Günde sekiz saat mesai. Akşam eve gelmem saat yediyi buluyor. Tüm günüm, akşam yemeğini yedikten sonra içeceğim çayın hayalini kurmakla geçiyor. Eve bir geliyorum, öğretmen bizim oğlana beş sayfa ödev vermiş. Her gün beş sayfa ödev veriyor üstelik. Hani, bakan dememiş miydi eve ödev verilmeyecek diye?
Çay bardağını elime alır almaz oğlan elinde
Karakteri az -hatta bir iki taneyle sınırlı olan- ve daha çok anlatı formatında olan, psikolojik tahlilleri fazla olup teması varoluş sancısı, bireyin yabancılaşması üzerine olan roman veya hikayeler en sevdiğim kitaplardır. Mutsuzluk Zamanlarında Mutluluk da bu özelliklere uyan, epey beğendiğim bir eser oldu.
Romanın kahramanı Gerhard Walrich,
Beş günde kaç kitap okursunuz? Hayır, bu bir hızlı okuma etkinliği değil. Hayır hayır çok kitap okuma etkinliği de değil. Bu her gün 3 saat kazanırsanız, hayatınızda ne değişir, bunu görme etkinliği. Hepimiz son bir yıldır hayatı başka türlü de yaşayabildiğimizi gördük. Peki, yaşayabildiğimiz kadarını ne kadar etkili ve etkin yaşıyoruz? Uyku
Yedi Güzel Adam'dan bir tanesi, 'Rasim Özdenören' Türk öykücülüğü ve deneme yazarlığının ustalarından. Olaylara bakış açısı, betimlemeleriyle kendine has bir kalemi var.
Anadolu hikayelerinden oluşan, dönemin sorunlarını aktaran, hızlı okunabilecek akıcı bir kitap. Dört öykü var içerisinde. Kitabın adını taşıyan öyküyle başlıyor. Kamber'in hikayesini babasını kurtarmak için yaptıklarını anlatıyor. Hüzünlü bir hikayeydi.
İkinci öykü; Sabah Aralığı, haksız bir suçlamadan kaçan Halil'in hikayesi..
Üçüncü öykü; Kan, çocuğu tarafından geride bırakılan babanın yaşadıkları..
Sonuncu öykü; Çatışma, genç bir kızın sevdiği adam için verdiği mücadele, iç dünyasında yaşadıkları..
Bütün öykülerde, toplumsal sorunlardan bahsedilmiş, samimi bir dille yazılmış çok iyi bir öykü kitabı..
Karanlık sözler yazıyorum hayatım hakkında.
Aşklarım, inançlarım işgal altındadır
tabutumun üstünde zar atıyorlar
cebimdeki adreslerden umut kalmamıştır
toprağa sokulduğum zaman çapa vuran adamlar
denize yaklaşınca kumlar ve çakıl taşları
geçmiş günlerimi aşağılamaktadır.
İsmet Özel
#10 Yanvar. Bugün mənim world ilə rastlaşdığım gündür. Bugün
Dil anlatım güzel yeni bir yazar oldukça farklı yaş aralığı olan bir çiftimiz var . Normalde buna gerçek hayatta oldukça sinir olsam bile kitaplarda pek takmam ama konu ve karakterlerin hali çok önemli tabi .Burada kadın karakter 23 yaşında bakire ve inanılmaz sıkıntılı halleri var aile yüzünden . Adam ona muhteşem bir kurtuluş oldu aşkı buldu evet ama bilmiyorum . Kızın daha sağlam olması ve öyle kararlar vermesini isterdim sanırım belli noktalarda adam yönlendirme yaptı gibi oldu .
Isobel 23 yaşında ailesi beş kuşaktır falan hep doktor anne baba zaten al eline sopayı sabah akşam bir tur döv tipi ebeveynler . Kızın ablasının Bora Bora adalarında olacak düğünü için bir hafta öncesinden tüm iki tarafın ailesi birleşiyor . Isobel daha uçağından indiği gibi erkek tarafının babası Judah ile kim olduğunu bilmeden karşılaşıyor . Sonrasında ilk andan başlayan karşılıklı beğeni adamın büyük uğraşları ve düzgün yaklaşımı ile ilişkiye dönüyor . Kızın ailesi öğreniyor hafiften sıkıntılı anlar oluyor ama düzeliyor tabi . Bir sene sonraya ait bir son bölümde konmuş .
Zaten kitap bir nevi Novella 168 sayfa kadar .
(Çikolatayı sildim +1 başka kitap diyelim; kitapçıdan çikolatayı nasıl göndereyim :) )
Herkese hayırlı akşamlar..
