1000kitap İzmit Buluşması gerçekleşti.
Ne kadar da güzel bir gündü.
21/01/2018 1000kitap İzmit Buluşması'na katılanlar :
i.hizliresim.com/QVANDV.jpg
Fotoğrafta soldan başlayarak sağa doğru;
Sidar
ibrahim terzi
https://1000kitap.com/sessizol
Oğuz Aktürk
https://1000kitap.com/KTaPKoLiK
+ fotoğraf çekilmeden
Birçokları gibi kitaplara “en iyi arkadaş” gözüyle bakmam ben. Bana göre gerçek bir arkadaşın yerini ne kitap ne de bir başka “nesne” tutabilir. Kitaplar bizimle arkadaşlık etmeleri yüzünden değil, bizim arkadaş bulmamıza yardımcı oldukları için fayda taşırlar benim gözümde. Kitaplarla dostluğunu epey ilerletmiş bulunan Nietzche sonunda karşısına alıp konuşabilecek tek bir ademoğlu bulamadığı için delirdi. Söylediklerim kitaplar aleyhine tezler geliştirmek için değil. Biz, “kalem” üstüne and içilen bir dine mensubuz. Bilginin yaygınlaştırılmasında yazılı metinlerin yüklendiği görevin en isabetli yorumu yalnızca Müslüman bir kavrayış doğrultusunda yapılabilinir. Kaldı ki, kitle iletişim araçlarının insan zihnini şartlandırma bombardımanına tuttuğu çağımızda kitabın önemini küçültmek, insanları kitaplardan uzaklaştırmaya yeltenmek ancak kötü niyet belirtisi olarak anlaşılmalıdır.
İsmet Özel
"Birçokları gibi kitaplara “en iyi arkadaş” gözüyle bakmam ben. Bana göre gerçek bir arkadaşın yerini ne kitap ne de bir başka “nesne” tutabilir. Kitaplar bizimle arkadaşlık etmeleri yüzünden değil, bizim arkadaş bulmamıza yardımcı oldukları için fayda taşırlar benim gözümde. Kitaplarla dostluğunu epey ilerletmiş bulunan Nietzche sonunda karşısına alıp konuşabilecek tek bir ademoğlu bulamadığı için delirdi. Söylediklerim kitaplar aleyhine tezler geliştirmek için değil. Biz, “kalem” üstüne and içilen bir dine mensubuz. Bilginin yaygınlaştırılmasında yazılı metinlerin yüklendiği görevin en isabetli yorumu yalnızca Müslüman bir kavrayış doğrultusunda yapılabilinir. Kaldı ki, kitle iletişim araçlarının insan zihnini şartlandırma bombardımanına tuttuğu çağımızda kitabın önemini küçültmek, insanları kitaplardan uzaklaştırmaya yeltenmek ancak kötü niyet belirtisi olarak anlaşılmalıdır."
İsmet ÖZEL
Unutma
Insan beyni şartlandirma ile çalışıyor..
Şuan ben bu saate burda isem kusursuz bir şartlandırma örneği..
Not: denemek.bedava hicbir yan etkisi yok.
Bazen fantastik, bilim kurgu anlatılamayanı dile getirir. Geçmişten gelen bazen şartlandırma yaparlarken, bazen de Philip K. Dick gibi yazarların bilgeliğinin günümüze yankısı bize rehber olsun istiyorum. Altını çizdiğim satırlar burada da kalsın.
Cesur yeni Dünya daha ilk sayfasında dikkatimi çekmeyi basardı. "Bu dünyanın cesur insanları, kapısında 'Cemaat, Özdeşlik, İstikrar' yazan Londra Merkez kuluçka ve Şartlandırma Merkezi’nde üretilirler. Kadınların döllenmesi yasak ve ayıp olduğu için, 'annelik' ve 'babalık' pornografik birer kavram olarak görülür. Toplumsal istikrarın temel güvencesi olan şartlandırma hipnopedya, uykuda eğitim ile sağlanır. Hipnopedya seyesinde herkes mutludur; herkes çalışır ve herkes eğlenir. "Herkes herkes içindir."
Maceraya bakar mısınız. Aklıma ister istemez o meşhur; "tek din, tek devlet, tek millet" söylemi geldi.
Başlayalım o zaman...
D.A.Ç
insan olmanın her zaman için kendinden başka bir şeye, ya da bir insana-gerçekleştirilecek bir anlama, karşılaşılacak bir insana, hizmet edilecek bir davaya, ya da sevilecek bir insana- yönelmek olduğu yolundaki antik ant- ropolojik gerçeğini anlıyorum İnsan, sadece varoluşundaki bu kendini aşmayı gerçekleştirdiği zaman gerçekten insan, ya da
Sensiz de yaşarlar. Hem de ne ala yaşarlar. Şartlandırma kendini. Senden önce de varlardı. Senden sonra da olacaklardır. Kimse unutmaz. Hatıralar kalır akıllarda. Kabullenirler. Yollarına bakar, devam ederler. Sen kaldıkça çürür için! Kalk da, bir çay koy Evvela. Bir meşkale bulalım. Hayat dediğin, tek bir durumdan ibare değil. Gel oturda işlerimize bakalım. Fazla boşladın. Bu meşkale sana iyi gelecektir. Koku sana birşeyler hatırlatacaktır. Vahşetin atlıları geldi. Bizi bekliyorlar. Alacaklarımızı alalım artık! Liste kabarık.
...
Cesur yeni dünya kitabını okudunuz mu? Kitabın bir bölümünde devlet tarafından açılmış bir kurum tanıtılır. Kurumun adı Canlı Üretme Yuvası ve Şartlandırma Merkezi. Kurum oda oda tanıtılır. Odanın birine girdiklerinde bebekler ve her bebeğin başında bir hemşire vardır. Müdür hemşirelere işaret verir ve bebeklere kitaplar ve çiçekler gösterirler. Müdür tekrar işaret verir ve hemşireler bir düğmeye basar ve korkunç bir alarm ve zil sesi duyulur. Müdür tekrar işaret verir, hemşireler bu sefer ayrı bir düğmeye basar ve bebekler hafif bir elektrik şoku verilir. Müdür yeter anlamında elini kaldırır. Bebekler biraz sakinleştiğinde tekrar kitapları ve çiçekleri göstermelerini ister. Bu sefer bebekler anında feryat figan ağlamaya başlar. Müdür arkasını döner;
saiddirican549486890.wordpress.com/2018/12/11/bir-...
