Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Senan Kazımoğlu

Senan Kazımoğlu
@senankazimoglu
Sıkı Okur
Hedef KIZILELMA herkese aşikar olsun
Kütüphaneci
Selçuk Üniversitesi Tarih Doktora Öğrencisi
Konya
Azerbaycan, 23 Şubat 1988
47 kütüphaneci puanı (Geçen ay: 42)
45 okur puanı
Ocak 2024 tarihinde katıldı
Sabitlenmiş gönderi
Mükemmel Bir Cümle
"Türk milliyetçiliği öğrenilecek bir şeydir ve eğer milliyetçilik kimliğinizi sistemli bir fikir alt yapısı yerine; semboller, şiirler, marşlar, sloganlar üzerine binâ ederseniz, varacağınız yer Türk milleti açısından çok da bir şey ifâde etmeyecektir."
Sayfa 7
Reklam
"Tarihteki Ahmed, Mehmed, Mahmud adlarının sonu “d” ile mi, “t” ile mi yazılacaktır? Bu hususta ortak bir kanaat yoktur. Yeni harflerin kabulünden sonra azalacağına, büsbütün artan imlâ anarşisi, tarihî adlara da sirayet etmiştir. Ben, tarihi şahsiyetlerin adlarının asıllarındaki şekilleriyle, yani Ahmed, Mahmud şeklinde yazılmasına taraftarım"
"Zeki Velidi Togan Türk tarihini 16. Yüzyıl ortasına kadar ilerleme ve yükselme çağı, Birinci Cihan Savaşı sonuna kadar gerileme ve çökme çağı ve Birinci Cihan Savaşından sonra da üçüncü bir çağ olmak üzere üç ana çağa bölmektedir."
Sayfa 21

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Tarihimizi millî görüşe göre sınıflandırma teşebbüsü şimdiye kadar yalnız Dr. Rıza Nur ile Prof. Zeki Velidi Togan tarafından yapılmıştır. Rıza Nur, Türk tarihini “Eski Türk Tarihi” ( = Türe ve Yasa Devri = Millî Devir ), “Yeni Türk Tarihi” ( = Müslümanlık Devri = Dinî Devir ) ve “Taze Türk Tarihi” ( = Yeniden Doğuş ve Uyanma = İkinci Millî Devir ) olarak başlıca üç çağa ayırıyor.
Sayfa 21
"Eski Türk tarihini, ilkçağda Türk tarihi, ortaçağda Türk tarihi diye bölümlere ayırmak ilmî değildir. Batı Avrupa’nın kendisine göre yaptığı bir sınıflandırmaya körükörüne uymak elbette doğru olmaz."
Reklam
"Bizler, eğilmeden, kırılmadan, bükülmeden meydana yenmek için geliyoruz. Türk milliyetçilerinin ne kadar yarım kalmış işi varsa tamamlamak için geliyoruz. Türk milleti üzerinde hâince ve sinsice türlü planlar yapanların planlarını suya düşürmek için geliyoruz. Bekleyin, biz geliyoruz…"
Sayfa 86
YENİ UFUK DERGİSİNİN VARLIK SEBEBİ
"Bütün bu inşâ ettiğimiz kurumlar, Yeni Ufuk ateşiyle ortaya çıkmış yapılardır. Yeni Ufuk, Türk milletini yeniden hak ettiği seviyeye çıkarma irâdesidir. Yeni Ufuk, Türk milliyetçiliğinin öğrenilecek bir şey olduğunu düşünenlerin dergisidir. Yeni Ufuk, Anadolu’daki çoban ateşlerinin sönmediğinin göstergesidir."
Sayfa 85
"İnsanlar, fikirler, kurumlar, toplumlar târihî akış içerisinde var olurlar. Geçmişten taşıdıkları mîrasla güçlenirler ve varlık gösterirler. Elbette bu hâfızanın varlığı kişide bir şuur hâline gelmemişse ve geçmişi bilmiyorsa bu güçten beslenemeyecektir."
Sayfa 86
BU ÇOK AĞIR BİR SORU
"Yıllardır var olan kurumlarımızda Türk milletinin hangi derdine derman olabildik? Kaç tane Türk milliyetçisi yetiştirebildik?"
Sayfa 86
"Düşünce veya fikir; insanın neye, nasıl ve niçin inandığını, nasıl ve niçin yaşadığını, neyi, niçin tercih ettiğini ifâde eder. Başka bir ifâdeyle düşünce/fikir insana hayâtıyla ilgili bir ölçü kazandırır. Kurumlarımızı da bu düşünce ve fikirlere bağlı olarak inşâ ederiz."
Sayfa 85
Reklam
"Kurumlarımız sorun çözme faâliyetini gerçekleştirirken içinde yaşadığı toplumun değerlerinden bağımsız bir şekilde faâliyet yürütürse, toplumun değerlerine kayıtsız kalırsa; hiçbir çözüm üretemeyeceği, üretse bile toplumun ihtiyâcını karşılayamayacağı hatta yanlış çözümler üreterek, o toplumun başına bela olacağı âşikardır."
Sayfa 85
"Bunun için önce milletimizi çok iyi tanıyan, bilen nesillere ihtiyâcımız var. Sonra da bu yetişmiş nesillerle inşâ edilecek sosyal vasıtalara ve kurumlara… İnsan, kendini ifâde etme ihtiyâcı güden bir varlık olarak sosyal vasıtalar inşâ eder. Aynı dünya görüşüne inandığı insanlarla bir arada bulunmak ister. Buna uygun olarak da kendi sosyal çevresini ve kurumlarını meydana getirir."
Sayfa 85
"Milletimiz için doğru iktisâdî sistemi bulsak, en iyi hukuk sistemini ortaya koysak, eğitimde en mükemmel sistemi geliştirsek dahi; bu sistemleri, projeleri, planları uygulayabilecek yetişmiş insanımız olmadan bu sıkıntılardan kurtulabilir miyiz? Elbette kurtulamayız."
Sayfa 85
"Türk milliyetçilerinin en önemli ve en öncelikli meselesinin milletini meydana getiren insan unsuru olduğunu tespit ettik. Çünkü az evvel de ifâde ettiğimiz üzere bütün yaşanan hâdiselerin (ahlâk, eğitim, ekonomi, diplomasi, tarım, sanayi, siyâset vs.) temeldeki unsuru insanın ta kendisidir."
Sayfa 85
"Aksi yönde uygulanan her türlü insan yetiştirme faâliyetinde kendi milletine yabancılaşma, milletinin değerlerini hor görme ve aşağılama belirtileri gözlemlenir. Bu durum netîcesinde de insan kendisini içinde yaşadığı topluma zarar verecek yapıların içerisinde bulabilir. Bu durum, bilerek ya da bilmeyerek gerçekleşecek ve bu insan başkalarını da yaptıklarının doğruluğuna inandırmaya çalışacaktır. Hatta bu süreç bütün değerlerimizi ya da kurumlarımızı (adâlet, din, hukuk, makam vb.) istismar edip vâsıta olarak kullanmaya kadar gidebilir."
Sayfa 85
"Bir milletin sâhip olduğu en kıymetli ve en büyük kaynağı insanıdır, gençliğidir. Türk milleti olarak bizler de kendi insanlarımızı, millî kültür dâiresi içerisinde, çağın ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde; millî bir felsefeyle, eğitimin metotlarına uygun bir şekilde yetiştiremezsek, milletimizi hak ettiği seviyeye çıkaramayız."
Sayfa 84
274 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.