Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sanatın Empatiyi İnşa Edişi
Sanat bir paylaşma hareketidir. Paylaşılan deneyimler merak duygusunu harekete geçirerek daha az ben odaklı daha çok açık fikirli olmamızı sağlar. Beynin yaratıcılık ve hayal gücünün doğduğu sağ yarımküresini harekete geçirir ve sanatçının anlatmak istediğini anlamamızı sağlar. Hayal gücü empatinin inşasındaki ilk adımdır: senin ne hissettiğini hayal edemezsem anlayamam da. Sanat hem düşünsel hem hissi empatiyi uyarır. Bir sanat eserini incelediğimizde tüm yaşanmışlıklarımız, anılarımız, bakış açılarımız ve deneyimlerimiz bir araya gelir ve gördüğümüz – duyduğumuz şeyi etkiler. O an beynimizdeki tüm duygusal alanlar uyarılır. Ne kadar sanat eserinin içine girebilirsek o kadar çok etkileniriz. Bu da bizi kendi bedenimizden dışarıya alır ve farklı bakış açılarını görmemizi sağlar. Başka bir insanın acısını, üzüntüsünü, mutluluğunu veya öfkesini anlatır. Ünlü oyuncu Alan Alda, sanatın paylaşılan insanlık olduğunu söyler. Uzm. Psikolog Lamia Kalender Ergül
Yazmak,yazmak,yazmak...
Henry Miller yazmaya dair duygularını “Tek bir gün bile yazmadan geçirebileceğimi düşünmek beni çıldırtıyor,” cümlesiyle ifade eder. Sait Faik ise duygularını  “Yazmasam deli olacaktım.” diyerek kelimelere döker. Ustaların bu sözleri, yazma eylemiyle olan ilişkimizi çoğaltmamız gerektiğini hatırlamak açısından önemli. Ancak bu sefer, yazma eylemi
Reklam
VAR MI SİZİN DE BÖYLE CİNNETLERİNİZ? “Deliler ile benim aramdaki tek fark, onların bunu kabullenmemesidir. Oysa ben biliyorum deli olduğumu.” diyor, sürrealist ressam Salvador Dali. Dünyanın büyük çoğunluğu onun deli olduğuna, geri kalanıysa dahi olduğuna inanıyor. Hem deli olmak, dahi olmaya engel mi? Ya da tam tersi; dehalar da bir gün
Sanatın Gücü
"Seni bir kalemde rezil ederim."
Körlük
İkinci defa okumamla büyülenişin arşa çıktığı o anlar… Kimileri çaresizliğin okuru nefessiz bıraktığı bir roman gibi görebilir; bense insana dair destansı ayrıntıları ağzım açık takip ettiğim bir olaylar zincirine eşlik ettim. Edebiyat dışında hiçbir sanatın, insanı insana, topluma ‘aslında ne olduğunu’ bu denli saf bir ihtişamla anlatacak gücü barındırdığını düşünmüyorum. Doktorun Karısı’nın heykelini nereye dikmemiz lazım, bunu tartışalım. Edebiyatın en ince ele alınmış beş on karakterinden biri desem yeridir. İnsanlığın en olumsuz taraflarına karşı amansız savaşlara girişen, yenilse de pes etmeyen, gücü kalmasa da ayakta kalması gerektiğini hisseden; artık toz haline gelmiş bir grubun medeniyetini ayakta tutan, derleyip toparlayan ve bunu tanımadığı insanlar ve ‘insan’ olduğu için yapan… Fedakârlık bir yıldız olsaydı eğer, ortasında kendi enerjisiyle parıl parıl parıldayan Doktorun Karısı olurdu.
Anna Karenina -Tolstoy
Tolstoy Anna Karenina romanını yazmaya başlamadan önce Peter ve Great adlı tiyatro oyunu üzerine çalışıyordu. Ancak arkadaşına yazdığı bir mektupta seçtiği projenin zorluğundan ve ilerleme kaydedemediğinden yakınıyor. O günlerde komşusu Bibikov’un metres hayatı yaşadığı kadın, Bibikov’un başka bir kızla evlilik planları yaptığını öğrenince evden
Reklam
Tolstoy'un bir sanat eserini okuyunca ilk olarak yazarla sonra da onu okuyanlarla bir "ruh birliği" yaşandığını en çok da buradaki insanların paylaşımlarından anlıyorum. Sanatın birleştirici gücü gördüğüm en sihirli şey. Bu gecemi de bu düşüncelerle geçiriyorum. İyi geceler 1K! 🤍✨
A.T Mühürlenmiş Zaman
Insanoğlu bıkıp usanmadan, kendisiyle dünya arasında bir ilişki kurar, bu dünyayı sahiplenmek, sezgisel olarak algıladığı idealiyle bu dünya arasında bir uyum sağlamak için yanıp tutuşur. Bu isteğin yerine geti- rilemez olması, insanların hoşnutsuzluğunun ve kendi benliğindeki eksikliğin yarattığı acının bitip tükenmeyen bir kaynağını oluşturur.
Bu sanatın gücü!
Ve sonra sonsuzluğu görüyorum; İstersem dokunabilirim, hissedebilirim; İniş yapmadan uçmak için mümkün olan tüm kanatları takın. Bir şekilde, tamamen özgür olduğumu hissedebiliyorum... Bu sanatın gücü!
Maya Tülü'nü Anlamada Hintli Bir Düşünürden Yardım Alma
Maya'nın hayatı. Nietzsche'nin mantığı şudur: Nietzsche, insan varoluşunun bir yanılsama olduğunu yani bir rüya gibi olduğunu söyler, ancak bir yanılsama olmasına rağmen Nietzsche'nin Maya perdesi dediği şey sayesinde hayatımızın anlamlı olduğunu söyler. Yani Nietzsche, Platoncu insan yaşamı anlayışının bir yanılsama olduğuna
194 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.