Night's Watch
"Gece çöküyor ve son nefesime kadar sürecek nöbetim başlıyor. Evlenmeyeceğim. Mülk edinmeyeceğim. Baba olmayacağım. Hiç taç takmayacak, zafer kazanmayacağım. Nöbette yaşayacak, nöbette öleceğim. Ben karanlıktaki kılıç, duvardaki gözcüyüm. Ben soğukta yanan ateş, şafak vaktindeki ışığım. Ben uyurları uyandıran nida, diyar halkını koruyan kalkanım. Bu gece ve gelecek tüm gecelerde, hayatımı ve onurumu Gece Nöbetçileri'ne adıyorum."
MUHABBETİN HAKİKATİ
Allâhü Teâlâ ve Resûlünü (s.a.v.) sevmek, her mümin üzerine farz-ı ayındır. Nitekim Bakara Sûresi’nin 165. âyet-i celîlesinde -meâlen-: “Müminlerin ise Allâhü Teâlâ’ya muhabbetleri, her şeyden daha ziyâdedir.” buyurulmuştur. Muhabbet; insanın hoşuna gittiği için bir şeye meyletmesidir. Bir kulun, Rabb’ine karşı hakîkî muhabbeti ise ancak kalbini,
Reklam
MUHABBETİN HAKİKATİ
Allâhü Teâlâ ve Resûlünü (s.a.v.) sevmek, her mümin üzerine farz-ı ayındır. Nitekim Bakara Sûresi’nin 165. âyet-i celîlesinde -meâlen-: “Müminlerin ise Allâhü Teâlâ’ya muhabbetleri, her şeyden daha ziyâdedir.” buyurulmuştur. Muhabbet; insanın hoşuna gittiği için bir şeye meyletmesidir. Bir kulun, Rabb’ine karşı hakîkî muhabbeti ise ancak kalbini,
Hasta Ziyareti
Hastayı ziyaret etmek, onun hâl ve hatırını sormak, hastanın ihtiyaç duyduğu bir husûsta, ziyaretçinin gücü yettiği kadar hastaya yardımda bulunması sünnettir. Hasta ziyareti, dînî ve ahlâkî bir vazife olup çok sevaptır. Peygamber Efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem Hazretleri, Ashâb’ından bir kimse hasta olsa onu görmeye gider, hastanın hâlini
Hasta Ziyareti
Hastayı ziyaret etmek, onun hâl ve hatırını sormak, hastanın ihtiyaç duyduğu bir husûsta, ziyaretçinin gücü yettiği kadar hastaya yardımda bulunması sünnettir. Hasta ziyareti, dînî ve ahlâkî bir vazife olup çok sevaptır. Peygamber Efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem Hazretleri, Ashâb’ından bir kimse hasta olsa onu görmeye gider, hastanın hâlini
HAZRETİ İBRAHİM (A.S) VE MİSAFİR
İbrahim Aleyhisselam, sofrasında misafir olmadan yemek yemezdi. Misafir gelmezse, evinin önüne oturur, beklerdi. Bir akşam yine misafir beklerken ateşe tapan bir adam yani bir mecusi geldi. İbrahim Aleyhisselam'a karşı, kendisine misafir olmak istediğini söyledi. Hz. İbrahim, Allah'ın sevgili peygamberiydi adama: Gel iman et de seni misafir edeyim, dedi. Adam müslüman olmayı kabul etmedi. O Müslüman olmayı kabul etmeyince, İbrahim Aleyhisselam da onu misafirliğe kabul etmedi. Nihayet mecusi çekip gitti. Bunun üzerine Hz. Allah'tan İbrahim Aleyhisselam'a nida geldi: - Ya İbrahim! O kulum bana ibadet etmediği halde ben yetmiş senedir ona rızık veriyorum. Hiç bir zaman iman etmediği için rızkını kesmedim. Sen hemen onun imansızlığını yüzüne vurdun ve onu misafirliğe bile kabul etmedin. Hz. İbrahim derhal adamın peşinden gitti, aramaya başladı. Onu buldu ve: - Gel aman benim misafirim ol, diye yalvardı. Mecusi adam: - Daha önce beni iman etmediğim için misafir etmemiştin. Şimdi ise misafir etmek için yalvarıyorsun. Sebebi nedir? diye sordu. - Hazreti İbrahim Aleyhisselam durumu anlattı. Allah Teala, seni misafir etmediğim için beni ikaz etti, diye meseleyi anlattı. Bunun üzerine, hislenen mecusi: - Bu ne yüce Rab ki, kendine iman etmeyen benim gibi bir kimse için kendi peygamberini ikaz ediyor, diye derhal imana geldi. ( Az önce denk geldim bu kıssayla, sizlerle de paylaşmak istedim.)
Reklam
75 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.