Sen boşuna hep "merhaba" diyorsun
Ben boşuna diyorum.
Selâmı sabahı keselim bundan sonra
Artık istemiyorum.
Sen boşuna konuşuyorsun havadan-sudan
Ben boşuna dinliyorum
Senin maksadın konuşmak değil,
Anlıyorum.
Romanın Macerası: Bozkurtların Ölümü Atsız'ın, tarihin tozlu sayfalarından çıkardığı Kür Şad'ın hikâyesidir. 639 yılında Çin sarayını basan 41 yiğidin hikâyesini Atsız Fransız kaynaklarından, muhtemelen Hüseyin Cahit'in De Guignes tercümesinden, daha üniversite yıllarında okumuş olmalıdır. Çin kaynaklarında Cie-şı-şuay olarak geçen
Sözde, senden kaçıyorum dolu dizgin atlarla Bâzan sessiz sedasız
ipekten kanatlarla Ama sen hep bin yıllık bilenmiş inatlarla Karşıma
çıkıyorsun en serin imbatlarla Adını yazıyorum bulduğum fırsatlarda
Yüreğimin başına noktalarla, hatlarla Başbaşa kalıyorum sonunda
heyhatlarla Sözde, sana koşuyorum dolu dizgin atlarla, Ne olur bir gün beni
kapında olsun dinle Öldür bendeki beni sonra dirilt kendinle Çarpsan
karasevdayı en azından yüzbinle Nasıl bağlandığımı anlarsın kemendinle
Kaç defa çıkıp gittim buralardan yeminle Ama her defasında geri döndüm
seninle Hangi düğüm çözülür, nazla, sitemle, kinle?
Ne olur bir gün beni, kapında olsun dinle.
Şaşırdım kaldım işte, bilmem ki nemsin?
Bâzan kız kardeşimsin, bâzan öpöz annemsin Sultammsın susunca,
konuşunca kölemsin Orada ufuk çizgim, burada yanım kölemsin
Eksilmeyen çilemsin
Orda ufuk çizgim, burada yanım, yöremsin Beni ruh gibi saran
sonsuzluk dairemsin Çaresizim çaremsin.
Şaşırdım kaldım işte bilmem ki nemsin?