Biri bana bir intihar haberi verdiğinde, aklıma sen geliyorsun. Ama birinin kanserden öldüğünü söylediklerinde, aynı hastalıktan ölen dedemle büyükannem gelmiyor aklıma. Kanseri başka milyonlarca kişiyle paylaşıyor onlar. İntiharsa senin.
Radikal feminizm'in önemli temsilcilerinden olan Valerie Solonas'ın bu kitabını şaşkınlık ve ilgiyle okudum.En başta ironi yoluyla düşüncelerini anlatmaya çalıştığını düşündüm fakat devam ettikçe bu "ironi" lerin yazarın kendi düşüncesi olduğunu anladım.
Dünyadaki birçok kadın çevresindeki erkeklerden psikolojik ve fiziksel olarak zarar görmüş olabilir fakat bu erkek babanız olduğunda düşünce yapınızdaki erkek algısının öfkeyle inşa edilmiş olması anormal değildir.Yazarın geçmişinin kitabındaki nefret dolu ifadelere yansıması tabii ki olağan bir durum fakat bunun başka insanlar tarafından benimsenmesi olayı başka boyutlara sürükler.
Kitabın içinde değerli gözlemler barındırdığını kimse inkar edemez fakat genel olarak içeriğe baktığımızda yazarın tasvir ettiği ve ulaşmak istediği dünyanın aslında bir distopya örneği olduğunu söyleyebiliriz.
Kadınların ataerkil düzenden zarar görmüş olduğu ve hala da zarar gördüğü aşikar ama bunu karşı cinsi yok ederek çözmek elbette doğru ve geçerli bir yöntem değildir,saçmalıktır.
Sonuç olarak kadınlar olarak mücadele vermeye hala devam etmekteyiz.Haklarımızın her zaman peşinde olup ataerkil düzenin son bulması için elimizden geleni yapmalıyız. Solonas ile ortak olduğumuz nokta da işte bu.
"Babaların eriller üzerindeki etkisi hususi olarak onları "Erkek" yapmaktır yani edilgenliği ve ibneliği uyaran her şey ve dişi olma arzusu karşısında hep savunmada olmak"