Çok daha olumlu taraflarını düşünmem yeterliydi. İşin özü, uyuyamamanın yaşamımı genişlettiğini düşündüm. Gece ondan sabah altıya kadar olan zaman aralığı yalnızca bana aitti. Bu, bir günün üçte birine denk gelen zaman, bugüne kadar “uyku” diye, “sakinleşmek için tedavi biçimi” diye adlandırdıkları eylem tarafından tüketiliyordu.