Kapakları, düşmanın hilesi ve dostun cehaletinden dolayı kapatıldığı günden beri bu kitabın cildi kıymetlendi, metni ve manası ise terk edildi. O zamandan bu yana, aslında okumak manasına gelen Kur'an, okunmaz oldu ve kutsama, teberrük ve menfaat sağlama aracı haline geldi.. Kendisinden fikrî, ruhî, ve içtimaî çareler ve ilaçlar alınmamaya başlandığı günden beri bedensel hastalıklar için bir şifa kaynağı halini aldı. Uyanıkken kendisinden istifade edilmeyince iyi bir uyku için başucuna konulur oldu. Gördüğün gibi bugün ise ölülerin hizmetinde kullanılıyor, ölenlerin ruhuna hediye etmek için okunuyor. Bundan dolayıdır ki, mezarlıklardan Kur'an sesi gelmektedir.
İdeal toplum ve şahsiyet ilişkisi görüşünü bir terbiye sistemi haline getirmenin gerekli olduğuna inanıyoruz.Eğitim ,parça parça toplama bilgiler veren ruhsuz bir mekanizma olmaktan çıkarılmalıdır.Bilim zihniyetini edinmiş,zihin düzeyi yükselmiş,bilgileri yapacağı işe uygun,şahsiyet ve karakteri gelişmiş,dini inançlarıyla ruhu beslenmiş,yüksek bir ahlakla vicdanı teşekkül etmiş insanları yetiştirecek eğitim sistemini geliştirmemiz gerekiyor.Millet hayatı ancak böyle insanlarla yükselir;toplumun refahı ancak böyle insanlarla artar;adalet ancak böyle insanlar elinde gerçekleşir;sözde kalmayan birlik ve beraberlik ancak böyle insanlarla sağlanır.Bilim ve maneviyatın ruhi bütünlüğünün insan yetiştirmede prensip edinen bir eğitim sistemine ihtiyacımız var.” Yılmaz ÖZAKPINAR/Kültür Değişmeleri ve Batılaşma Meselesi/Ötüken Yay/Syf:101-102
Reklam
Bu büyük ruhi inkılabın yapılabilmesi için sade şöhretle saadeti düşünerek üniversiteye doçent, profesör olmaktan başka emelleri bulunmayan insanlar değil, köyde yaralı bereli gübrelik içinde dolaşan daima mustarip ve kim olduklarını bilmediği bir takım efendilere uşak olmaya mahkum, büyük ecdadının tarihinden getirdiği zeka kabiliyetlerini her gün toprağa gömen köylü çocuklarını insanlık için ornek olacak bir medeniyetin sahipleri haline getirmeyi ülkü edinen profesörler lazım.
"Doğan Hasol bize hep 'Kötü binada iyi insan yetişmez.' derdi. Çarpık şehirden de düzgün insan çıkmaz. Hepimizin sevdiği bir futbolcu, politikacı, sinemacı veya müzisyen var. Fakat her birimiz yaşayan bir mimar benimsiyor muyuz? Romalı Mimar Vitruvius, 2000 yıl önce yazdı: 'Bir binanın üç özelliği olmalı: Sağlamlık, kullanışlılık, estetik.'
April Yayıncılık, 10. baskı: Mart 2015Kitabı okudu
"Doğan Hasol bize hep 'Kötü binada iyi insan yetişmez."derdi. Çarpık şehirden de düzgün insan çıkmaz. Hepimizin sevdiği bir futbolcu, politikacı, sinemacı veya müzisyen var. Fakat her birimiz yaşayan bir mimar benimsiyor muyuz? Romalı Mimar Vitrivius, 2000 yıl önce yazdı: 'Bir binanın üç özelliği olmalı: Sağlamlık, kullanışlılık,
Geri171
716 öğeden 711 ile 716 arasındakiler gösteriliyor.