Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Night's Watch
"Gece çöküyor ve son nefesime kadar sürecek nöbetim başlıyor. Evlenmeyeceğim. Mülk edinmeyeceğim. Baba olmayacağım. Hiç taç takmayacak, zafer kazanmayacağım. Nöbette yaşayacak, nöbette öleceğim. Ben karanlıktaki kılıç, duvardaki gözcüyüm. Ben soğukta yanan ateş, şafak vaktindeki ışığım. Ben uyurları uyandıran nida, diyar halkını koruyan kalkanım. Bu gece ve gelecek tüm gecelerde, hayatımı ve onurumu Gece Nöbetçileri'ne adıyorum."
MUHABBETİN HAKİKATİ
Allâhü Teâlâ ve Resûlünü (s.a.v.) sevmek, her mümin üzerine farz-ı ayındır. Nitekim Bakara Sûresi’nin 165. âyet-i celîlesinde -meâlen-: “Müminlerin ise Allâhü Teâlâ’ya muhabbetleri, her şeyden daha ziyâdedir.” buyurulmuştur. Muhabbet; insanın hoşuna gittiği için bir şeye meyletmesidir. Bir kulun, Rabb’ine karşı hakîkî muhabbeti ise ancak kalbini,
Reklam
MUHABBETİN HAKİKATİ
Allâhü Teâlâ ve Resûlünü (s.a.v.) sevmek, her mümin üzerine farz-ı ayındır. Nitekim Bakara Sûresi’nin 165. âyet-i celîlesinde -meâlen-: “Müminlerin ise Allâhü Teâlâ’ya muhabbetleri, her şeyden daha ziyâdedir.” buyurulmuştur. Muhabbet; insanın hoşuna gittiği için bir şeye meyletmesidir. Bir kulun, Rabb’ine karşı hakîkî muhabbeti ise ancak kalbini,
Hasta Ziyareti
Hastayı ziyaret etmek, onun hâl ve hatırını sormak, hastanın ihtiyaç duyduğu bir husûsta, ziyaretçinin gücü yettiği kadar hastaya yardımda bulunması sünnettir. Hasta ziyareti, dînî ve ahlâkî bir vazife olup çok sevaptır. Peygamber Efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem Hazretleri, Ashâb’ından bir kimse hasta olsa onu görmeye gider, hastanın hâlini
Hasta Ziyareti
Hastayı ziyaret etmek, onun hâl ve hatırını sormak, hastanın ihtiyaç duyduğu bir husûsta, ziyaretçinin gücü yettiği kadar hastaya yardımda bulunması sünnettir. Hasta ziyareti, dînî ve ahlâkî bir vazife olup çok sevaptır. Peygamber Efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem Hazretleri, Ashâb’ından bir kimse hasta olsa onu görmeye gider, hastanın hâlini
HAZRETİ İBRAHİM (A.S) VE MİSAFİR
İbrahim Aleyhisselam, sofrasında misafir olmadan yemek yemezdi. Misafir gelmezse, evinin önüne oturur, beklerdi. Bir akşam yine misafir beklerken ateşe tapan bir adam yani bir mecusi geldi. İbrahim Aleyhisselam'a karşı, kendisine misafir olmak istediğini söyledi. Hz. İbrahim, Allah'ın sevgili peygamberiydi adama: Gel iman et de seni misafir edeyim, dedi. Adam müslüman olmayı kabul etmedi. O Müslüman olmayı kabul etmeyince, İbrahim Aleyhisselam da onu misafirliğe kabul etmedi. Nihayet mecusi çekip gitti. Bunun üzerine Hz. Allah'tan İbrahim Aleyhisselam'a nida geldi: - Ya İbrahim! O kulum bana ibadet etmediği halde ben yetmiş senedir ona rızık veriyorum. Hiç bir zaman iman etmediği için rızkını kesmedim. Sen hemen onun imansızlığını yüzüne vurdun ve onu misafirliğe bile kabul etmedin. Hz. İbrahim derhal adamın peşinden gitti, aramaya başladı. Onu buldu ve: - Gel aman benim misafirim ol, diye yalvardı. Mecusi adam: - Daha önce beni iman etmediğim için misafir etmemiştin. Şimdi ise misafir etmek için yalvarıyorsun. Sebebi nedir? diye sordu. - Hazreti İbrahim Aleyhisselam durumu anlattı. Allah Teala, seni misafir etmediğim için beni ikaz etti, diye meseleyi anlattı. Bunun üzerine, hislenen mecusi: - Bu ne yüce Rab ki, kendine iman etmeyen benim gibi bir kimse için kendi peygamberini ikaz ediyor, diye derhal imana geldi. ( Az önce denk geldim bu kıssayla, sizlerle de paylaşmak istedim.)
