"Sanırım. Galiba. Bilmiyorum." Diye eminsiz cevaplar verip alt dudağını aşağı doğru kıvırırken, bakışları bir süre arkamdaki şöminenin ateşini izledi. "Belki de sadece beğendim. Büyülendim de denebilir. Çok güzel bir şey görmenin ardından yaşanılan o hayranlıktır belki kalbimi attıran. Bu da gerçek aşk mıdır ki?"
"Gerçek aşk sizce nasıl bir şey ki?" Diye merakla başka bir soru yöneltirken, ellerimi kucağımda birleştirdim.
"Belki kitaplardaki gibi, belki de hiç değil ama bana kalırsa, karşılıklı olduğu sürece bunun adı gerçek aşk. Bu da mucizevi bir ihtimal. Gerçekleştiğinde ise bazı şeyler olur; Gözlerini kaçıramazsın mesela o kişiden. Her gece yatmadan önce ve sabah gözlerini ilk açtığın zaman aralığı boyunca hep aklındadır ve düşünmeyi durduramazsın. Yanında kalp atışların hızlanır, elin ayağın kuvvetini kaybeder ve sürekli o kişi ile olmayı arzularsın. Artık baktığın her şey daha canlı, daha güzeldir. Tüm dünya güzeldir çünkü bilirsin ki, o kişi bu dünyada ve burayı kusursuzlaştırıyor."
/Servant/