"Peki sen neden yazıp da, bize dünyanın bütün sırlarını anlatmıyorsun Zorba?"
" Neden mi? Çünkü ben, senin dediğin o bütün sırları yaşıyordum ve yazmaya vaktim yok da ondan. Bazen dünya, bazen kadın, bazen şarap, bazen santur... Onun için, şu saçmalar yumurtlayan kalemi ele alacak zamanım yok. Böylece de dünya, kağıt farelerinin ellerine kaldı; sırları yaşayanların vakti yok; vakti olanlar ise sırları yaşayamıyorlar. Anladın mı? "
Sayfa 249 - Can yayınlarıKitabı okudu
Birkaç Eylül birde sen ...
İçimde bir yağmur, sonbahardan çalınmış
Birkaç Eylül bir de sen senelerin ardından
Tarabya'da bir santur, nihavende gömülmüş
Ümitlerim küçülür saçlarımın kırında
Birkaç yağmur birde sen senelerin ardında ..
Sadri Alışık /Eylül
“İçimde bir yağmur sonbahardan çalınmış Bir kaç eylül bir de sen senelerin ardında
Tarabya' da bir santur nihavende gömülmüş
Ümitlerim küçülür saçlarımın kırında
Bir kaç yağmur bir de sen senelerin ardında.”
Sadri ALIŞIK
🍂İçimde bir yağmur,
sonbahardan çalınmış,
Bir kaç Eylül bir de sen
senelerin ardından
Tarabya da bir santur
Nihavend e gömülmüş
Ümitlerim küçülür
Saçlarımın Kırım'da
Bir kaç yağmur bir de
Sen senelerin ardında..🍁
Sadri Alışık
Sen kitapları dinlersin, ama onları kimlerin yazdığını bir düşünsene! Püf! Öğretmenler... Peki, ne anlar öğretmenler zamparalarla kadınlardan? Ellerinin körünü!..”
“Peki sen neden yazıp da, bize dünyanın bütün sırlarını anlatmıyorsun Zorba?”
“Neden mi? Çünkü ben, senin dediğin o bütün sırları yaşıyordum ve yazmaya vaktim yok da ondan. Bazen dünya, bazen kadın, bazen şarap-bazen santur... Onun için, şu saçmalar yumurtlayan kalemi ele alacak zamanım yok. Böylece de dünya, kâğıt farelerinin ellerine kaldı; sırları yaşayanların vakti yok: vakti olanlar ise sırları yaşamıyorlar. Anladın mı?”
İçimde bir yağmur sonbahardan çalınmış
Bir kaç eylül bir de sen senelerin ardında
Tarabyada bir santur Nihavend'e gömülmüş
Ümitlerim küçülür saçlarımın kırında
Birkaç yağmur bir de senelerin ardında..
Sadri Alışık
“İçimde bir yağmur sonbahardan çalınmış
Bir kaç eylül bir de sen senelerin ardında
Tarabya' da bir santur nihavende gömülmüş
Ümitlerim küçülür saçlarımın kırında
Bir kaç yağmur bir de sen senelerin ardında.”
İçimde bir yağmur
Sonbahardan çalınmış
Birkaç eylül bir de sen senelerin ardında Tarabya' da bir santur nihavende gömülmüş Ümitlerim küçülür
Saçlarımın kırında
Birkaç yağmur
Bir de sen senelerin ardında..
“Peki sen neden yazıp da, bize dünyanın bütün sırlarını anlatmıyorsun Zorba?
Neden mi? Çünkü ben, senin dediğin o bütün sırları yaşıyordum ve yazmaya vaktim yoktu da ondan. Bazen dünya, bazen kadın, bazen şarap, bazen santur… Onun için, şu saçmalar yumurtlayan kalemi ele alacak zamanım yok. Böylece de dünya, kağıt farelerinin ellerine kaldı; sırları yaşayanların vakti yok; vakti olanlar ise sırları yaşamıyorlar. Anladın mı?”
Sayfa 249 - CanKitabı okudu
Bir kanun, bir ud, bir santur tellerinde dolaşırken buluyorum ruhumu...
Vurulan her telin titreşimindeki duyguyu yaşıyorum...
Ucu bucağı olmayan ruhumun derinliklerinde dinlenirken, yalnızlığımın zirvesindeki lezzeti tadıyorum.
Düşüncelerimin olgunluğunu tartıyorum.
Bu ellerde gurbettesin diyorum kalbime...
Ve sonra şükrediyorum...
Her şeye, hayatımdaki herkese... Var edene..
Şükürler olsun...
Geceniz hayır, gönlünüz hoş olsun...
youtu.be/lK6JBKNewLY
