Bu aralar çok sık karşılaştığım bir kitap olan Çocuk Yasası, çocuğun refahı ve dini arasında kalan bir hâkimin ikilemini sunuyor. Çocuk ile hâkim karşılaştıktan sonra ikisinin de hayatı değişiyor diyebiliriz. Çocuğun, canı pahasına dininden vazgeçmemesi, küçüklüğünden beri yetiştiği din ortamının onu nasıl etkilediğini gözler önüne seriyor bize.
Bitirdiğimde ne hissettiğimi bilemediğim bir kitap oldu. Ayfer Tunç'un okuduğum ilk kitabı değildi, Kapak Kızı ve Yeşil Peri Gecesi kitaplarında aldığım tadı aldım, o kitapları okurken hissettiğim şeyleri hissettim.
Bazı yorumlarda kitapta baskı hatası olduğunu söyleyenlere denk geldim ancak öyle değil, sol tarafta erkeğin, sağ tarafta da kadının yazdığı günlüklerden oluşan bir kitap Suzan Defter. Dolayısıyla bu ayrıntı, kitabı bambaşka bir konuma getirdi gözümde. Kitabı okurken zorlanmadım, tarih tarih sıra ile gittim okuma yaparken. Bir erkeğin günlüğünü, bir kadının günlüğünü okudum. Böylelikle iki insanın bakış açılarını daha kolay bir şekilde kavrayabiliyoruz.
Kitap çoğu yerde içimin kararmasına neden oldu, ancak bunu yazarımızın yazma yeteneğine veriyorum tabii ki :) Ayfer Tunç'un üslubunu çok seviyorum, kitabı okurken hiç zorlanmadan akıp gidiyor sanki. Bir günde biten bir kitap oldu, kitaba aşık oldum diyemem ama sevmedim dersem de büyük yalan söylemiş olurum. Sırf yazarın dili için bile okunabilir. Yazış tarzını çok beğendiğim için bütün eserlerini okumak istememi sağlayacak kadar akıcı bir üsluba sahip yazarımız. Okuduğum son kitabı olmayacak kesinlikle, sayfaları hızlı hızlı çevirip "Bir sonraki sayfada ne olacak?" sorusunu sorduruyor kesinlikle. Çok değişik ve keyifli bir okuma oldu diyebilirim.
Suzan DefterAyfer Tunç · Can Yayınları · 202213,1bin okunma
Bir önceki kitabım Uzaktan Kumandalı Kız'dan sonra ilaç gibi geldi bu kitap. Kitap resmen kendiliğinden akıp gitti. Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın Gulyabani adlı eserini daha önce okumuştum ancak yayınevinden kaynaklı mıdır bilmiyorum, pek ısınamamıştım, bir önyargım vardı yazara ve kitaplarına karşı. Ancak bu kitabına resmen aşık oldum aşık! Yazarın dili ve üslubu o kadar güzel, o kadar akıcı ki, kitabın resmen dili damağımda kaldı. Bir feminist olarak kitabı okurken çoğu yerde tepem atsa da, "Bu sadece bir kitap heyy sakin ol" diyerek kendi kendimi sakinleştirdim :D Kitaptaki eril dile ve ifadelere rağmen kitaba bayıldığıma ben bile inanamıyorum aslında :) Bu da kesinlikle yazarın kabiliyeti diye düşünüyorum.
Âllame Hürrem'in yazdıklarını okurken resmen içim bayıldı, Şadan Bey'in cahilliğine ve verdiği cevaplara gülümsemekten kendimi alamadım, kitaba daha ilk sayfalarında ısınıverdim. Kesinlikle yazarın diğer kitaplarını da okuyacağım. Hatta kitaplığıma birkaç tane kitabını ekledim bile. Dilini, mizahını, anlatış tarzını çok sevdim Gürpınar! Yakında diğer kitaplarında görüşmek üzere.
"Başkasının vicdanını kendinizinkine göre ayar etmek yetkisini nereden alıyorsunuz? Sizin gibi düşünmeyen, düşünemeyen felâketzedeyi aforoz ediyorsunuz."
Birçok okurun büyük bir beğeniyle okuduğu bu kitabı bitirdiğimde, "Acaba ben mi anlayamadım?" sorusu yankılandı beynimde. Çok büyük bir beklentiyle başladığım Uzaktan Kumandalı Kız, benim için bir hayal kırıklığı oldu diyebilirim. Konu oldukça özgün, ancak yazarın anlatışından dolayı mı bilmiyorum ama kitap beni bir türlü içine çekemedi. Zaman geçişleri çok hızlıydı, okurken oradan oraya savrulduğumu hissettim.
Kitabın ancak 50.sayfalarından sonra içine girebildim, zaten 70 sayfalık bir eser. Bu kadar kısa bir kitabı anlayabilmek için bu kadar efor sarf etmek beni bir tık zorladı diyebilirim.
Yazara büyük bir merakım vardı, hâlâ da devam etmekte, o yüzden diğer kitaplarına da bir şans vereceğim. Ama bu kitabı maalesef beğenemedim.