Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Gülçe.
Gülçe.
@rosemm
Instagram: @pskdangulcemutluer
Uzm. Psikolojik Danışman
120 okur puanı
Temmuz 2017 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
3.5'tan falan 4.
En başından beri benim için 4lük bir kitap gibiydi. Sonralarda bozuk cümleler vs puanı düşürme isteği yarattı, fakat yine de kıyamadım. Ayrıca konunun uzmanı değilim ama oldukça kapsamlı bir tez gibiydi.
Terminoloji yok denecek kadar az olduğundan oldukça açık ve anlaşılır bir metin. Konu zaten ilgi çekici. Konunun uzmanı olmadığım için çok ilginç ve şaşırtıcı bilgiler var. Bozuk cümleler fazla, bazen anlaşılmasını zorlaştırıyor, ama genel olarak iyi bir metin.
Uzun zamandır bir kitap okurken bu kadar sinirlenmemiştim sanırım. Özellikle yarısından sonra (sanırım seksenlerden sonra falandı) sinirlerim hoplaya hoplaya okudum. İçimden baya söylendim. Harika bir kitaptı!
Bir oturuşta okudum. Oldukça akıcıydı ve kitabın içine çekişi ilginçti.
Konu oldukça ilgi çekiciydi, fakat daha iyi işlenebilirdi gibi hissettim. Bir tık daha uzun olsaydı, ani atlamalar ve zaman karışıklığı olmadan daha geniş ele alınabilseydi çok daha iyi olabilirdi gibi hissettim. Bazı kısımlar ise olmasaydı olabilirdi, sanki kurguya pek de katkısı olmayan başka kitabın konusuymuş gibi hissettiren kısımlar vardı.
Eğer başta sıkılırsanız, bilginiz olsun, kitabın ikinci yarısı gerçekten çok iyiydi. Dediğim gibi biraz daha uzun, geniş ele alınsa çok daha iyi olacakmış gibiydi.
Okur Takip Önerileri
3.5/5
Bir kadının boşanmanın ve işini kaybetmenin ardından hayatına devam etmeye ve bir düzen kurmaya çalışmasına yönelik bir kurgusu olan kitap konusu bakımından kesinlikle çok çekici ve güzel.
Benim için birkaç sorun vardı sadece: Bunlardan biri yer ve zaman atlamaları, hayalden mi gerçekten mi bahsettiği gibi değişikliklerin bazen kafa karışıklığı yaratmasıydı. Bir konunun veya yerin ortasında pat diye başka bir şey anlatması ve anlatının sonuna yeri vs koyması arada bir anlaşılmada sıkıntı yarattı diyebilir. Keşke en azından yer/tarih gibi şeyler değişimin başında verilseymiş. Bir diğeri ise yazar sanki bazen duygusallık yaratmak, betimlemeler yapmak için bir tık fazla abartmış gibi hissettirdi bana. Bazı cümleler bak buradan alıntı çıkarın der gibiydi. Belki yazarın böyle bir amacı yoktu fakat bana bazen öyle hissettirdi.
Tüm bunlar dışında akıcı bir kitaptı. Hızlı bir okuma için iyi olabilir.
3.75/5
Bir gün babası Susan Faludi'ye hayat hikayesini yazmasını söylüyor, Susan Faludi öfkesiyle tanıdığı ve hayatından çıkardığı babasının bu isteğine çok gönüllü yaklaşmasa da yıllar süren yazma sürecine başlıyor.
Kitap Susan Faludi'nin babasının hayat hikayesinden çoook daha fazlası.
1. Transseksüelliğin tarihine,
2. Macaristan
Sighet Yahudisi olan ve tüm ailesini toplama kamplarında kaybeden Elie Wiesel, 15-16 yaşlarındayken yaşadığı bu kan dondurucu anıları kaleme almış. Okuduğum en çarpıcı, en iyi kitaptı Yahudi soykırımına dair. Çünkü neredeyse hiç sansürlemeden anlatmış yazar. Yazım dili de iyi olunca okuduklarınız ne kadar ağır şeyler olsa da hızlıca akıp gidiyor kitap.
