Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
1. Dünya Savaşı Öncesi Durum
1900'lü yılların başlarında, Osmanlı İmparatorluğu çıkmaza girmişti. Felaketli son açık seçik görünmeye başlamıştı. l 912 Balkan Savaşı yenilgisi ile Osmanlı Devleti, Arnavutluk, Makedonya, Batı Trakya, Selanik ve tüm Ege Adalarını kaybetmişti. 1914 yıllarına gelindiğinde, devletler arasındaki siyasal çekişmeler, çıkar çatışmaları, Avrupa'yı kuvvet denemelerinin öne geçtiği bir arenaya dönüştürmüştü. B ir yanda, İngiltere-Almanya arasında ekonomik alanda kıyasıya sürüp giden çıkar çatışması; öte yanda, Almanya-Rusya arasındaki "German-Islav" ulusçuluk kavgası, bütün şiddetiyle sürüyordu. Bu nedenlerle, Avrupa ikiye ayrılmıştı. Bir yanda, İngiltere'nin başını çektiği Rusya ve Fransa, öte yanda Almanya'nın liderliğindeki Avusturya-Macaristan ve İtalya'nın beraber olduğu iki ayrı çıkar grubu vardı. Avrupa'daki devletler, uzun süredir Osmanlı lmparatorluğu'nun topraklarını paylaşmak istiyorlardı; ama bu paylaşımda kendilerine düşen topraklar üzerinde kesin anlaşmaya varamıyorlardı. İmparatorluğun paylaşımını geciktiren, belki de sadece bu çekişmeydi.
Dr.Nazım
Kimliğinin açığa çıkmasına yönelik anlatılan iki olayda Dr. Toledo ve Dr. Burla isimleri geçmesine rağmen bu hususta kesinlik yoktur. Bahaeddin Şakir'in evrakından çıkan bir mektupta ise olay şu şekilde anlatılmaktadır Dr. Nazım Bey'in Paris'ten beri tanıdığı Burla Efendi isminde bir doktor vardı. Nazım Bey'le Burla Efendi
Sayfa 60 - Kronik KitapKitabı okuyor
Reklam
Dr.Nazım
Cemiyete mensup mülkiyeden önemli bir zat tarafından tehdit edilen Selanik Merkez Kumandanı Nâzım İstanbul'a İttihatçılar ve Masonlarla ilgili gönderdiği raporunda şunları yazmıştı: Mason cemiyetine gelince, bu cemiyetin, dünyanın her tarafında olduğu gibi Memalik-i Osmaniye'nin büyük şehirlerinde de şubeleri vardır. Fakat Mason cemiyetleri içtimalarında politikadan ve dinden bahsetmemeyi en esaslı şartlarından addetmişlerdir. Bu cihetle Masonluk meselesinde de telaş edilecek bir nokta yoktur.
Sayfa 58 - Kronik KitapKitabı okuyor
Dr.Nazım
Selanik'te dolaşan Dr. Nâzım Bey bu rapor meselesine dair Paris'e Dr. Bahaeddin Bey'e yazdığı dördüncü mektubunda şöyle diyordu: Sabırsızlık etme! Burada boş durmadığımızdan elbette eminsin... İşler yolunda gidiyor. Kuvvet günden güne artıyor. Eserlerini henüz görmemekle ataletimize hükmetme. Raporumu yazmaya artık çok kalmadı. On, on beş gün sonra raporu alırsın."
Sayfa 57 - Kronik KitapKitabı okuyor
Dr.Nazım
Selanik'te kendisini geçmişten tanıyanlar karşılarında gördükleri kişinin kılık kıyafeti karşısında hayrete düşmüşlerdi Salon beyefendisi Nâzım gitmiş yerine bir hoca gelmişti.
Sayfa 53 - Kronik KitapKitabı okuyor
Burada gözledim doldu...
