Selamın aleyküm, Hayırlı sabahlar..
~•
Beni hangi urganla bağladın gözlerine
Beni hangi ırmağa karıştırdın yeniden
Senden kopamıyorum gözlerin var oldukça
Sensiz yapamıyorum yüzün bahar oldukça
Gözlerine bakarken duruluyor yüreğim
İndirme kirpiğin;tutuşmasın kainat
Nazar kıl;ferahlasın, kavruluyor yüreğim
Sensiz küle dönerek savruluyor yüreğim.
Nurullah Genç 🤍🌷
Selamın aleyküm, hayırlı sabahlar.
…
Feryâdı bırak, kendine gel, çünkü zaman dar...
Uğraş ki: telâfi edecek bunca zarar var.
Feryâd ile kurtulması me'mûl ise haykır!
Yok, yok! Hele azmindeki zincirleri bir kır!
'İş bitti... Sebâtın sonu yoktur! ' deme, yılma.
Ey millet-i merhûme, sakın ye'se kapılma.
Mehmet Akif Ersoy 🤍🌷
Nizamiye (Medresesi) müderrisi Yahya ibn Kasım şöyle demiştir: İbn Sukeyne, alim, amel sahibi bir kimse idi.
Vaktini hiç zayi etmezdi. Araştırmaya ve hükümleri tetkike önem verdiğinden dolayı, huzuruna girdiğimizde bizlere şöyle derdi: Selamun aleykum üzerine ilave bir söz söylemeyin. "
Vallahi bu acayip bir şey! Çünkü sadece "selamun aleykum" demelerini istiyor. Selamın ardından mutat olarak söylenen güzel ifadeleri tekrarlamaktan men ediyordu. Selamdan hemen sonra, esas meseleye ve müzakereye girmelerini istiyordu. Bunu da vakit kazanmak için yapıyordu.
Sayfa 64Kitabı okudu
selamün aleyküm
86. (Bir mü'min tarafından İslâmi) bir selam ile selamlandığınız zaman siz de ondan daha güzeliyle selama karşılık verin veya en azından verilen selamin aynısı ile mukâbele edin. Allah her şeyin hesabını yapandır.
Bir müslümanın selam vermesi, karşı tarafa sevgi ve barış mesajı vermiş olduğundan, buna karşı da 've aleyküm selam' veya ziyade ifade ile 've aleyküm selam ve rahmetullah ve berakatüh" diye karşılık verilmelidir. Ehl-i Kitab'a karşı yalnız ''aleyküm" denilir.
Sayfa 90 - ServerKitabı okuyor
Bir Altaylı ile bir Türkiyeli birbirini gördüğü an Altaylı; 'ezen (esenlikler), cakşılar (iyilikler)' kelimeleriyle Türk kardeşine, Türkçe selam verecektir. Oysaki Türkiyeli kardeşi ona 'selam, merhaba, selamın aleyküm vs...' gibi Arapça sözcüklerle karşılık verecektir ye ne kadar zorlasa da aklına bir tek Türkçe selamlaşma kelimesi gelmeyecektir.
Selamın aleyküm, hayırlı sabahlar, hayırlı cumalar..
“el-Ğaffâr, ayıpları örten demektir. Hak, örtme fiilinin kendisine nispet edilmesiyle örten anlamında el-Ğafir’dir; var olanların veya başka şeylerin perdelerini örtmesi ile de el-Gafûr’dur.
O, her bir günahı bakanların gözlerinden gizler ve kendisine yakın meleklerin sayfalarından siler.”
Sayfa 88 - PDF- “İlâhî İsimler - el-Ğaffâr”
Selamın aleyküm, Hayırlı sabahlar..
“Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen
Merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen”
“Ey insanevladı! Kendine saygıyla/hürmetle yaklaş; çünkü sen kâinatta yaratılmışların özü/göz bebeği olan insansın.”
Şeyh Galip
Sual
Selâm verene sadece “ve aleyküm selâm” mı demelidir, yoksa “ve aleyküm selâm ve rahmetullah” mı demelidir?
Cevap
Esselâmü aleyküm diye selâm verene, “ve aleyküm selâm ve rahmetullah” demek iyi olur. “Esselâmü aleyküm ve rahmetullah” diye selâm verene, “ve aleykümüsselâmü ve rahmetullahi ve berekâtühü” denir.” Esselâmü aleyküm ve rahmetullahi ve berekâtühü” diyene aynen cevap verilir. Bir şey ziyâde edilmesi uygun değildir. Çünki İbni Abbas, birine selâm verirken, Esselâmü aleyküm ve rahmetullahi ve berekâtühü ve mağfiretühü şeklinde söylendiğini gördü. O kişiyi böyle söylemekten men’ etti. “Meleklerin durduğu yerde siz de durunuz.” Yani ve berekâtühüden sonra bir şey ziyâde etmeyiniz. “Her şeyin bir sonu vardır. Selâmın sonu da berekâtühü’dür” dedi. (Tergibü’s-Salât, Namazın Sünnetleri faslı)
Ekrem Buğra Ekinci