1,5/5
Yine bana göre değilmiş. İlk olarak beni en çok rahatsız eden şeyden bahsedeyim, çok fazla küfür ve argo olduğunda daha baştan uzaklaşmaya başlıyorum ben kitaptan. Belki diyebilirsiniz "günlük hayat" bla bla, ben günlük hayatta da direkt soğuyup uzaklaşıyorum o ortamdan, eğer günlük hayat bu kitaptaki kadar bol küfür ve argodan oluşuyorsa ben almayayım teşekkürler.
Başta Kafkasya'yı görünce çok büyük bir heyecanla başlamıştım kitaba. Ama bitirmeye çalışırken, bakın "çalışırken" diyorum, sürekli "hadi nereye bağlanacak artık" dedim. Zaten konunun da Kafkasya'yla nerdeyse hiçbir alakası yokmuş. Başlarda sürekli tarih ve yer değişimleri çok ilgi çekiciyken ve akıcılığı arttırmışken bir süre sonra kafa karıştırıcı bir hal oldu, çünkü karakterler bol, tarihler bol vs.
Son olarak çok fazla tetikleyici öğe olduğunu söylemek gerek: Çeşitli sınıflara karşı (kadın, trans vs.) şiddet, cinayet, cinsel ögeler, aldatma ve birçok farklı tetikleyici öğe" bulunmakta. Bunların farkında olup okuyun. :) Sinir krizleri de garanti gibi.
Not: Düşük bir puan verirken ya da bir kitabı keyif almadan kapatırken inanılmaz bir suçluluk duygusu hissediyorum. Sizler de öyle misiniz?
3,5'tan mı 4 yıldız yoksa direkt 4 yıldız mı bilemedim ama neden 4 vermeyi düşündüğümden de tam olarak emin değilim. Kafam karıştı. Mo Yan'a başlamak için sırf gözüme ilk takıldığı ve ince olduğu için başladığım bir kitaptı. Başlangıç kitabı değilmiş onu anladım ama ilginç bir şekilde dahası olsa okurdum gibi hissettirdi bittiğinde, kalemin güçlü olması bu olsa gerek? İlginçti.
Bir o kadar tatlı, bir o kadar kalbinizin en derinlerinde bir sızı bırakacak, bir o kadar da sinirlerinizi bozacak gerçek hayatın ta kendisi bir kitap.
Beyin felci nedeniyle konuşamayan ve hareket edemeyen bir çocuğun aklından geçenleri okuyoruz bu kitapta. Yaşadığı felç nedeniyle konuşamayan ve fiziksel olarak da engeli bulunan Melody'nin
Bu kadar kısa bir kitap bir okurun elinde ne kadar uzun sürünebilirse o kadar süründü sanırım. Asla geri dönüp okumak istemedim... isteyemedim... Her seferinde 10-15 sayfadan öteye gidemedim. Buna neden olan neydi, niye bu kadar sevemedim bilemiyorum.
Bu kitap "gerçekten" gerekli miydi?
*bol bol spoiler içerir.*
İlk kitabı (It Ends With Us) çok beğenmiştim ve 4.5'tan 5 vermiştim. Gerek yazarın anlatımı gerekse değindiği konu bakımından güzeldi çünkü. Aile içi şiddet, manipülasyon gibi konuları işlerken böyle bir durum içinde kalan birçok kadının yaşayabileceği düşünsel ve duygusal süreci ve aynı zamanda sosyal desteğin
3.75 ️ /5
İlk çıktığı zamanlarda çok merak ettiğim bir kitaptı. Okuyan büyük bir çoğunluk aşırı ağlamıştı ve aşık olarak elinden bıraktığını söylemişti. Ama bir şey popülerken okumama/izlememe alerjim tuttuğu için inatla okumamıştım.
