Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"...Günde üç-dört kez çalıyorduk. Önce lüks mevkinin zenginleri için, sonra ikinci mevkideki yolcular için çalıyorduk, ara sıra da zavallı göçmenlerin olduğu yere gidip onlar için çalıyorduk, ama üniformasız, gelişigüzel çalıyorduk, bazen onlar da bizimle birlikte çalıyordu. Okyanus büyük ve korkutucu olduğu için çalıyorduk, insanlar zamanın nasıl geçtiğini anlamasınlar, nerede olduklarını ve kim olduklarını unutsunlar diye çalıyorduk. Dans etsinler diye çalıyorduk, çünkü eğer dans edersen ölmezsin ve kendini Tanrı sanırsın. Ragtime çalardık, çünkü Tanrı’ nın, kimse görmediği zaman, dans ettiği müzikti o..."
272 syf.
·
Puan vermedi
20.yy ilk yarısı, sıradan bir Amerikan ailesi, merkezde onlar var ama hikaye daldan dala soft Amerikan tarihi. Houduni, Emma Goldman gibi birbirinden renkli kişilikler de sırayla sahneye çıkıyor. Anlatım öyle güzel ki elinizden bırakamazsınız, Ragtime türünü hiç bilmem (Scott Joplin , nurlarda yatsın) ama bu kitabın aynen caz gibi bir tadı var, doğaçlamalarla süslü, ritmik, akışkan, çok zevkli ( çeviri müthiş, Tomris uyar tabii ki, bu işle uğraşanlar ders alsın)
Ragtime
RagtimeE. L. Doctorow · Yapı Kredi Yayınları · 201460 okunma
Reklam
Ferdinand Joseph LaMothe (1890 -1941)
, Jelly Roll Morton takma adını kullanan, kariyerine Louisiana, New Orleans'te başlamış Amerikan besteci, grup lideri, arjantör,caz ve Ragtime piyanisti. ""Büyükannem böyle bir ortamda caz çaldığımı öğrenince bana ailemizi rezil ettiğimi ve artık onun evinde kalmamı yasakladığını söyledi... O bana dedi ki bu şeytan müziği kesinlikle benim çöküşümü getirecekmiş."(J.R.Morton)
Yaşamak için neden ille birine tutunman gerekiyor? Neden kendi özgürlüğünü benimsemiyorsun?
Evelyn Nesbit bir erkeğin ölümüne,ötekinin yıkımına yol açmıştı:Genç adam bunlardan, kadının ince kollarının sarılışı dışında hayatta hiçbir şeyin elde edilmeye,istenmeye değmediği sonucuna varıyordu.
Birçok kişi, kirlilik, açlık ve hastalığın, göçmenlerdeki ahlak bozukluğunun cezası olduğuna inanıyordu.
Reklam
Yılda yüz zenci linç ediliyordu. Yüz madenci diri diri yanıyordu. Yüz çocuk sakat kalıyordu. Bu tür şeyler için ayrılmış bir kontenjan vardı sanki. Açlıktan ölmek için de bir kontenjan vardı.
Belki de zengin hanım bilmiyordur,genç kızların,genç kızların gecekondulardaki genç kızların her gün ana-babalarından çalınıp köle pazarına satıldığını.
anarşizm vs sosyalizm
Yoldaşlar,kardeşler,dedi Goldman,siz sosyalistler,insan ırkının yarısının çifte boyunduruk altında ezildiğini görmezden gelebilir misiniz? Sizin emeğinizi sömüren toplumun kadınlarla kurduğunuz yaşamdan çıkarı olmadığını mı düşünüyorsunuz? Özgürlük aracılığıyla değil boyunduruk aracılığıyla? Bugün bütün reformcular beyaz köle sorunundan söz ediyor. Ama eğer beyaz kölelik bir sorunla,evlilik neden olmasın? Evlilik kurumuyla genelev kurumu arasında bir bağlantı yok mu ?
Gerçeğe bakılırsa, diye hızla sözünü sürdürdü Goldman, kadınlar oy kullanamazlar, istediklerini sevemezler ,beyinleriyle ruhlarını geliştiremezler, yaşamlarını hayatın ruhsal serüvenine adayamazlar, evet yapamazlar yoldaşlar !Nedenmiş? Bizim dehamız yalnızca rahimlerimizde mi ? Biz kitaplar yazıp bilimsel yapıtlar veremez miyiz, müzik yorumlayamaz mıyız, insanlığın ilerlemesi uğuruna felsefe modelleri geliştiremez miyiz? Bizim yazdığımız hepsi fiziksel mi olmalı ? Bu akşam aramızda, Amerika'nın en parlak kadınlarından biri var, bu kapitalist toplumun ,dehasını cinsel çekicilik alanında kullanmaya zorladığı bir kadın ve kendisi bu alanda bir Pierpont Morgan'a ya bir John D. Rockefeller'a parmak ısırtacak bir başarı gösterdi. Ama onun adı bir skandal gibi telaffuz ediliyor öbürlerinin adlarıysa bu toplumun dalkavuk yasa koyucularınca saygı ile baş tacı ediliyor.
Reklam
Belki senden daha çok adamla yatmışımdır. Senin sevdiğinden daha fazla kişi sevmişimdir. Ne kadar özgür olduğumu, yaşamımı nasıl bir özgürlükte geçirdiğimi duysan şaşarsın. Çünkü sen de bütün orospular gibi saygınlık peşindesin. Kapitalizmin bir yaratığısın sen, onun ahlak ölçüleri öylesine çürümüş ve iki yüzlüdür ki senin güzelliğin onun gözünde altının güzelliğinden öteye gitmez, yani kalp,soğuk ve yararsızdır.
Bir gün Baba, bir çifti bastı,kadının kalçalarını hoplatarak kocasının yüklenişlerine ayak uydurması karşısında donakaldı. Kadının boğazından anlaşılmaz bir hayvan şarkısı yükseliyordu. Bu,güncesine özel bir kod kullanmadan yazabileceği bir şey değildi. Kadın, erkeği körüklüyordu düpedüz. Onun tepkisini böyle göstermesi, Baba'yı şaşkına çevirdi. Bu pis, dişsiz kadının, dümdüz kaşları, şakaklarına çekilmiş gözleriyle aşk şarkısı mırıldanıp erkeği itiştirmesi karşısında Anne'nin aşırı titizliğini, yetişme koşullarını ve zekasını düşününce bir ilkel kadının cinsiyetine böyle sahip çıkmasına nefret duydu.
Amerika büyük bir osuruk ülkesi olmuştu. Taft Beyaz Saray'a taşınınca bu eğilim değişmeye başladı. Onun Amerikan düş gücündeki tek efsane katına getirilmesi, herkesi çökertti. İri cüssesi, o tür adamın Tanrısallığını çağrıştırıyordu hemen. O günden sonra moda yön değiştirecek, yalnız yoksullar şişman olacaktı.
99 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.