Eğitim düzeyimiz ne olursa olsun, iletişim her birimiz için yaşamın temel zorluklarından biri durumunda. Bir sarmal gibi büyüyen sorunlarımızın kökeninde İletişim becerilerimizin çok zayıf olması gerçeği yatıyor. Zor bir durumda nasıl konuşacağımızı, saldırı altında nasıl hareket edeceğimizi, kendimizi nasıl ifade edeceğimizi, iletişimin asıl amacına nasıl hizmet edeceğimizi, yaralamadan ve yara almadan nasıl var olabileceğimizi bilmiyoruz. Kitap, günlük yaşamın iletişimsel zorluklarına karşı bir rehber niteliğinde..
İNCİNMİŞSİN
.
Herhangi bir yerimize göstermiş olduğumuz özeni, neden ruh sağlığımıza göstermiyoruz? Ki bence en önemlisi de #ruhsağlığı . Ama biz insanoğlu kurcalamayı, kaşıyıp deşmeyi söz konusu kendi hayatımız olunca nedense hep ikinci, hatta çok daha sonraki plana atıyoruz. Sanki ortaya döksek ' deli ' yaftası yiyecekmişiz
Şimdi size bir baba kız hikayesi anlatacağım. Ama bu sıradan bir baba kız hikayesi değil.Çünkü ne babamız Yaman sıradan bir adam ne de kızımız Lena. Önce biraz Yaman‘ı tanıyalım mı? Yaman yakışıklı, istediği gibi yaşayabilecek maddi imkanlara sahip, kusursuz bir sükunetle ve sakince hayatın ona sunduklarını kabul etmiş, nazik, kibar, çekici,
KARANLIK SARMAL
Herkese Merhabalar...
Sizlere harika bir kitap ile geldim.
Okumaya başlar başlamaz sizi için çeken detayların bir o kadar güzel olduğu ve de okurken sizi olayların içine çeken bir kitap mı istiyorsunuz o halde tam da size göre benden söylemesi diyorum.
Kitap 617 sayfa ama ne zaman başladınız ne zaman bitti alamayacaksınız.
Olaylar
Birinci Ağıt
Kim duyar, ses etsem, beni melekler katından? Onlardan biri beni ansızın bassa bile bağrına, yiterim onun daha güçlü varlığında ben. Güzellik güç dayandığımız Ürkü'nün başlangıcından özge nedir ki; ona bizim böylesine tapınmamız, sessizce hor görüp bizi yok etmediğinden. Her melek ürkünçtür. Kendimi tutar bu yüzden, yutkunurum.
#kayipkitap__yorumluyor
Bütün dünyanın gözü önünde Bosna Hersek savaşı olurken oraya keskin nişancı gider ve ormanda karşılaştığı kadın kucağında bir çocukla görür ve o gecenin armağanı ona kendi kızı gibi olacak olan Zoya kalır aynı gece Türkiye'de Yine Bir Çocuk dünyaya gelmiştir
Tarih 2020'ye gelirken en Ulun Azaphan (Azrail) daha
Aslıhan Doğa
İki çocuk...
İki farklı ülke...
Bir kış günü aynı anda dünyaya geldiklerinde, ciğerlerine ilk nefesi de aynı anda çektiler. Birbirlerinden çok uzakta olsalar da yaşayacakları acıları bilir gibi yine aynı anda ilk çığlıkları duyuldu.
İstanbul’da zamanın adı; 22:23 idi.
Bosna’da zamanın adı; 21:23 idi.
Zamanların ismi farklı olsa da o gün farklı yerlerde iki çocuk aynı anda dünyaya geldi. İlk feryatları aynı anda çıktı. İlk solukları ciğerlerine aynı anda çektiler. Her şeyden habersizdiler.
YORUMUM;
Ayyy hayatta en zorlandığım şeylerden bir diğeri aşırı beğendiğim kitaplara yorum yapmak. Çok zorlanıyorum ne desem az kalacak gibi hissediyorum. Kitabın ilk kitap olması resmen beni bozguna uğrattı çünkü çok güzel yazılmış ve detaylandırılmış bir kitap. Üzerine çokça düşünüldüğü, araştırmalar yapıldığı o kadar belli ki bunu görmek beni çok mutlu etti.
