348 syf.
10/10 puan verdi
·
113 günde okudu
İnceleme
1946 yılında yayımlanan kitabın ülkemizdeki ilk baskısı 1963 yılında Ataç kitabevi tarafından yapılmıştır. Bugün Can yayınları tarafından 348 sayfa olarak basılmaktadır. Kitabın çevirisi Merhum Ahmet Angın tarafından yapılmıştır. Kitabın türü felsefi romandır. Bu türün alametifarikası, olay ve kurgunun yok denecek kadar arka planda kalmasıdır.
Zorba
ZorbaNikos Kazancakis · Can Yayınları · 202016,3bin okunma
Zâtî
Bir mansıbı olmayan Zâtî, şâirliği tamamen bir geçim kaynağı yapmış bir şâirdir. Balıkesir’de çizmecilik yaparken “şi’re heves edüp” İstanbul’a gelmiş ve devrin en gözde şâirlerinden olmuş­tur. Zâtî, ilk defa 28 Temmuz 1510 tarihinde padişaha sunduğu bir kasîde için 2000 akça câize almış görünmektedir (Erünsal, 332-129). Öteki şâirler gibi bir “mansıbı ve kaydı ve eşgâl ve a’mâli” olmadan, sırf şiir yazmak ve câize toplamakla geçimini sağlamış; devrin şâirleri ile birlikte olup kendini yetiştirmişti. Fakîrdi; şiir onun tek geçim kaynağı olduğundan “ekâbire kasî-de ve nazîre lâzım olsa, eski kasîde ve gazellerinden” yararla­nırdı. Geçimi için, aşağı rütbeden müderris ve kadılara dahi kasîde düzerdi. Kasîdelerinin fiyatı bir altına (60 akça) kadar inmişti. Yazdığı kasîdelerin sayısı dörtyüze, gazelleri bin yedi-yüze varıyormuş. Özetle, Zâtî, yeni tipte bir şâir olup sanatı açıkça satılık bir meta’ haline getirmiş bir şâirdir ve şiir kitabı yazıp satan ve bununla geçinmeye çalışan modern şâir/yazar tipinin bildiğimiz en eski temsilcisidir.
Reklam
Aşk peki neydi?
Aşk bu olsa dedi şair. Ve çırağı seslendi öteden; aşk yaralı bir kuştur patron, kanadın iyiyse uçmaya hazırsın demektir... #yusuf
Dilde gamzen oku var iken gamun gönderme kim Konmağ olmaz dostum mihmân mihmân üstüne Burada gamze/gam kelime oyunu ve misafir üstüne misafir olmaz atasözü, şiirin sanat değeri olarak algılanmaktadır. Ata-sözlerine gönderme, erken dönem Osmanlı şiirinde aranan bir özelliktir.
Burada önemle kaydetmek gerekir ki, divan şiirinde doğal coşku, lirizm değil, tasannu’ esastır. Saray kültürüne sahip hükümdarlarla devlet büyüklerine, çeşitli “fenler”in uygulandığı sanatkârâne eser hitab eder. Bu çeşit eserler; sembolik, zihnî incelik isteyen, tasannu’ ürünü eserlerdir. Buna karşı halka yönelen, meselâ Karacaoğlan’ın şiiri gibi, realist-naturalist nitelik gösteren şiir, sanat sayılmaz.50 Zâtî gibi “sanâyi’-i şi’rîye” denilen sanatları en iyi kullanabilen becerili şâir, en iyi şâir sayılır.
Olmaya ‘imâret ebedî hâne-i kalbim Ger Lûtfun ile cûdun ana olmaya bennâ
Reklam
574 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.