“Mustafa Kemal, “Ah Selanik, seni bir daha Türk olarak görecek miyim?” dedi. Baktım, ağlıyordu. O altın sarısı saçlarını okşadım. Teselli etmeye çalıştım. Ben Mustafa Kemal'in, bütün müşterek hayatımız boyunca bu derece duygulandığını bir daha hiç görmedim.” (Anlatan: Ali Fuat Cebesoy )
Reklam
—Anneciğim, dedi. Ben gidiyorum!.. Buraları da Selânik gibi olmak ihtimali vardır... Ben gittikten sonra yanılıp sokağa çıkmayın... Benim işim mühim... Bu işte muvaffak olabilmem için huzuru kalble çalışmam lâzım... Beni merak ve endişede bırakmayın... Giderken gözüm arkada kalmasın! Elimi, ayağımı bağlamayın! Memleket için çalışırken sizden yana bir üzüntüye dûçar olmak istemem...
Sayfa 36 - Selis KitaplarKitabı okudu
432 syf.
8/10 puan verdi
Kitap Tavsiyesi: İttihat ve Terakki Cemiyeti
"...Binaenaleyh kemal-i cesaretle bağırabiliriz ki YAŞASIN MİLLET! YAŞASIN VATAN! YAŞASIN İSTİKLAL" Kazım Karabekir'in hatıralarından derlenmiş olan İttihat ve Terakki Cemiyeti adlı kitabı az önce bitirdim. Milli Mücadele'nin dönüm noktalarından başında sahip olduğu kuvvetiyle birlikte Mustafa Kemal Paşa'ya tabii olan Kazım Karabekir yer almaktadır. Osmanlı'nın son döneminde yetişmiş altın jenerasyonda yer alan, hayatının büyük bölümünü savaşlarda geçen Kazım Karabekir tarafından yazılan İttihat ve Terakki kitabı; Cemiyetin kuruluş zamanlarını, Abdülhamid döneminde yaşananları, Selanik-Manastır-İstanbul üçgeninde gelişen olayları detaylı bir şekilde anlatmaktadır. Manastır'daki cemiyet faaliyetlerinin oluşmasını sağlayan Kazım Paşa, en yakın arkadaşları olan Enver Paşa ve Mustafa Kemal Paşa ile birlikte vatanın nasıl düzlüğe çıkacağını henüz genç yaşlarda düşünen ve bu konuda yaptıklarını kaleme almıştır. Abdülhamid dönemi Osmanlı'nın ahvalini, İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin ne olduğunu ve o dönem yaşanan olayları merak edenler için bu kitabı tavsiye edebilirim. Şahsen o dönemi merak eden biri olarak Kazım Karabekir'in kaleminden çıkan bu kitabı çok beğendim.
İttihat ve Terakki Cemiyeti
İttihat ve Terakki CemiyetiKazım Karabekir · Kronik Kitap · 2020446 okunma
Türkiye'nin Tehdit Edilmesi
1770'te Rusların İsmail Kalesi ve Çeşme'de güçlü zaferler kazanmaları üzerine Şark Meselesi açılmıştı. Fakat Türkler için asıl tehlike, Avusturyalılar'dan gelecek zannedilmişti . Avusturya hükümeti, Türklerden yalnız Macaristan'ı almakla yetinmemiş, fütuhatını Belgrad'a kadar ilerletmişti. 1718'de Eflak'taki Ulahlar, Bosna ve Sırbistan'ın bütün Sırpları Avusturya idaresine geçmişti. Artık aşağı Tuna yolları, Selanik kapısı açılmıştı. Fakat Habsburg hanedanı bunları korumanın yolunu bilememişti . Bu durumdan en çok Rusya istifade etmişti. 1768'de ufak bir hudut hadisesi Osmanlı Devleti-Rusya Harbi'ne sebebiyet vermiş, Rusların muzafferiyeti ilk defa olmak üzere Türklerin mevcudiyetini tehlikeye düşürmüştü. Rus ordusu Tuna'daki Romen eyaletleri işgal ediyordu. Rus donanması Çeşme Limanı'nda Türk donanmasını yakacak, daha sonra, İstanbul'u almaktan başka bir şey kalmayacaktı (1770). Rusların aşağı Tuna'da bulunmaları ve İstanbul'un Rus hakimiyetine maruz kalma tehlikesi Avusturya'yı endişelendirecek bir vaziyetti . Bunun üzerine Maria Theresia derhal Rusya'ya karşı Türklerle uyuşmuş, Ruslara Kaynarca Muahedesi'ni akdettirmişti. Artık Rusya'nın fütuhatından eser kalmamıştı...
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.