Gregor Samsa bir sabah kötü bir rüyadan uyandığında, kendini yatağında korkunç bir böceğe dönüşmüş olarak buldu.”
Daha ilk cümlesiyle bile kitabın sonunu merak ettiren bir konu… Sayfalar ilerledikçe Gregor’un hayatına bir böcek olarak devam etmeye çalışmasına ve ailesinin, yakın çevresinin bu durum karşısındaki bocalamalarına tanık oluruz.
Ne vakit -hangi konuda olursa olsun- umutsuzluğa kapılsanız Toibin'in şu sözünü hatırlayın: "Başarısızlık hiç kimsenin kaderi değildir. Bazen küllerinden doğanlar, dünyayı değiştirirler."
Colm Toibin - Meryem'in Tanıklığı
Çevirmen: Handan Balkara, Everest Yayınları, s.7-9
Artık daha sık geliyorlar, ikisi de; ve her gelişlerinde
Ben bir budalayım; şayet öyle olmasaydım dünyanın en iyi mutlu yaşamını sürdürebilirdim. Bir insanı mutlu edecek böyle güzel şeyler kolay kolay bir araya gelmez. Ne kadar da doğrudur: Mutluluk sadece yüreğimizde mümkündür!
Ben deliyim, şayet öyle olmasaydım dünyanın en mesut adamı ben olurdum. Bir adamı mesut etmek için böyle elverişli durumlar neden seyrekçe olgunlaşır? Ne kadar doğrudur: Mutluluk ve yıkımımızı hazırlayan yine biziz, kendi yüreğimizdir...
İçin nasıl rahat ediyor ha ben burda o kadar acı çekerken. Onca eziyete maruz kalırken. Sinirden her gece çaresizce ağlarken... Sen nasıl uyuyabiliyorsun? Sen, telefonun karşısında hıçkırıklardan boğulan sesimi duyarken nasıl sızlamıyor kemiklerin... Şayet sen bunları çekseydin, bir kız olarak, benim sevdiğim kadın olarak, ve ben erkek olsaydım
Ben bir budalayım; şayet öyle olmasaydım dünyanın en iyi, en mutlu yaşamını sürdürebilirdim. Bir insanı mutlu edecek böyle güzel şeyler kolay kolay bir araya gelmez. Ne kadar da doğrudur: Mutluluk sadece yüreğimizde mümkündür!
Ben bir budalayım; şayet öyle olmasaydım dünyanın en iyi, en mutlu yaşamını sürdürebilirdim. Bir insanı mutlu edecek böyle güzel şeyler kolay kolay bir araya gelmez.