Salih b. Müslim bildiriyor: Âmir eş-Şa’bî bana: “Hadisleri bırakıp kıyasa tutunduğunuz içindir ki helak oldunuz! Bu kişiler (kendi görüşlerine itibar edenler), beni mescidlerden, evimdeki çöpten nefret ettiğimden daha fazla nefret ettirdiler” dedi.
Hilyetu’l Evliyâ ve Tabakâtu'l Asfiyâ
Hilyetu’l Evliyâ ve Tabakâtu'l Asfiyâ
Yavaşlık
Beklemek ve sabır, hayatımızdaki ayrıntıları daha iyi fark etmemizi sağlar. Kusurlu insanlarız hepimiz. Bu yüzden her birimiz biriciğiz.Her şey olmamıza, her şeyi yapmamıza, bilmemize,izlemememize imkan yok. Yetenek ve hünerlerimiz kadar, kusur ve incinebilirliğimiz de bizi Tamamlıyor.Japonyada Wabi Sabi felsefesi içine kusurluluğun güzelliği adeta kutsanır.Kırılmış bir zazonun çatlakları altın ile doldurulur.Kusurlarımızla daha güzeliz, velev ki çatlakları altınla/güzel eylemlerle doldurmayı bilelim
Sayfa 53 - Kapı 17.Basım
Reklam
Japon mimarisi wabi-sabi ruhuyla inşa edildiği için heybetli ya da mükemmel olmaya çalışmaz. Yapıların ahşap olması geleneği, şeylerin geçiciliğine ve yeni nesiller için yeniden inşa edilmesi gerektiğine vurgu yapar. Japon kültürü insanoğlunun ve yarattığımız her şeyin kısacık doğasını kabul eder.
Cevabı olmayan mesele: 3 Kardeş Meselesi...
Eş’arî ile hocası Ali el- Cübbai arasında geçen üç kardeş meselesi; “Mutezile ’ye göre kullar hakkında hayırlı olanı yaratmak Cenab-ı Hakka vaciptir. Bu görüşün doğruluğundan şüphe eden el-Eş ’arî, hocası Ebu Ali el- Cübbai el-Muteziliye sorar: -Biri kafir, biri Salih mü’min, biri de çocuk iken ölen üç kardeş hakkında ne dersin? Cübbai: Mü ’min yüksek derecelere ulaşır, kafir azapta kalır, çocuk ise ne sevaba erdirilir ne de azaba duçar olur. Eş'ari: Sabi, mü’min'in derecelerine gitmek isterse izin verilir mi? Cübbai: Hayır. Ona şöyle denir; Senin kardeşin bu yüksek derecelere ibadet ile ermiştir. Senin ise ibadetin yoktur. Eş'ari: Eğer Çocuk: Ya rab kusur bende değil, sen beni yaşatmış olsaydın sana itaat ederdim... derse Cenab-ı Hak ne buyurur? Cübbai: Allah şöyle buyurur; Sen yaşamış olsaydın isyan edecek azabıma duçar olacaktın. Bunu bildiğimden seni yaşatmadım, senin için hayırlı olanı yaptım. Eş'ari: Ya Kafir; Ey alemlerin Tanrısı, Ey acıyanların en çok acıyanı! Onun halini bildiğin gibi benim halimi de bilirdin, neden onun hayrına olanı yaptın da benim hayrıma olanı yapmadın... derse? Cübbai: Vesveseye tutuldun. Eş'ari: Hayır. Ben vesveseye tutulmadım. Ne var ki şeyhimizin söyleyecek sözü kalmamış.
Direnç Ve Wabı-Sabı
"Hem Budizm hem de StoacıLık var oLan tek zaman ve kontroL edebiLeceğimiz tek şey şimdiki zaman oLduğunu hatırLatır. Geçmiş ya da geLecekLe iLgiLi endişeLenmek yerine, şu anda oLanı takdir etmeLiyiz."
Sayfa 159 - İndigo kitapKitabı okudu
Direnç ve Wabi-Sabi
"Tanrım, değiştiremeyeceğim şeyLeri sükûnetLe kabuL etme Lütfunu bahşet, değiştirmem gereken şeyLeri değiştirmek için cesaret ve ikisi arasındaki ayrımı yapabiLmek için biLgeLik ver." ReinhoLd Nieburh-sükûnet duası
Sayfa 156 - İndigo kitapKitabı okudu
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.