Kitaba ilk başladığımda “ne oluyor be?” Dedim resmen ben ne okuyorum böyle oldum. Yazarın bilgileri özenle aktarması ve bana geçmesi güzeldi amma velakin bir sorun var. Kurguyu oturtana kadar neler çektim bir ben birde kitap biliyor. Kitapta en sevdiğim şey kesinlikle kaostur. Ve bu kitapta kaos, gizem, gerilim,heyecan yani kısacası ne ararsanız o var. Evet evet o kutsal aşkta var.
Ama o kadar iyi göze batmıyor ki size anlatamam. Normalde bu tarz bir kitapta ben aşk aramam. Ön planda aşk olmasınıda sevmem. Aşk kitapta var ama öyle her sayfada mıç mıç değil bu yüzden kitabı daha ayrı sevdim. Kısaca sevdim, çok sevdim, bir sürü sevdim… o yüzden sizde okuyun çünkü bayılacaksınız.
Merhabalar, sizlere bir serinin ilk kitabıyla geldim. Suikast, entrika, gizem ve tüyler ürpertici bir olay örgüsüne hazırsanız sizi bu kitaba doğru alalım. Okurken hem gerilip hem merak edip hem de heyecanlanacağınızı düşünüyorum. Kitabın, seriye giriş kitabı olduğunu düşünüyorum, karakterleri ve mekanları tanımak adına benim için bir kapı görevi görüyor. İkinci kitapta daha da kurguya gireceğiz.
Ben direk aşk kitapları okumayı pek sevmiyorum. Böyle ipliklerle kurulmuş kurgudaki o arada gelen aşkı seviyorum. Kitabın ana konusu değil ama kitabın tuzu, biberi olan aşkı çok sevdim. Hades, bir miktar gözlerimi doldurdu diyebilirim. Kurguyla ilgili daha çok şey anlatmak isterdim ama kelimelerim yetmez, kendiniz okumanız lazım.
Sert geçen bir kış günü iki farklı ülkede doğan kaderleri ağlara takılmış iki farklı bebek, bir gün karşılayacaklar. Zamanın acımasız kollarında birbirlerinden habersiz geçirdikleri onca yıldan sonra kaderin hazin gülümsemesini bir gün tadacaklar. İşte biz bu sarmalın izleyicileri olacağız.
Kitap 617 sayfa diye gözünüz korkmasın, yazarın dili oldukça akıcı olduğundan sayfalar akıp gidiyor. Benim gibi bazı diyalogları heyecanlanıp iki kere okursanız tabi o zaman biraz uzayabilir. Karakter betimlemelerini sevdim ama biraz daha detay olsa fena olmazdı. Karakterlerin ruhsal yapılarını ise yazar çok güzel yansıtmış, okurken davranış, düşünce tezatlığına düşmedim. Kitabı hazmederek okumanızı öneriyorum yoksa kafanız karışabilir. Olay örgüsünü kaybetmemeniz lazım bu yüzden dalgınlıkla okumamanız gerekiyor. En azından olayları anlayabilmeniz adına. Çünkü yazar çok ince noktalara değinmiş.
10 öyküden oluşan, çok severek okuduğum bir öykü kitabı. Son öyküsünde bir cümle var "sadece bir sürü hayat yaşamayı isteyen binlerce insandan bir tanesiyim." yazar her bir öyküsünde bizleri farklı hayatlara çektiği gibi son öyküsünün bitiminde de buna değinmiş. O kadar hoş bir vurgu olmuş ki "son nefesime kadar kendi biricik hayatıma ek başka hayatlar yaşayacağım..." ifadesi. Çünkü her öyküde farklı bir karakter olup o karakterin hayatını yaşıyor, duygularını hissediyorsunuz. Öyle ki, beni derinden sarsan öykülerde gözyaşlarıma engel olamadım. Öyle tadından yenmez yaratıcı kurgular var ki, bazılarını okuduktan sonra" vaay bee" dedim :) Rengin, Berfo, Fırat kaplumbağası, Dehak, Pirebok, Huzur-verse... Okurken kemerleri bağlayın, öykülerin inanılmaz gerçekliğiyle sarsılabilirsiniz. Bir öyküde patili dostumuzun hayatını yaşıyorken, diğer öyküde gecenin karanlığında süzülen bir pirebok'a eşlik ediyor olacaksınız. Bazen geçmişten gelen bir güzelliğin size ait olduğu ile karşılaşırken bazen de geleceğinizi kötü duygularınızın esiri olarak suya gömebilirsiniz. Şehirde yayılan bir salgın ortasında kalıp, kuytu bir mağarada nesli tükenmekte olan bir canlı sürüsü tarafından yok edilebilirsiniz...