Öncelikle kitap çok güzel başlamıştı bence. Daha ilk sayfalardan ağlatarak başlaması değil söz ettiğim güzel
3.25️️/5
İlk 200 sayfa belki biraz daha fazla, kesinlikle 2 puan falan vermeyi düşünüyordum. Av diye başladık sürekli karakterlerin cinsel dürtülerini vs okuduk resmen. Cinsellikte sıkıntı yok da sayfalarca sadece Elena'nın başmeleği ne kadar seksi bulduğunu ve onunla sevişmeyi ne kadar arzuladığını okuyunca insan bir "yeter yahu!" diyor. Neyse ki sonra asıl konumuz olan av başladı ki pir başladı. Yine aralara cinsellik sokuşturulsa da avın heyecanı ile çok da rahatsız etmedi. Konu, kurgu görece farklı ve ilgi çekici. Av sahneleri oldukça heyecanlı ve sürükleyici. Devamını okutacak cinsten. Her ne kadar karakterlere çok bayılmamış olsam da. Umarım ikinci kitap da daha çok aksiyon görür ve karakterlere de bağlanabilirim.
4,5 ⭐️/5
YA türündeki kitapların arasında yaratılan dünya açısından klişe olmayan bir kitap Fable. Macera ve biraz da gizem sever YA okuyucularının seveceği türden. Konunun ilerleyişi ve çözülüşü bakımından oldukça tatmin ediciydi. Karakterleri ise tek tek uzun uzadıya tanımamıza neden olacak bir anlatım yerine olay örgüsü içerisinde yavaş yavaş ve daha çok özümseyerek tanımamızı sağlaması oldukça güzeldi. Gerek konusu, gerek dili gerekse karakterler açısından beğenerek olduğum bir YA oldu. Sadece ara sıra fazla uzatıldığını düşündüğüm yerler olsa da kesinlikle İKİNCİ KİTABA İHTİYACIM VAR!
Nihan Kaya'nın Iyi Aile Yoktur ve Iyi Toplum Yoktur kitaplarının içinde bulunduğu serinin son kitabıymış bu kitap. Üçünü de birlikte almıştım fakat vakit azlığından ilk önce bu kitabı okumuş bulundum. Sıralamanın pek önemli olacağını sanmıyorum.
Bütün Çocuklar Iyidir'in dili o kadar yalın ki çocukların rahatlıkla okuyabileceği şekilde. Zaten yazar da kitabı çocuklara ve içimizdeki çocuklara yazmış.
Konu olarak çocuklara saygı duymayı, onların da birey olduklarını kabul etmeyi, istismarın ne olduğunu, saygı ve itaatin farkını, yemek yeme davranışı ile ebeveyn ilişkisini ve daha birçok konuyu örneklerle ve çocuklara düşündürecek bir kaç soruyla anlatan bir kitap. Sizinle çocuklarınızın da okuyabileceği kısacık fakat öğretici bir kitap. Özellikle istismar ve tacizden çocuklarımızı nasıl koruyabiliriz diye sıklıkla düşündüğümüz ve çabaladığımız için oldukça faydalı olabileceğini düşünüyorum.
Alice Miller, ebeveynlerin çocuklukta bizde bıraktığı izler üzerine düşünceleri ile bilinen bir yazar. Yetişkin olmamıza hatta bazen ebeveynlerimizle bağlarımızı koparmamıza rağmen bu izlerin etkilerini farkında olmadığımız için engelleyemememizi anlatır sık sık.
Hayat Yolları'nda da ebeveynlerinin üzerindeki izlerini yetişkin hayatında fark
Porter, 5 yıldır kovaladığı katilin yani 4. Maymun'un tekrar ortaya çıktığını hatta belki de cesedinin ortaya çıktığını ortağından duyduğu gibi atıyor kendini evden dışarı. Hikayemizin hareketliliği de hız kesmeden başlıyor tabii. Polislerin gözünden yaşananlar anlatılırken bir de buldukları günlük ortaya çıkıyor. Bu günlük aradığımız katile ait ve Porter onu okudukça sayfalar bizimle de paylaşılıyor ve kan dondurucu olaylar gözler önüne seriliyor. Öncelikle içinde bol bol kan, şiddet ve cinsellik bulunduğu için okumadan önce "yaş" konusunu gözetmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bu kısmı eğer geçtiysek, polisiye seviyor ve mideniz kolay bulanmıyorsa soluksuz okuyabileceğiniz bir polisiye roman. Az önce bahsettiğim gibi oldukça akıcı, siz ne olduğunu anlamadan sürükleniyor ve sürekli bir hareketin içinde buluyorsunuz kendinizi. Gizemi çözmeye çalışıp, acaba nasıl sonlanacak diye düşünürken bir bakmışsınız bitivermiş. Başlangıçta bulunan ceset yıllardır aranan bu katil mi sorusuna kendimce verdiğim cevap doğru çıksa da ortaya çıkış şekli pek de beklediğim gibi olmadığından bir şaşkınlık yaşamama neden oldu. Eh eğer polisiye okuyorsak şaşırmayı severiz değil mi? Sonucu daha ilk sayfalardan belli olan polisiyelerden bıktık artık. Son demişken sonu beni bir miktar tatmin etse de bir miktar da tatmin etmedi. Garip bir tatminsizlik içerisindeyim. Ayrıca bence bu kitabın bir devamı da olmalı.
