Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
MEÇHUL ŞEHZADE: DELİ KURT Olay Örgüsü 1403 yılının sonlarıdır. Üstü örtülü bir kağnı gecenin karanlığında ilerlemektedir. Genç bir atlı tedirgin bir şekilde kağnıyı yönetmektedir. Kağnıda Yıldırım Bayazıd'ın oğlu İsa Beğ'in eşi Bala Hatun vardır. Bala Hatun hamiledir. Osmanlı sipahisi Çakır Ağa onu sütanasının evine götürmektedir.
Işıklı dünyanın karanlık yüzü Türkce
Işıklı dünyanın karanlık yüzü Dünyaya gelende vardı sebebi? Yaşaya bilmedi amaç üretdi. Düşünür ne yapsam daha gerekli? Seçtiğim beni de yapsın önemli. Beni tanısın dünyadakı insan.
Reklam
iyiliğe inananlar okusun
Hastanede doktor, beni ulaşılamaz bir alana gönderdi, iniyorum çıkıyorum öyle bir yer yok benim gibi biri daha inip çıkıyor abi burada öyle bir yer yok dedim, bulacağız dedi büyük bir mücadele ile diğer tarafta olduğunu öğrendik ama hala ulaşamıyoruz sadece asansörle çıkıldığını öğrendik yan yana 8 tane var abi hepsini çağırıyor. Abi yük asansörüne mi bineceğiz diyorum açılırsa bineriz diyor (haklı adam yeterki ulaşalım kafasında artık) istediğimiz alana ulaşmak yarım saat sürdü, önce abi, işini halletti sonra bana baktı, yolu bulamayacağımdan o kadar eminki “seni bekleyeyim mi ” dedi (gönlü güzel abim sana kıyabilir miyim bekle desem bekleyecek öyle içten soruyorki ) bekleme abi sen in işinden alıkoymayayım dedim gitti. Allah senden razı olsun abi, sağlığına sıhhatine kavuşursun inşallah en ufak ağrın sızın kalmaz rabbim her derdine derman olsun, derman olacak insanlar ulaştırsın sana, hayatının her alanında yol gösterecek güzel insanlar çıkarsın karşına.
TOZLU SAHİFELERDEN ÇIKIP YÜREKLERE YERLEŞEN KAHRAMAN: KÜR ŞAD (BOZKURTLARIN ÖLÜMÜ) Olay Örgüsü İncelemeye geçmeden önce romanın genişçe bir özetini vermek faydalı olacaktır. Olay 621 yılında, bir yaz gecesi başlar. Yüzbaşı Işbara Alp'ın buyruğundaki Gök Türk erleri bozkırda uyumaya çalışmaktadırlar. Ertesi gün Çin'e akın
Ben Kudüsüm
Ey Rabbim! “Peygamberle başbaşa konuşacağınız zaman, Bu konuşmanızdan önce bir sadaka verin.” Buyuruyorsun. Benim tasadduk edecek hiçbir şeyim yok, Gölgemde beni savunurken canlarını veren çocuklardan başka. Kabul buyur Allah'ım Beni duyur Allah'ım!
Papatya& Yakamoz [9-13]
Papatya Yakamoz'un yazdıklarından çok etkilenmişti. Bu nasıl sevmek böyle, Yarabbi, diyordu kendi kendine. Normal bir insan hiç böylesine bir yorumlama yapabilir miydi? Hoş, Yakamoz'a bunları yazdıran yegane güç, yegane ilham kendisinin de belirttiği üzere Aşktı. Zaten öyle değil midir, şiirden en çok nefret edenlerimiz bir kere
Reklam
Ne sana kalır ne bana koymuşlar adını dünya Kimse baki kalmaz bu harabe cihanda Üzülme Nefsim gel kulak ver bu kelama Yolun sonunda girersin içi kara mezara Sen madur ,ben madur olmayalım sonda Ben senim sende bensin işin ucunda Gel alnı açık şekilde çıkalım o huzura Kimseler destek olmaz Mahşer dumanın da Fikrim ile kalbim , budur benim servetim Başkalarına değil Kendimedir bunca vebalim Belki Rahmet eder beni müminler ile haşır eder Çıkma diyor karşıma başka kulun hakıyla Ya Râb Bilirim Rahmetin çoktur, her kuluna Bu kulunu da O rahmetten mahrum bırakma
Yakamoz& Papatya -10
"Papatya: Bir gün gidersem buralardan, ne yaparsın? Yakamoz, böyle hiç haber vermeden, apansız... Sensizliğe sığınırım, papatya. Papatya:nasıl yani? Bir gün olur da kaybedersem seni, bu şehir bir garip Yakamoz'un yıkıldığı yer olur papatyam; kilitlerle dolu kalbimi, tek bir anahtarla açan sen gidersen, yokluğunda bu kalbi bir daha kimse açamaz. Öylesine yer etti ki şu yaralı gönlümde bir tebessüm edişin, bana tüm acılarımı unutturuverir. Hiçbir şey eskisi gibi gelmez gözüme gayrı. Gökyüzüne bakınca seni hatırlamam, mesela, yada bir çiçek görünce acaba bu da hangi aşığın tesellisi olacak diye düşünmem asla. Sabahlarım bir tuhaflaşır, artık uyanmak istemem rüyalardan. Bilirim seni bir daha göremeyeceğimi, suratsız bir adam olurum mesela, eski yakamoz mumla aranır etrafta tüm gün, çatık kaş, duygusuz bir suratla gezer dururum dört bir yanda. Yanlış anlama sakın, bu sinirim sana değil. Benim tüm öfkem kendimedir, papatya; kendime en çok kendime kızarım. Ben nasıl yaşamışım böyle duygusuz, mantık harici hiçbir şey bilmeyen, kalpsiz bir adam olarak. Nasıl bilememişim seni gördüğüm günlerin nimetini, nasıl görememişim o sıradan gelen günlerin saçtığı muhteşemliği. Kalemim tutmaz olur, değil şiir, tek bir kelime yazamaz bu vurgun. İlhamını kaybeden şair, kanadını kaybeden kuş, suyunu kaybeden balık misali savrulurum burada sensizliğin başkentinde. Ateş sadece kalbimde kalmaz, tüm vücudumu yakar sensizlik. Öyle yakar ki küllerim saçılır seni gördüğüm her bir sokağa... Yağmurlar artık sevimsiz bir ıslaklık olur benim için. Artık görmem seni binlerce damlalar arasında..."
Özgür Vural
Özgür Vural
kendini arayan herkese...
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.