Okumamın üzerinden biraz zaman geçince bir daha okuyacağım.
Okurken merak duygunuzu uyandıran bir kitap. Araştırmayı seven bir insan olarak elim çok kez arama butonuna gitti. Kitabı okuyunca ne demek istediğimi anlayacaksınız :)
Kitap gelirinin sokak hayvanlarının yaşamını iyileştirmek için harcanması gönlümü fetheden bir detay oldu. Yazar'a sonsuz teşekkürler
Sarmal YankılarFırat Muştak Güneş · Red Yayınları · 202313 okunma
Watson ve Crick, DNA’nın çift sarmal yapısını gözler önüne serdiklerinden beri, bu zarif görüntü, kendi yapımıza derinlemesine bakma ve yaşamı üreten işlevlere dönüşen güzelliği ve formu bulma yeteneğimizi yansıtan kültürel bir ikon olagelmiştir.
Eksik-oksijenli çekirdek asidi; İnsan bedeninin genetik yapısının taşıyıcısı olarak, % 5’ten daha az biyolojik talimatlardan oluşan çift sarmal. DNA’nın % 90’ından fazlası kuantum enerji ve talimatlardır, ki onlar kutsal yaşamı tanımlar ve İnsanın Akaşik tarihini ve içindeki tanrısallığı oluşturur.
Herkese selamlar Bugun sizlere kalemiyle yeni tanıştığım sevgili yazar @aslihandoga1408 nin son serisinin ilk kitabı olan #karanlıksarmal yorumu ile geldim. Öncelikle sunu belirtmeliyim ki bu kitap #srebrenitsa soykırımında hayatını kaybedenlere adanmıştir. Kitapta o dönemde yaşanan savaş kisvesi adi altında yapılan canavarligin bir kısmını
Selammm.Bugün sizlere @aslihandoga1408 kaleminden #karanlıksarmal kitabıyla geldim.Yazarın daha önce Sina ve Bukalemun serilerini okumuş kalemini çok beğenmiştim.Ama bu kitap bambaşka bir boyut olmuş.İlk başta karakterlerin isim çokluğu nedenli biraz kafa karışıklığı yaşamış olsamda devamında kitap nasıl bitti anlamadım.Kurgunun mükemmelliğinin
Kitap 68 ilkbaharında Fransa’daki ayaklanmaların gölgesinde başlıyor. Dönemin ayrıntılı anlatımı ilgi duymayanlar için sıkıcı boyutta olabilir. Daha sonra eklenen cinayetler, mistisizm ve hint kökenli inanış işin içine giriyor ki, açıkçası kurgu oturana kadar sabırlı olmanız gerekiyor. İki kardeş, güzel bir kız, Hindistan’ın kendine has kimliği derken olaylar Fransa’dan, karmaşa ülkesi Hindistan’a taşınıyor.
Grange’ın alıştığımız sarmal kurgusu bu kez çokta sürprizli değil bana göre. Sonlara doğru aksiyonun artması kitaba bağlanmayı sağlasada, bu kitapta Grange’ı bulamadığım hissi ile romanın kapağını kapadım.
Kızıl KarmaJean-Christophe Grangé · Doğan Kitap · 2024210 okunma
Aslihan Doğa ~☆~ Karanlık Sarmal
Merhaba ,bugün yorumlar kısmına taşacağım bir paylaşım ile geldim lütfen sonuna kadar okuyun Dijital platform üzerinden okuduğum ve kitap olmasını sabırsızlıkla beklediğim #karanlıksarmal ile geldim. @aslihandoga1408 kalemini çok severim ki; daha önce de #bukalemun ve #sina serilerini okuyup paylaşmıştım