Sezar takvimi yeniden yazmasının yanı sıra onun bir parçası
da oldu. Quintilis ayına Iulius ya da Temmuz olarak onun adının
verilmesi, suikastından sonra gerçekleşmiş olabilirdi
Saat gecenin bir buçuğu (bugün günlerden ne?)
Gözlerinden uyku akan bir taksinin içindeyim
Geçip gidiyorum bütün hayatımı da seni de
Başkent en pahalı örümceğini biriktiriyor
Unutkanlık, acı, acılar, acılarımız
Biliyorum sen kaldın bir de hayatım kaldı geride
Eğlencenin (bayağı bir şölendi) ilerlediğini
Bir karnaval tadıyla ilerlediğini
Bir adamın
Babilliler astronomi ve matematikte çok üstünlerdi. Güneş yılıyla uyumlu olması için düzenli olarak artık-ay ekledikleri ve aya bağımlı bir takvim (ay yılı) geliştirdi ler. Hesapları o kadar kesindi ki, Babilli astronom Kidinnu (İ.Ö y. 380) bir ay döngüsünü gerçek süresinden birkaç saniye yanılmayla hesaplayabilmiştir.
Babillilerin takvimi daha sonra (Babillilerin tutsaklık döneminde) Yahudilere geçmiştir. İ.Ö 1800-1600 döneminden kalma tabletlerde çarpma ve bölme işareti, kare, küp, hatta bazı logaritma hesaplannın bile yapıldığına dair kanıtlara rastlanıyor. Babilliler V2’nin değerini 0,000007 olarak hesaplamışlardı ve artık günümüzde Pythagoras Teoremi’ni, filozofun ardıllarının teoremi keşfet melerinden bin yıl daha önce bildiklerine kesin gözüyle bakılıyor. Matematik, mühendislik ve ölçümlemenin pratik ihtiyaçlarına bağlıydı; çeşitli şekille rin alan ve hacim ölçülerinin hesaplanmasına ilişkin bilgiler günümüze kadar gelmiştir. En çarpıcı buluş birbirini izleyen iki rakamın konumsal olarak simgelenmesiydi (12 sayısında 1 rakamı onar onar sayılan miktarların, 2 ise fazladan eklenen birimlerin yerine geçiyordu.) Babilliler 60’ı temel almışlardı. Örneğin 70,60' lik temel birim üstüne 10 fazladan birimin eklenmesiydi. 60’ın kullanımı çok elverişliydi, çünkü diğer birçok sayıya bölünebiliyordu; bu sistem, zamanı ölçmede (bir dakikadaki saniyeler, bir saatteki dakikalar) ve açılarda hâlâ kullanılıyor.
Silenus, bir gün karaağaç kavuğunda gizlenmiş bal petekleri görür ve aç gözlüğüne yenik düşüp, balı tek başına yemek için harekete geçer. Peteklere ulaşabilmek için eşeğinin sırtında ayakta duran silenus , aniden eşek arılarının saldırısına uğrar. Hem eşeğinden düşüp çifte yiyen hem de arıların kendisini sokması yüzünden bütün vücudu şişen silenus’un çığlıklarına Satyrus’lar koşarlar. Liber, çamurdan yaptığı lapayı onun vücuduna sürer. Böylece “kara merhem “olarak bilinen ve vücutta şişen bölgeye uygulanan karışımı, ilk kez Liber’in keşfettiği söylenir.