Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Seda Bakır Öz

“Ölüm yaşanmış bir hayatın başına konan bir tacdır.”
Sayfa 113Kitabı okudu
Reklam
Neden hiçbir şeyi kararınca kullanamıyor, karşımıza çıkan her yeni şeye saplanıp sonuna kadar tüketmek istiyoruz ki ? Hayvanlar bizde daha asil; onlar gerektiği kadarını tüketiyorlar.
Bence aslolan, hangi şekilde olursa olsun, olabildiğince, kendisini kendi olarak hissedebileceği bir hayatı sürdürmeyi gerçekleştirebilmesi.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Son yıllarda, yetişkinliğe adım atmak üzere olan gençlerin geleceğe bakışı iki konu üzerinde odaklanıyor: başarı ve para. Bu iki konunun amaç edinilmiş olmasında, aileden başlayarak tüm üst-sistemlerin payı ağırlıklı gibi, çünkü geleceği ipoteklemek uğruna iç dünyasının sesini dinlemekten vazgeçip hayatı klişe projelere dönüştürmek, insan doğasıyla hiç de uyumlu bir tarz değil.
“ Gördüğünüz anda sizi en çok etkileyen kişi kim oldu “ “Marylin Monroe” .. Çok güzel bir kadındı, ama bende asıl iz bırakan yaydığı ışık oldu. O ışığın kaynağını anlayabilmem için yıllar içinde daha küçük ölçekte benzer imgelerle karşılaşmam gerekecekti. Varolamamanın pırıltısı. İnsan bir yerde varolamadığında bir başka yerde abartılı bir biçimde belirebilen bir varlıktır.
Reklam
Din ile siyaset aynı arabada gittiğinde, sürücüler karşılarında hiçbir şeyin duramayacağını sanır. Dümdüz gider, hızlandıkça hızlanırlar. Engelleri tamamen göz ardı eder, körlemesine gidenlerin uçurumu çok geç fark edeceğini unuturlar.
Sayfa 499Kitabı okudu
… bazen hayat yanı başımızdan geçip giderken nasıl olup da göremediğimizi açıklar nitelikte. Çünkü hayat, ayrıntılı olarak bakmaya şartlandırıldığımız için göz ardı ettiğimiz yerlerde aslında.
Mabedin çanlarının sesini duydunuz mu ? Şu anda neyi dinliyorsunuz ? Sesleri mi yoksa sesler arasındaki aralıkları mı ? Eğer bu sessiz aralıklar olmasa sesler asla bu kadar etkili olmayacaktı.
Dünya dört şeyin üzerinde durur….. Bilgelerin ilmi, yücelerin adaleti, haklıların duası, yiğitlerin cesareti…
İsteklerimiz, içimizde yatan potansiyelin habercisidir. . Johann Wolfgang Von Goethe
Reklam
Okulda yapmaya çalıştığın şeyin büyük bölümü ev ortamında bozulabilir. Anaokulu yaşını bu yüzden her sene azalttık; artık neredeyse beşikten alıyoruz onları.
Hepimiz birbirimize benzemeliyiz. Anayasa’nın dediği gibi, herkes hür ve eşit doğmaz ama herkes eşit hale getirilir. Her insan diğer herkesin suretidir; o zaman herkes mutlu olur çünkü sinmelerine yol açacak, kendilerini kıyaslayacakları dağlar yoktur. Yani ! Yandaki evde bulunan bir kitap, dolu bir tabancadır. Yak onu. Silahın mermisini al. Adamın zihnine zorla gir. Okumuş adamın hedefinin kim olacağını kim bilebilir?
Pazarın ne kadar büyürse ihtilaflarla başa çıkma gücün o kadar azalır Montag, bunu hatırla !
Sahip olduğumuz bütün zamanın şarap gibi şişelenip bize uzatıldığını hayal edin. Bu şişenin ömrünü nasıl uzatırsınız ? Yudum yudum içip tadını çıkararak mı, yoksa kafaya dikerek mi ?
Sayfa 230Kitabı okudu
Birçok ebeveyn ve öğretmen, "sana yüz kere söyledim," ifadesini kullanır. Ancak kalın kafalı olanların çocukları olmadığını anlamaları gerek. Çocuklar neyin işlerine yaradığını gayet iyi biliyorlar. Yetişkinler bir şeyi yüz kere söylemenin onu etkili kılmayacağını kabullenmeli. Ebeveynler ya da öğretmenler sürekli hatırlatma yaparak ya da sorunları onlarla birlikte değil, onların yerine çözerek sorumluluğu ellerinden aldiklari sürece çocuklar kendi davranışlarından mesul olmayı asla öğrenmeyecekler.
Sayfa 154Kitabı okudu
81 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.