Hısnu'l-Müslim - Kur'an ve Sünnette Müslüman Sığınağı isimli eseri 10 kişiye hediye etmek istiyorum.. Tabii ufak bir şartım var :) Kitap elinize ulaştıktan sonra 2 ay içinde sabah ve akşam zikirlerini ezberlemenizi rica ediyorum. Şartı kabul edenler talip olsun lütfen, olağanüstü bir hâl haricinde ezberlenmemesi KUL HAKKI olacaktır, bu konuda hassas olunmasını rica ediyorum. Talip olmak isteyenler yoruma Riyazus Salihin'den bir hadisi sayfası ile beraber yazıp talip olacağını belirtebilir. Zaman aralığı belirtmiyorum, yorum yazan ilk 10 kişiye göndereceğim inşallah.
(Buradan RiyazusSalihin'e erişirseniz kopyala yapıştır yaparken daha düzenli olur inşallah: #199202405
Sabah ve akşam zikirleri için aşağıdaki linkin 39. sayfasından itibaren bakabilirsiniz:
d1.islamhouse.com/data/tr/ih_book...)
Duyguları okuyucuya aktarmada oldukça başarılı bulduğum yazarlardan biri olan Stefan Zweig'in bugünde "Bir Kadının Hayatından 24 Saat" adlı eseriyle tanıştım.
Zweig, olağanüstü gözlem yeteneği ve güçlü cümleleri ile bir kadının kalbinin derinliklerine inerek, aşk ve tutku kavramlarını yeniden sorgulatıyor. Bir tutkunun peşinden
böylelikle uyuyamamaktan korkmaz hale geldim. korkacak hiçbir şey yoktu. çok daha olumlu taraflarını düşünmem yeterliydi. işin özü, uyuyamamanın yaşamımı genişlettiğini düşündüm. gece ondan sabah altıya kadar olan zaman aralığı yalnızca bana aitti. bu, bir günün üçte birine denk gelen zaman, bugüne kadar “uyku” diye, “sakinleşmek için tedavi biçimi” diye adlandırdıkları eylem tarafından tüketiliyordu. fakat bu süre artık bana aitti. hiç kimseye değil. bana. ben o zamanı dilediğimce kullanabilirdim. hiç kimse tarafından rahatsız edilmeden, hiç kimsenin taleplerine maruz kalmadan. evet öyle, tam anlamıyla genişletilmiş bir zaman. yaşamımı üçte bir oranında genişletmiştim.
Bendeniz, Efendimiz ile ilgili farklı yazarların kitaplarını okumayı ve istifade etmeyi çok severim. Bu kitabı da bir akrabamızın evinde gördüm ve okumak için aldım. Ancak hayra yoruyorum ki, iyi ki bu kitabı ilk ben okudum ve gördüm, bu kitabı okumamaları için de tekrar iade ettiğimde sebebini açıklayacağım ve tavsiye etmediğimi belirteceğim.
Yaşar doğar ölürüz büyürüz.. Belki de kelimelerin sirasal olarak yer değiştirmesi gerekir. Bizi biz yapan, kararlarımiza yon veren, bilincimizi şekillendiren, kimliğimizi ortaya koyan, duygularımızı harmanlayan organa hiç baktık mı? Bu incelemenin diğer bazı organlar üzerine yazılan incelemelere göre okunacağını ya da dikkat çekeceğini sanmıyorum.
Yusuf'un yarattığı sessizliği düşündüm bu sabah Ali Şeriatî'nin satırlarını okurken. Kendisine kadınların önüne çıkması emredildiğinde geçmişle geleceği birbirine rapt eden, gayba yaşlanmış yeni bir zaman zarfı yaratılıyordu sanki. Belki dondurulmuş geçmiş zaman olarak tesmiye olunabilir bu zaman aralığı. Kadınlar Yusuf'u görüyorlar
aylardan aralıkmış
aralık yazıyor duvardaki takvim
nedense hiç sevmedim şu aralığı
etimde kıymık gibi ağrıyıp durdu meret
çok mu hırpaladı soğuklar çıplaklığımı
işsiz mi kaldım birdenbire bir sabah
"Çok rica ederim, bu küçük salon düşünceleriyle, bu yatak odası aralığı sözleriyle beni aldatmaktan vazgeçin.... Bir sabah vaktinin anısıyla bütün bir ömre egemen olacak kadar güçlü ani sevgilere inanan aptallardan mı sandınız beni?»
aylardan aralıkmış
aralık yazıyor duvardaki takvim
nedense hiç sevmedim şu aralığı
etimde kıymık gibi ağrıyıp durdu meret
çok mu hırpaladı soğuklar çıplaklığımı
işsiz mi kaldım birdenbire
bir sabah ihzar mı yedim icra mı
uykulardan mı alınıp götürüldüm
kötü haberler mi yoksa
yoksa sevip alamadım mı
çok mu karaladılar yoksa
birgün karım diyeceğim yavruyu
bilmiyorum
bilmiyorum
naziler geçmiş bir şehir sanki içim