“Hepimiz kurtulmayı istedik. Bir sabah gelsin ve bir daha gece olmasın istedik. Çünkü şeytanlar, karanlıkta parıldıyorlar. Parıldıyor ve sana eşlik ediyorlar. Eğer yüzünü aydınlığa dönmezsen, bir gece kazanacaklar.”
“Gökyüzüne baktım, parlak iki yıldızı seçtim. Birinin adına ölüm, birinin adına umut verdim. Umutlar ölene kadar, ölümler umudun bittiği yere kadardı.
Yıldızlar yok olana kadar gökyüzünü izledim.
Sabah olduğunda ne umut kaldı ne ölüm.
İki yıldız da kayboldu gökyüzünün derinliklerinde.”
“Kendimizle ve korkularımızla o kadar doluyuz ki; hiçbir duyguyu, hiçbir insanı, hiçbir nesneyi olduğu gibi bütün gerçekçiliğiyle göremiyoruz, her şeyi kendimizle ve korkularımızla oluşturduğumuz prizmalardan kırılarak ulaşıyor bize, her şeyi olduğundan başka bir biçimde ve olduğundan başka bir yerde görüyoruz, belki de bu yüzden aradığımız şeyleri aramamız gereken yerden başka yerlerde arıyoruz. Mutlulukla aramıza, korkularımızı ve kendimizi sokuyoruz.”