Zweig'ın daha önce Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat ve Mecburiyet hikâyelerini okumuştum. Bu hikâye kitabı da onlar gibi gayet başarılı.
Bu kitap, 3 hikâyeden oluşuyor: Görünmez Koleksiyon, Unutulan Düşler, Karda.
Zweig'ın hikâyeleri genellikle olayın geçtiği yerin tasviriyle başlıyor. Hikâyelerde en başarılı bulduğum noktalar; betimlemeler, teşhisler, metaforlar ve benzetmeler. Özellikle son hikâyeyi okurken esen rüzgârları ben de hissettim, gözümde o çevre ve koşullar net bir şekilde canlandı. Zweig'ın hikâyelerinde çoğunlukla tarihsel bir gerçeklik bulunuyor. Özellikle savaşlar ve dînî hususlar. Hikâyeler genellikle hüzünlü, kasvetli, dramatik bir havaya sahip. Hayattan keyif alma gibi bir durum çok nadir rastlanıyor eserlerinde. Bu da hikâyelerin geçtiği savaş zamanlarının getirdiği bir durum. Görünmez Koleksiyon'da bunu net bir şekilde görüyoruz.
İncelememi Karda hikâyesinden şu harika betimleme ve tasvirle bitirmek isterim: Fırtına neşeyle şarkı söyleyip vahşi bir hazla bu günlük drama gülüyor ve umursamaz ay; gümüş ışıklarını hayat ve ölümün üzerine saçıyor. (s.54)