Jurassic Park'ın senaristinden içinde bolca biyoloji-kimya bilgisi barındıran bir gerilim romanı Soğuk Depo. Insanlığın sonunu getirebilecek, inanılmaz bir şekilde hızlı bulaşan son derece ölümcül bir organizma, bir mantar ile karşı karşıya kalıyoruz kitapta. Sadece karşı taraf için değil dünyanın her yeri, dünyadaki herkes için büyük risk olan
Aslı Erdoğan'ın kalemiyle tanışma kitabım oldu, kendisinin de ilk romanıymış. (Yanlış hatırlamıyorsam 1994'te çıkmış.) Arkadaşımın bayılarak okuduğu bu yazara büyük bir beklenti ile başlamıştım açıkçası. Dediğine göre başlarda "ne oluyor yahu?" diyerek kendini okutan kitap sonunda sizi hayran bırakıyordu. Gerçekten de öyleymiş. Kitap bittiğinde yazarın kalemine hayran kalarak bıraktım elimden. Okurken birçok okuyucusunun aksine zorlanmadan okudum, pat diye olayın içinde buldum kendimi. Onunla birlikte yaşadım, onunla birlikte hissettim yeri geldiğinde Bazı yerlerde ne oluyor yahu, ne anlatmaya çalışıyor şimdi, bu kadar uzatmaya gerek var mıydı vs. gibi düşüncelerim olsa da bittiğinde vay be dememe neden oldu. Yani beklentimi karşıladı yazarın kalemi.
Oldukça akıcı ve bir o kadar da cesur bir dili var yazarın. Cinsellikten de ırkçılıktan da düşüncelerini ağdalı bir dile dökmek yerine kesinkes belli ederek bahsediyordu. Benim en çok hoşuma giden kendi psikolojik çatışmalarını, iç dünyasını bol bol göz önüne sermesi ve onu (ya da karakteri) tanımamıza olanak sağlaması daha doğru bir ifade ile izin vermesiydi.
Bir psikolojik danışmanlık öğrencisi olarak dersim için önerilen kitaplar listesinde olduğu için okumuştum. Uzun zamandır merak ettiğim fakat sürekli okumayı ertelediğim bir kitaptı. Bu yüzden derste sorumlu olacak olmamız kitabı öne çekmeme yaradı diyebilirim. Eğer psikolojik danışmanlık veya psikoloji gibi alanlarda okuyor iseniz kesinlikle önerebileceğim bir kitaptı. Danışma süreci bakımından aydınlatıcı, birçok tekniği görebileceğiniz bir kitap. Kesinlikle çok severek okudum ve şimdi sırada "Kadınlar Neden Evlenir?" kitabı var.
Ha ben yukarıda dedim alanda okuyanlar birçok tekniği görebilir, alanın içindekiler için çok faydalı falan diye ama psikoloji, psikolojik danışmanlık gibi alanların içinden olmasınız bile okuyabileceğiniz bir kitap. Çünkü sonuçta burada yer alanlar da insanlar, sık sık görülebilen problemler. Bu bakımından kişinin bakış açısını kendisine döndürebilmesi için de çok faydalı olacaktır.
