“sarılsan her şey geçecek diyorlar ya hani. haklılar galiba. kollarını bana sardığını düşününce bile geçiyor acılar. gerçek olsa ruhum ruhuna dokunmak için çıkardı bedenimden.”
Sevdiklerine gelişigüzel dokunmak, ancak aşağılık varlıklara özgü bir davranış olabilirdi. Gerçekten erdem sahibi olan kişi, sevdiğinin önünde kendini olduğundan büyük gösterme çabasına düşmezdi. Doğal bir eğilimin, bir tutkunun varlığına sevileni inandırmak, hiç mi hiç gerekli değildi. İş, sevdiğini, sanki yaptığı bir işmiş gibi göstermeye kalkışmaksızın korumasını bilmekleydi. İnsan olan, ona başı döndüğünde değil, fakat ruhunu dolduran yüce duygular doruğuna eriştiğinde sarılırdı. Gerçek aşk, ancak kutsal çalının altında, mihrabın önünde itiraf edilirdi.
Reklam
532 syf.
·
Puan vermedi
”إِقْرَأْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذِي خَلَقَ.“ Bayramımız bayram ola.🪄 🪄 Bugün kabir ziyaretinde bir mezarın başında ağlayan bir abla gördüm. Sessiz sessiz ağlıyordu. Büyük anneannemizin mezarı yeni yapılmıştı. Bir fotoğraf çektim orada. O abla onu mu gördü bizi mutlu mu gördü bilmiyorum. Birden daha içten ağlamaya başladı. Millet bayram yapıyor
Surelerin Fazileti
Surelerin FaziletiYusuf Tavaslı · Tavaslı · 200918 okunma
219 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Karnını doyurmak için azık, ruhunu sağaltmak için kitap..
Fakir Baykurt doğum zamanını şöyle anlatıyor: "1929 doğumlu olduğum doğru. Ay, gün bilinmiyordu. Anamla konuştuk. Köyde orak mevsimi. Tarlada sancılanıp eve gelmiş. Haziran ortasıdır..." Hepimizin büyüklerimizden dinlediği bir hikâye değil midir bu? Tarlada sancılanıp doğum yapan nenelerimiz vardır elbet, tarlada gölgede ağacın altında
On Binlerce Kağnı
On Binlerce KağnıFakir Baykurt · Literatür Yayıncılık · 2015281 okunma
Dokunmak istiyorum ruhuna, parmak uçlarımla..
196 syf.
10/10 puan verdi
·
25 günde okudu
Sabahattin Ali'nin okuduğum ilk eseriydi. Kürk Mantolu Madonna trajik bir aşk hikayesidir. Öncelikle şunu söylemeliyim ki başta karakterin tüm karamsarlığı ve isteksizliği üstünüze çöküyor fakat okumaya devam edin çünkü tam olarak bir başyapıt. İnsanların iteklediği, farklı olarak gördüğü, neden böyle isteksiz olduğunu anlamak yerine direkt yargılamayı seçtiği Raif Efendi hiçbir şeye aldırış etmeden kendi dünyasında yaşamaya devam ediyordu. Evde, işyerinde veya herhangi bir yerde ona karşı yapılan haksızlıkları ve birçok yanlış davranışı sorgulamadan kabulleniyor ve haklı buluyordu. Hiç kimseyle arasında duygusal bir bağ yoktu. Ailesi ile bile... Kendini onları doyurmak için var olan bir para makinası olarak görüyordu. Tüm hissettiklerini, yüreğindeki ağırlığı kimseye anlatmıyordu oysa ne kadar ihtiyacı vardı. bunun yerine içindekileri siyah kaplı bir deftere haykırmayı seçmişti. tabi o defteri sonra ruhunun en derinlerine saklamak şartıyla. Bu hisleri, sergide gördüğü bir portreye kadar devam ediyor. O portreye karşı öyle şeyler hissediyor ki resmi çizilen kişinin yanında oturduğunu dahi fark etmiyor. Ah Maria Puder... Daha fazla bir şey yazmak istemiyorum çünkü bence hissederek okumak ve öğrenmek gerek devamını. Şunu da eklemeliyim ki kitaba başta çok önyargılıydım. Popüler olmasını çeşitli sebeplere bağlayarak fazla abartıldığını düşünüyordum. Başta Raif Efendi olmak üzere Maria Puder'dan özür diliyorum. okurken her cümleyi kafama kazımak ve unutmamak istedim. okuyan herkesin içinde bir yere dokunacaktır mutlaka. Şimdiden keyifli okumalar. :))
Kürk Mantolu Madonna
Kürk Mantolu MadonnaSabahattin Ali · Çınar Yayınları · 2019318,1bin okunma
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.