Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kim olabilir :)
İnsan yalnızken, duştayken bile böyle şarkı söylemeye utanırdı. Bu kadınsa radyoya çıkmıştı.
Sayfa 71
"dil bilmemenin güzel tarafı şarkı sözlerini güzel zannetmektir"
Sayfa 81
Reklam
Şarkı söyleyen dağ
Ne acıklı bir hata diye düşündü Drogo belki de her şey için aynı durum geçerlidir çevremizde bizim gibi yaratıklar olduğunu düşünüyoruz halbuki olan sadece don ve yabancı bir dil konuşan taşlardır biz dosta selam vermek üzere izdir ama kolumuz hareketsiz yana düşer :-)miz yarıda kalır çünkü tamamen yalnız olduğumuzu görürüz
Hayat mütemadiyen ölümün zaferini teganni ediyor. Sen küçücük başını sallayıp geçmeye çalışıyorsun! *Teganni: Şarkı söylemek
"Biri yere düştüğünde tutup kolundan kaldırmak bu kadar mı zor? Işıl ışıl iyilik dururken, kötülüğün tarafını seçmek neden? Kalbinizde yeşil bir ağacınız, şarkı söyleyen kuşlarınız yok sizin! Sokakta gördüğünüz bir ağacın yanından yalnızca geçip gitmeyi bilirsiniz! Hayvanlara eziyet edersiniz, çocuklarınıza sevgiyle yaklaşmazsınız. Fakat hissedin! Hissedin! Kalbiniz var! Düşünün! Bir düşünün! Aklınız var! İnsan başka nasıl değişir yoksa? Sabahları güneş hepimiz için doğmuyor mu, niçin karanlıkta kalıyor sizin kalpleriniz? Hepimiz aynı gökyüzünün altında yaşamıyor muyuz, niçin bulutlanıyor aklınız?"
Sayfa 148Kitabı okudu
" Kalbinizde yeşil bir ağaç bulundurun, belki şarkı söyleyen bir kuş gelir konar."
Sayfa 128Kitabı okudu
Reklam
Güzel olan ne varsa sesinde toplanmış. Sesinde şarkı, sesinde iyilik. İyilik buraya ancak onun sesinde gizlenerek girebilmiş gibi.
HAYATIN KAPILARI hayatın yüzüme kapattığı kapıları kalbim şimdi anladı kaç tuzakta konakladı bu kalp devamsız hikâyelerde yaşlandı kaç tane aşk yaptım yalnızca bir tekinden bütün hayatım kulaklarımda bir şarkı gibi çınladı zaman aldıklarını bir daha yerine koymadı başkalarının söylediği... gece kulübündeydim sırtımı dünyaya dönmüş sessizce ağlıyor, defterime bunları karalıyordum benden kopmuş bir yazıyla onca kayıp harf ve okunaksız gürültü içinde geçmişi dinliyordum alıntılarla
Ve aniden büyük Delilik geldi, onu durdurmanın yolu yoktu. Öylesine bir gürültüyle dışarı çıktı ki, ben bile şaşır­ dım; bütün bunların nereden çıktığını merak ettim. Bana ço­ cukluğumda söylenen şeylere şimdi bir yetişkin ağızıyla cevap vermeliydim - öyle müthiş ve açık saçık şeylerdi ki. Unuttuğum şeyler, şimdi yeniden başımdan aşağıya acı anılar seli halinde boşalıyordu. Hatırladığım basit olaylar bile öylesine çarpıtılmış ve değişik bir şekilde geri geliyor­ lardı ki, sanki o çocuk, şeytan tarafından değiştirilmişti. Bütün o önemsiz ve unutulmuş çocukluk anılarına cevaplar uydururken, çoğu şiddetini kaybediyordu. Ne kadar aptalca, anlamsızca şeyler yapmıştım - ama artık önemi yok. Sonunda herşeyi olduğu gibi görme cesaretini bulduğum (ifade etmedikleri anlamlarla onları süslemeden) için kendi­ mi o kadar iyi hissediyordum ki, bağırmaya ve şarkı söyle­ meye başladım.
Elveda mutluluklar, yaşanmış ve bitmiş
Yaşamımızdaki en mutlu anlar tıpkı çocuklar gibi yalnızca eğlenmek için oyun oynadığımız, şarkı söyleyip dans ettiğimiz, keşfedip yarattığımız anlardır
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.