2024'ün ilk kitabını yarım bırakmayı hiç istemezdim gerçekten ama dayanamayacağım. Sevdiğim her şeyi içinde bulundurmasına rağmen kitap o kadar kötüydü ki anlatamam. Bir kere işlenişi korkunçtu. Habire saçma sapan olaylar oldu ve bu olaylar o kadar alakasız anlarda yaşandı ki ne mana deyip durdum. Birkaç kere sayfa sayısını kontrol ettim hatta, acaba basım hatası mı var diye. O derece kopuk kopuk bir ilerleyişi vardı kitabın.
Karakterleri de sevmedim. Knox, mağarasından 5 dakika önce çıkmış gibi davranan kaba ve itici bir adamdı. 40 küsür yaşındaydı ama o kadar ergen tavırları vardı ki 11 yaşındaki Waylay bile onun yanında daha olgun kaldı. Kitabı yarım bırakmadan önce ilerleyen sayfalarda yaptığı ayılığı da öğrendim ve giderayak tepem attı. Seni çöpe atacağım poşete yazık Knox! Naomi ise yaşadığı onca sıkıntının üstüne bir de kardeşi tarafından soyulup yeni tanıştığı yeğeni ile hiç bilmediği bir kasabada kalakalmasına rağmen şipşak ortama uyum sağlayıp cıvıl cıvıl takılmaya başladı. Gün ışığı karakterleri severim ama Naomi çok abartılı bir tipti bence. Yan karakterler desem, hepsinden sahtelik akıyordu.
Kitabın sayfa sayısının böyle bir kurgu için fazla olduğu da su götürmez bir gerçekti. Bu uzunluğa rağmen Naomi ile Knox'un yakınlaşma sahnesinin çat diye yaşanması da çok saçmaydı.
Ay yazdıkça bile içim şişti. Seneye başlamak için bundan daha kötü bir kitabı arasam bulamazdım herhalde.
Dipnot: Güzel kitaplar ben sizi bulamıyorum, n'olur siz beni bulun.