Sanat , doğası gereği insanları birleştirme özelliğine sahiptir. Her sanat , sanatçının aktardığı duyguyu alan insanların ruhlarını birbirine bağlar : İlkin ,sanatçıyla onun aktardığı duyguyu alanın ruhları arasında bir birleşme söz konusudur burada ,ikinci olarak da sanatçının aktardığı duyguyu alan bütün insanların kendi aralarındaki ruh birleşmeleri söz konusudur.
Hristiyan sanatı , hiç ayrımsız bütün insanları birleştiren sanattır ; ya da insanların Tanrı 'yla ve yakınlarıyla olan ilişkilerinde aynılık (farklı olmama) duygusu uyandıran sanattır ; ya da insanlarda son derece yalın olmakla birlikte , Hristiyanlığa ve hiç ayrımsız bütün insanlara aykırı düşmeyen ortak duygular uyandıran sanattır.
Bana kalırsa normal koşullarda sinemaya giden bir insan, oraya zaman için gider: yitirdiği zaman, kaçırdığı zaman, ya da henüz hiç yanına bile yaklaşamadığı zaman. Hayata dair deneyimlerini zenginleştirmeye gider, zira sinema, hiçbir sanatın yapamayacağı ölçüde insanın olgusal, pratik deneyimlerini genişletir, zenginleştirir ve yoğunlaştırır; üstelik basit bir zenginleştirme de değildir. Bu deneyimleri uzatır da, hem de esaslı bir şekilde. Sinemanın gerçek gücü buradadır, yoksa ne 'yıldızlar'ı, ne ele aldığı konuları, ne de eğlence özelliğiyle güçlüdür sinema. Gerçek sinemada seyirci, seyirci olmaktan ziyade tanıktır.
Yazarlar ya da kitaplar insanı iyi kılar mı? Sanatın veya edebiyatın öyle bir gücü gerçekten var mı?
Yaşar Kemal 'in okurlarına temenni içeren vasiyetini hatırlatayım:
1) Benim kitaplarımı okuyan katil olmasın; Savaş düşmanı olsun.
2)İnsanın insanı sömürmesine karşı çıksın; Kimse kimseyi aşağılayamasın.
Yaşar Kemal 'i, Sait Faik'i, Orhan Kemal'i, Saramagoyu özümseyerek okuyanın dünyaya,insana ve diğer canlılara en ufak bir kötülüğünün dokunacağı düşünülemez bile. Bu edebiyatın insanı iyi kılma gücüyle açıklanabilir ancak.
(
Bu heyecanlı ürperişin nedeni edebiyatın, tüm zamanları birbirinin içinden geçirerek yaşanılan anı, mekanı bir esere sabitleyerek ölümsüzleştiren gücü olsa gerek. Hayat ve sanatın sokakta karşılaşmasının büyüsüdür bu.