1- Emeğini satan kişiyle, emeği satın alan kişi eşitlenemez. İşçi yüksek maaşıyla patronu soyuyor ne demek? Zaten patronun kârının temeli işçiden sömürdüklerine dayanıyor. Patron bir hırsızdır, bir asalaktır.
2- Orada bahsedilen “kapitalist” kavramı bir sınıfı kasteder ve bu sınıf olan burjuvazi elbette kendi çıkarını korumak için ortak hareket eder.
3- Savaşın ekonomiyi iyileştirmeyeceğini iddia etmişsin. Acaba dünyanın en gelişmiş devletlerinin neden silah sanayiinde en önde olduğunu düşünüyorsun? Babalarının hayrına mı? “Savaşları devletler başlatır, kapitalizm değil” gibi bir cümle de saçmalığın daniskası. Devlet kimin devleti? Kapitalizmden soyutlanan ayrı bir devlet kavramı mı var? Zaten devlet kavramı burjuvazinin proletarya üzerindeki hakimiyetini korumak için varsa nasıl savaş başlatan emperyalist devletleri bundan ayrı tutabiliriz?
4- Kapitalistlerin elinde zenginlik birden varolmuyor, emekleriyle kazanıyor demişsin. Üretim aletlerinin küçük üreticilerin elinden nasıl zorla alındığından bihabersin sanıyorum. Küçük üreticinin üretim aletlerinden koparılması için nasıl kanlı yollara başvurulduğu, hatta burjuvazinin proleter disiplini yaratmak için İngiltere’de 72 bin insanı astığı, öbür yüzyılda da insanları korku evlerine kapattığını da es geçiyorsun. Devlet erkinin bunu koruma altına almak için yasalar çıkardığını da atlıyorsun. İncelemede tek bir doğru yok. Burjuva iktisadına dayalı ezberleri yıkın, çünkü patrona ve sisteme hizmet eder.