İnsanların gerçek duygularını nasıl teşhis edebildiklerini hiç anlamadığını söyledi. "Çoğu zaman ne hissettiğimi bilmiyorum. Ne hissetmem gerektiğini bulmaya çalışıp ona göre davranıyorum."
Şu ya da bu şekilde hepimiz acı veren duygularımızı susturmaya çalışırız. Oysa hiçbir şey hissetmemeyi başardığımız zaman, canımızı yakanın ne olduğunu ve niçin acı çektiğimizi anlamanın tek yolunu yitirmiş oluruz.
Herkes yaşadığını hissetmenin umutsuzluğuyla baş başa, yapayalnız kaldı. Gemiler denizlerde yüzmek için yapılmış gibi görünür; ama asıl amaç yüzmeleri değil, limana varmalarıdır. Bizimki de tıpkı böyle bir yüzmektir işte, hangi limana gideceğimize dair en ufak bir fikrimiz olmaksızın.
Kontrolünü sıkı sıkıya elinde tuttuğunu sandığı hayat, ona istediğini vermediğinde; yaşamının elinden düşüp bin parçaya ayrılmış olduğu hissine kapılırdı sık sık.
Kendi içimde o kadar dışıma attım ki kendimi, kendimin dışında varlık sürüyorum artık. Farklı oyuncuların farklı oyunlar oynadığı boş bir sahneyim ben.