"Yüz binlerce îmanlı talebeleriniz size âtî için ümit ve tesellî vermiyor mu?"
"Evet, büsbütün ümitsiz değilim... Dünya, büyük bir mânevî buhran geçiriyor. Mânevî temelleri sarsılan Garb cemiyeti içinde doğan bir hastalık, bir vebâ, bir tâun felâketi, gittikçe yeryüzüne dağılıyor. Bu müthiş sâri illete karşı Islâm cemiyeti ne gibi
Eğer Şeyh Abdülkadir-i Geylanî (R.A.) ve Şah-ı Nakşibend (R.A.) ve İmam-ı Rabbanî (R.A.) gibi zâtlar bu zamanda olsaydılar, bütün himmetlerini, hakaik-i imaniyenin ve akaid-i İslâmiyenin takviyesine sarfedeceklerdi.
Eğer Şeyh Abdülkadir-i Geylanî (R.A.) ve Şah-ı Nakşibend (R.A.) ve İmam-ı Rabbanî (R.A.) gibi zâtlar bu zamanda olsaydılar, bütün himmetlerini, hakaik-i imaniyenin ve akaid-i İslâmiyenin takviyesine sarfedeceklerdi.
Nedir bu haşmet, nedir bu istiğna, nedir bu azamet? Elindeki ihtiyar, bir kıl kadardır; ve iktidarın bir zerre kadardır. Ve hayatın söndü, ancak bir şule kaldı. değil Ömrün geçti, şuurun söndü, bir lem'a kaldı. Şöhretin gitti, ancak bir an kaldı. Zamanın geçti, kabirden başka mekânın var mı? Biçare aczine ve fakrına bir had var mı? Emellerin nihayetsizdir, ecelin yakındır. Evet, böyle acz ve fakrınla, iktidar ve ihtiyârdan hali bir insanın ne olacak hali? Hazain-i rahmet sahibi Hâlık-ı Rahmani'r Rahim'e, böyle bir acz ile itimad etmek lazımdır. Odur herkese nokta-i istinad, Odur her zayıfa cihet-i istimdad.
Fânîyim, fânî olanı istemem Âcizim, âciz olanı istemem. Ruhumu Rahman'a teslim eyledim, gayrı istemem. İsterim, fakat bir yâr-ı bâkî isterim. Zerreyim, fakat bir şems-i sermed isterim. Hiç ender hiçim, fakat bu mevcûdatı umumen isterim.
Şeriatta yüzde doksan dokuz ahlâk, ibadet, âhiret ve fazilete aittir. Yüzde bir nisbetinde siyasete mütealliktir, onu da ulü'l-emirlerimiz düşünsünler.
Bedîüzzaman Said Nursi 🌹
1)Anneye, Babaya iyi davranmak Şeriattır.
Onlardan birisi yahut her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına gelirse sakın onlara "Öf!" bile deme; onları
اَنْتَ فِى دَارِ الْحِكْمَةِ فَاطْلُبْ طَبٖيبًا يُدَاوٖى قَلْبَكَ
Sen dârü'l-hikmettesin; önce, kalbini tedavi edecek bir tabip ara.
Şeyh-i Geylanî (R.A.)
Düşündüm de özellikle biz sıcak odamızda sessiz sakin şuaları bir fincan çay eşliğinde okurken, zamanında çekilmiş çileleri tam anlamıyla anlamamız beklenemez elbette. O yüzden sadece utandığımızla kalıyoruz.
"Biz bir avuç insanız ne yapabiliriz ki" dememişler.
Hapislerde saçlarına aklar düşürmüşler.
Bugün dahi bir çok; tabiri caizse