Leylim Leylim, Ahmed Arif'in Leylâ Erbil'e gönderdiği mektuplardan oluşan, her bir cümlesi tepeden tırnağa aşk kokan bir kitap.
Bence bir yazarı, şairi tanımanın, iç dünyasını anlamanın en güzel yolu mektuplarını okumaktan geçiyor. Mektupları okurken sadece Ahmed Arif'in aşkı değil, o dönemin yayın ortamı, edebiyat dergileri, şairin sürgün günleri ve içsel dünyası hakkında da bilgi ediniyoruz. Ahmed Arif'in şiirini gerçekten namusu gibi gördüğünü de okurken hissetmek, anlamak mümkün.
Kitabı öyle hemen okuyup bitiremedim. Haftalarca sindirerek okudum her bir mektubu. Sevdiği kadına yazarken aşkını, hüznünü, öyle güzel şekillerde bazen naiflikle, bazen ise hafif sitemkar dile getirmiş ki, müthiş etkilendim her satırdan. İç döküşüne aşık etti beni... Ya o hitaplar! "Leylâ Zalim Leylâ!", “Leylim”, "Sevgili Canım", "Sevgili ve Aziz bir tane Leylâ". Şair gözümde büyüdükçe büyüdü. Yer yer Leylâ Erbil'i kıskandığım da oldu. Hatta bu sebepten darladığım ve kitabı bitirmeme çok mutlu olanlar da yok değil . Selam olsun efendim .
Kimse kimseyi sevmek zorunda değil, ancak insan okurken yeryüzünde eşi benzeri olmayan bu sevdaya nasıl karşılık verilmez diye düşünüp, Ahmed Arif'in çaresizliği ile kahroluyor. Ah be Leylâ.