Reklam
İbn Teymiyye El-Harrani Diyor Ki; " Kişinin `Ya Muhammed, Ya Nebiullah`Veyahut Benzeri Başkalarına Nida İçerikli Sözler Telaffuz Etmesinden Kasıt, Nida Edilen Kişi Kalpte Canlandırıp Tasavvur Edilerek, Kendisini Muhatab Almasıdır Nasıl Ki, Namaz Kılan Tahiyyatta;'Esselamu Aleyke Eyyuhennebiyyu` Diyerek ALLAH ( Celle Celaluhu) Rasulunu ( Sallallahu Teala Aleyhi Ve Sellem) Selamlaması Gibi. İnsanlar Bunu Çok Yapar Ve Kendi Nefsinde Tasavvur Edip Düşündüğü Şahsi Muhatab Alır Konuşur, Velevki Dışarıdan Bir Kişi Bunu Yaptığını Görmese Bile.." Kaynak;{ İbn Teymiyye El-Harrani/ İktiza'u's-Siratil-Mustakim, Cilt2,Sayfa;319 }
Ölülerinizi Mezarda unutmayınız!
Peygamber Efendimiz (s.a.v) buyurdular ki: Ey Ashabım! "Ölülerinizi Mezarda unutmayınız! Hususiyetle de ramazan-ı şerif ayında (hiç unutmayın). Çünkü ölülerinizin ruhları evlerine gelirler. Onlardan her biri (erkek ve kadınlar) tam bin kere nida eder ve seslenirler: "Bize Şefkat ve Merhamet Edin! İyilik Yapın! Bir dirhemle de olsa! Bir çörek, bir ekmek kırığı, bir dua, bir ayeti kerime okumak veya bir (muhtaca) elbise giydirmek olsa da bize Hediye Gönderin... Allah-ü Teâla Hazretleri de size cennet elbiselerinden bir elbise giydirsin..." (Ruhul Beyan Tefsiri, 13. Cüz, Rad Suresi, Cilt 4. Sahife;366)
Feylosof Rıza “Allahü Ekber ve Yâ Ali Senden Meded” Nidasıyla Kaleme döktüğü nefesinde dinde irşadını Ehlibeyt’e ve pirinden aldığını, mânâ aleminde Hz. Ali’nin kendisini Mansûr misâli sorguladığını ve bu âlemin nurunun Hz. Haydâr’ın nurundan geldiğini belirtmektedir. Karababa Dergâhında Nasîp aldık bu mâtemhâneyi fani görenlerden Civâr-ı
Güzel Şeyler Olsun Baba-İshak Edebiyat-S.N.Demir
“Belki de başına gelen iyi bir şeydir baba. Ne çok insan şu kâinat üzerinde unutmayı istediği nice şeylerle yaşıyor ve her sabah yeniden onlarla uyanıyor bir bilsen… Fakat sorsan şimdi onlara, hiçbiri de istemez Alzheimer olmayı. ‘Aman!’ Derler, ‘iyi hatıralar da gider, istemem!’ İşte insan bazı şeyleri isterken bir diğer yan olasılığı göğüslemek istemiyor baba.” ishakedebiyat.com/post/öykü-sed...
Reklam
Dinin insanları sadece geçmişe bağladığını zannedenler, dinin özünü ve hakikatini anlamayan kimselerdir. Yüce İslam dininin asıl vazifesi, insanı bu dünyadan daha hayırlı olan bir ölümsüz bir hayata hazırlamaktır. İslam'da, geleceğe bakış ve gelecek için hazırlık yapmak esastır. Nida Yayınları/ S.70 #Müslümanın_Hayatında_Vakit
HAYSİYETSİZ MÜSLÜMANLARIN ŞEREFLİ PEYGAMBERİ 3 (Oku ve UTAN)
BENİ KURAYZA GAZASI (Kutsal Katliam) Hicret’in 5. Senesi, Zilkade Ayı (Milâdî 627) Benî Kurayza Yahudilerinin Peygamber Efendimiz (sav) le olan anlaşmalarına gö¬re, Hendek Muharebesi’nde düşman tarafından sarılan Medine’yi Müslü¬manlarla el ele vererek müdafaa etmeleri gerekiyordu.(1) Fakat bunu yapmadı¬lar. Üstelik anlaşma hükümlerini hiçe
Ey Rabb-i Rahîmim ve ey Hâlık-ı Kerîmim! Benim sû-i ihtiyarımla ömrüm ve gençliğim zayi olup gitti. Ve o ömür ve gençliğin meyvelerinden elimde kalan, elem verici günahlar, zillet verici elemler, dalâlet verici vesveseler kalmıştır. Vebu ağır yük ve hastalıklı kalb ve hacâletli yüzümle kabre yakınlaşıyorum. Bilmüşahede, göre göre, gayet
182 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.