Can Xue – 4/1
Jon Fosse – 5/1
Gerald Murnane – 7/1
Anne Carson – 9/1
Ludmila Ulitskaja – 11/1
Mircea Cărtărescu – 11/1
Ngũgĩ wa Thiong’o – 11/1
Thomas Pynchon – 11/1
Neden diye soruyorum. Niçin yazar incelenemiyor? Salmanı çok inceleyesim var ama yapamıyorum, sebep? Hevesim neden kursağımda kalıyor? Kalbim neden hunharca kırılıyor? Yazar incelemek mühim değil mi? Birini okumaya karar vermeden hakkındaki incelemelere şöyle bir baksak pek hoş pek gözel pek yahşi olmaz mı? Olur.
Peki ne yapmak lazım? Yazarlar hakkında inceleme ekleyebilmek lazım. Evet öyle.
Çok. Her şeyden çok fazla. Sözcüklerin, imgelerin, duyguların, duyumların, renklerin, kokuların, seslerin kitap sayfalarından taşan çokluğuna rağmen bir olmamışlık duygusu sürekli varlığını hissettiriyor. Kitaplarına tıkış tıkış sıkıştırdığı bu çokluğa, sayfalardaki kaosun taşıdığı potansiyele ve delhi sokaklarına benzeyen karmaşaya bakıp bakıp üzülüyorum. Oysa ne lezzetli şeyler vaad ediyor yazar, pek çoğu havada kalan ne olası cennetler.
Ah GABO aşkım. Kimse senin gibi olamıyor.