Öykücülerimizi çok seviyorum ve yine tanıştığıma çok çok memnun olduğum bir yazarın öykülerini okuduğum için çok mutluyum.
Yazarın kurduğu dünya çok başka, o dünya yaşanmak istenen bir dünya değil de içine mecburen düşülen, yaşanmak zorunda bırakılan bir dünya... Özgün anlatımını, anlatımdaki dinginlikle birlikte kol kola yürüyen o sert çığlığı derinden duydum, hissettim. Bakış açısını, öğrenilmiş yaşantıya karşı tavır ve eleştirisini çok sevdim. Bu tarz öyküleri okumayı seven ve edebi bir lezzet arayan okur arkadaşlarıma ısrarla tavsiye ederim.
..
..
"Zaman, kir ve küf olarak sürdürüyordu saltanatını parkelerin arasında. Bizse, her şeye inat, çocukluğu, dostluğu selamlıyorduk, kahkahalarımızla."
Emeklilik sistemleri ile ilgileniyorsanız güzel bir eser. Eğer ilgilenmiyorsanız muhtemelen sizi sıkacak ve bayacaktır.
Kitap genel olarak OYAK'ın kuruluşu ve faaliyetlerini anlatıp niçin diğer tamamlayıcı emeklilik sistemlerinden (öğretmenlerinkiler vs.) daha başarılı olduğunu açıklamışlar.
Sabret ki her şey hissettiğin gibi olsun, sabret ki her şey gönlünce olsun...
Be patient so that everything becomes as you feel, be patient so that everything goes as you wish...