ve ayı da emrine boyun eğdirdi. (Ra'd Sûresi, 13:2) Ayet-Hadis -
"Kişinin önünde ve arkasında Allah’ın emriyle onu kayıt ve koruma altına alan takipçiler(melekler) vardır. Bir toplum kendisindekini değiştirmedikçe Allah onlarda bulunanı değiştirmez. Allah herhangi bir toplumun başına bir kötülük gelmesini diledi mi, artık onun geri çevrilmesi mümkün değildir. Onların Allah’tan başka yardımcıları da bulunmaz." Ra'd Sûresi / 11. Ayet
Reklam
"Muhakkak ki bir toplum özlerini (iç dünyalarını ve güzel ahlaklarını) değiştirip bozmadıkça, Allah da onların durumunu değiştirip bozmaz." (Ra'd Sûresi 11. ayet)
Ra'd Sûresi 11.Âyet
Bir toplum, içinde bulunduğu durumu değiştirmedikçe Allah, onların durumunu değiştirmez. #hafsabilgin #rabbinidinle
#günlükkuranokuduk
Ra'd Sûresi(13) 11. Âyet Her insan için önünden ve arkasından takip edenler vardır. Allah'ın emrinden dolayı onu gözetirler. Allah bir kavme verdiğini, o kavim kendisini bozup değiştirmedikçe değiştirmez. Allah bir kavme de kötülük murad etti mi, artık onun geri çevrilmesine de imkan yoktur. Onlar için Allah'dan başka bir veli de bulunmaz.
Kuran-ı Kerim Türkçe Meali
Kuran-ı Kerim Türkçe Meali
İnsanoğlunun önünde ve arkasında, etrafını çepeçevre kuşatan ve her attığı adımda onu bir gölge gibi takip eden görevli melekler vardır ki, Allah’ın emriyle onu koruyup gözetir ve tüm davranışlarını bir bir kaydederler. Ra'd Sûresi, 11.Ayet
Armağan YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İnsanın toplumsal ve bireysel hayatına yön veren bu yasalara göre: Bir toplum kendi özündeki nitelikleri değiştirmediği sürece, Allah onların durumunu —ister iyilik, ister kötülük yönünde olsun— değiştirmez. O hâlde kötülüğü tercih edenler, tercih ettikleri yönde değişime uğramaya mahkûmdurlar. Ra'd Sûresi, 11.Ayet
Armağan YayınlarıKitabı okudu
NELERİ BIRAKTIK DA BÖYLE OLDUK?
Ra'd Sûresi 11. ayetin tefsiri Bu felâket... Neden? Uzaklara gitmeğe hacet yok! İşte efrâdı üç yüz elli milyona varan ümmet-i İslâmiye gözümüzün önünde duruyor. Bir hizb-i kalîl iken hârikalar gösteren; cihana hâkim olan bu ümmet, şu kesretiyle beraber, şimdi cihanın mahkûmu bulunuyor! Bu ne musibettir? Bu ne felâkettir? Acaba bu sukūtun sebebi, bu inhitâtın illeti ne olabilir? Cenab-ı Hakk'ın bize karşı birçok meva'îdi vardı. Acaba onlar hakkındaki imanımızı mı değiştireceğiz? Neuzübillah. Acaba rahmet-i İlâhiyeden ümidi kesecek de "Aldanmışız!" mı diyeceğiz? Maazallah. Neleri bıraktık! Biz bu felaketlerin, bu hüsranların esbâbını hep kendimizde aramalı; hep kendi nefsimizi muhâsebe altına almalıyız. O zaman görürüz ki, biz her ne çekersek kendi cezâ-yı amelimizi çekmekteyiz. Evet, şehâmeti, himmeti, sa'yi, sıdkı, istikameti, iffeti, ittihâdı, teâvünü, asabiyeti, gayreti, faaliyeti bıraktığımız için öyle şanlı bir mâzîden böyle zelil bir hale geldik. Âyet-i celîlenin kısmına gelince, “Cenab-ı Hak bir kavmin felaketini isterse" demek, yukarıdan beri verilen izahata göre, o kavim kendi muamelâtıyla, kendi harekâtıyla felâkete istihkak gösterirse demektir. Bkz. Manzum Tefsirler: 8, 10, 11, 12 ve 13. tefsirler; ayrıca Safahat: 4. kitap, Fatih Kürsüsünde, s. 228.
Ra'd Sûresi 11.Âyet
" Bir toplum kendinde olan durumu değiştirmedikçe Allah o toplumda olan hâli değiştirmez. "
Haysiyetsiz Müslümanların Şerefli Peygamberi 2 (Oku ve UTAN)
BENİ NADİR GAZASI (Kutsal Sürgün) Hicretin 4. Senesi, Rebiülevvel Ayı (Milâdî 625) Benî Nadir, Harun'un (as) neslinden gelen zengin ve güçlü bir büyük Yahudi kabilesi idi. Medine'ye iki saatlik mesafede Mekke yolu üzerinde sağlam kale ve hisarlarda otururlardı. Resul-i Ekrem Efendimizle, İslâmiyet ve Müslümanların aleyhinde
36 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.