Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî'ye felsefecilerden bir grup geldi. Suâl sormak istediklerini bildirdiler. Mevlânâ hazretleri bunları Şems-i Tebrîzî'ye havâle etti. Bunun üzerine onun yanına gittiler. Şems-i Tebrîzî hazretleri mescidde, talebelere bir kerpiçle teyemmüm nasıl yapılacağını gösteriyordu. Gelen felsefeciler üç suâl sormak
~•~ Ancak; sana vâsıl olunca sırda kalmayı bıraktım... ~•~
Reklam
Min'el Aşk!..
~•~ Elimin ayâsında, nazargâh-i ilâhi gülüşlerin.... Duâda kalıyor bu yüzden kalem tutmaz ellerim... Kaşların mihrâbım oldu, gözlerin kıblegâhım.. Sesin gelir Tur-u Sînâ’dan, hem de salkım salkım... Korkutuyor beni gözlerindeki uçurumlar... Bıçak yarası gibi sensiz uyanacağım sabahlar... Ben sana âşığım yetim çocuklar gibi...! Yusuf’un düştüğü kuyudayım ...! Nerdesin..? Ey rûhumun gümrah sesi..... ~•~
O!..
~•~ Zeymurân; Sûfî hikemiyâtında, murâd edilen aşkı sembolize eder. ~•~
~•~ Sanıyor musun ki ben sana baktığımda seni görüyorum. Hayır! O’nu görüyorum. ~•~
Düğün/Cenaze!..
~•~ Hem Aşk; düğün ve cenâze gibidir. İkisi de sevgiliye kavuşmak için olur. ~•~
Reklam
~•~ Aşk’ın bâtınına çektin beni… Bâtının da bâtınındaki rahlene çökelttin beni… ~•~
Gerçek Aşık!..
~•~ Sevgilisi ölse bile, hattâ kayıplara karışsa da veyâ aslâ geri dönmese de; O, hep onu bekler. O’nu arar. O’na tutulmuş bir yürek hâlinde kendini tüketerek yaşar. ~•~
Reklam
~•~ Rûhun ve Nefsin, tıpkı sedefin iki kapağı gibi içindeki aşkı gizlemiş ve hapsetmiş. Seni buldum! Artık iki kapağını zülfikârımla açıyorum. ~•~
Ey Maşuk!..
~•~ ...her şeyimin kül olarak O’nda yok olması için beni daha fazla bekletme ne olur! ~•~
Allah'a dayan, sâ'ye sarıl!..
~•~ Ne bir katre hayır karşılıksız kalır, ne de bir katre şer. O’nun bilgisi dışında yaprak bile kıpırdamaz. Sen sâdece buna inan! ~•~
Aşk'ta İhlas!..
~•~ “...aşkında ihlâslı ve samimi ol! Ki, menzilin yakın ve yâkiyn olsun!” ~•~
Eflâkî'ye göre Karatay Medresesi'nin inşası bittiği zaman bu medresede yapılan bir ulema toplantısında Mevlânâ, Şems-i Tebrîzî ile beraber bulunmuş. Kendisine "Baş köşe neresidir?" diye sormuşlar, Mevlânâ da "Aşk adamı için baş köşe sevgilisinin kucağıdır" diyerek bulunduğu yerden kalkmış ve Şems'in girer girmez çömeldiği kapı dibine geçip yanına oturmuş. Şems, kalabalıktan, ön safta görünmekten fazla hoşlanmazmış. Eflâkî, Şems'in şöhretinin o gün başladığını söyler. Karatay Medresesi'nin 1245'de bittiği düşünülürse bu rivayetin doğru olduğundan şüphe edilebilir; yahut da mevzuu bahsolan şahıs, Mevlânâ'nın Şems'ten sonra dostluğa seçtiği Salâhaddin Çelebi'dir.
Sayfa 81
120 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.