İnsan, eğer kesrete dalıp kâinat içinde boğulup dünyanın muhabbetiyle sersem olarak fânilerin tebessümlerine aldansa, onların kucaklarına atılsa, elbette nihayetsiz bir hasarete düşer.
- Sözler
İhtiyar adamın Risalei Nur la hakka varışını anlatmış.Yaşlı adam komünist mareşal Titoyla görüştükten 3 4 yıl sonra bu genç öğretmenle görüşüyor.Tito zaten ihtiyarı , komünistliğin varabileceği bi yer olmadığı hakkında bence inandırmış.Sonuçta Tito ölüm döşeğinde ve ölümden sonrası için endişeli, materyalist görüşlerinin kendini kurtarmayacağının farkında.Böylece yaşlı adamın görüşlerinin içi boşalmış, komünistliği sorgulamış ve bir kıvılcımla(genç öğretmenle) hakkı bulmuştur.
İçi boşalmayan bir görüşe salt bir önyargıyla insanların nasıl bağlandığını nitekim hayatımızda görmekteyiz.
Kitapta o dönemin koşullarına göre 2 bilimsel hata var.Biri o dönemin neredeyse 100yıl öncesinde ispatlanan eser maddesinin olmayışı hakkında.Genç öğretmen bu mefhumu kendi argümanlarını kanıtlamak için kullanmış, örnekler vermiş.Bir diğeri de dönemin 10 yıl öncesinde nobel bilim ödülünün konusu olan kuarkların bulunuşu hakkında.Kitapta atomu maddenin en küçük parçası olarak görmüş.Onun dışında kullandığı kanıtlar doyurucu.Ayrıca evrimi ve diğer bazı konuları da konuştukları kitapta geçiyor ama bu konuları üstünkörü geçmektense açıkça irdelemelerini isterdim.
Risale i nur mesleğini özetleyen "Hatime" ise sefkat sırrını diger üç esasa bağlamakta ve dört temeli şöyle açıklamaktadır: "acz,fakr,şefkat, tefekkür "
Risalei nur da şefkat Cenab- ı Hakka vasıl olmanın ,O'nun rızasına erişmenin en kısa en selametli yolu olarak tarif edilir.Çünkü şefkat "karşılıksız sevgi"dir.Bir ücret bir mükafat beklemeden sevmektir.Herseyi sevebilmenin anahtarıdır. Herseyi sevmek ise bizi herşeyle ,her insanla her canlıyla ,her mevcutla kısacası bütün kainatla alakadar eder.Tüm Kainatla alakadarlığımız bu şefkat sırrıyla bizi" acz ve fakr"gerçeğiyle yüzyüze getirir.Şefkatimizi,aczimizi,fakrımızı öğretir. Zira şefkatimizle her birşeyin ihtiyacını görür ,o ihtiyacın karşılanmasını ister,ama kendimiz o ihtiyaca erişmeyiz. İnsan acz ve zayıftır :iktidarı kısa ihtiyarı ise zayıftır. Bu çelişki ise bizi bütün ihtiyaçları karşılayacak Birinin arayışına götürecektir .Bu ise tefekkürün ilk adımıdır. Şefkatin inkişafı nisbetinde insan acz ve fakrını daha bir derinlikle fark edecek ;kendisinin ve mahlukatın aczini ve fakrını anlaması nisbetinde; Kadir i Rahim 'i daha bir derinlikle tanıyacaktır. Bütün mahlukatın bütün ihtiyaçlarını karşılayan bir Kadir-i Rahimi insan elbette sevecek;bu dörtlünün istismali ,sonuç olarak insan için muhabbetullah kapısını da aralayacaktır.