Moğollar ve top barutu
Cengiz Han ile' Moğollarının Çin gibi kapalı bir imparatorluğu açtıkları zamandan çok önce, Çinliler
tarafından yapılan o zamana ait keşifler hakkındaki kesin bilgilerimiz çok azdır. Daha sonradan, yani 1211
senesinde Çin’de top barutundan bahsedildiğini sık sık işitiyoruz. Bu barutu Çinliler Ho- Pao dedikleri
Talebesi Platon tarafından idamından sonra kaleme alınmış. Benim okuduğum baskı Say Yayınlarına ait ve içerisinde Ahmet Cevizci tarafından hazırlanmış 2 bölüm daha var Savunma’dan başka. Bu bölümlerden birinde Platon’un hayatı ve eserleri ayrıntılı bir şekilde ele alınmış, diğerinde ise Savunma’nın kendisi öncesi ve sonrasıyla, hatta Antik
Ene arapçada ben demek. Kitabı okumaya başlarken tek düşündüğüm Aziz Mahmut Hüdayi hazretlerinin hayatı anlatılacak ve bir nebze de olsa benliğimizi bulmaya yardımcı olacak. Aslında kitap bir nevi öyle ama kitap Aziz Mahmut Hüdayi Hazretleri vasıtasıyla nefsin mertebelerini anlatıyor.
Kitap da "Belki de bu kitap senin için yazılmıştır." cümlesi geçiyor. Evet bu kitap benim için yazılmış. Evet kardeşim senin için ve diğer kardeşim senin içinde...
Bir yolculuğa başlıyorsun bu kitapla her adımında kendini buluyorsun ve nefsini tanıyorsun. Meğer ne büyük düşmanımız varmış da bizim haberimiz yokmuş. Nefis hep konuşuyor, hiç susmuyor. Ben nefsime uyumuyorum, onu dinlemiyorum diyen bile nefsine uyarak bu cümleleri kuruyor ve hala ben yapmıyorum diyerek onu dinliyor.
Muhakkak ki nefs, daima kötülüğü emredicidir.
(Yusuf Suresi 53. Ayet)
Okumamız gereken ilk kitaplardan biri olduğunu düşünüyorum. Önce düşmanımızı bileceğiz ki onunla baş edebilelim değil mi?
"Şimdi nefsinle konuşacağın bir hikâye anlatacağım sana kâri. Nefsinin konuşacağı bir hikâye... Sen de ki 'hayal' ben diyeyim ki 'muhal, imkânsız.' Lakin şunu bil; ben inandım ki içimize bunları düşüren dahi nefsimizdir. Bizi durduran ve kandıran da nefsimizdir. Ve hatta şu anda içinde bir ses varsa ve 'Okuma bu kitabı, bırak' diyorsa sana inan ki o da nefsinin sesidir.
...
Hem her kitap bir kişi için yazılır kâri. Belki de bu kitap yalnızca senin için yazılmıştır."
//Kuş Ölür, Sen Uçuşu Hatırla//
......................................................................
''Karanlık bir ayettir tüm varlığım
İçinde sürekli seni tekrarlayıp götüren
Merhaba diyen yeşilin ve çiçeğin şafağına
Senin için ahlar çektim ben bu ayette
Ve bu ayette bağladım seni
ağaca,suya ve de ateşe.''
Furuğ'un hayatı boyunca derin kalp yarası ile yaşamını nasıl sürdürdüğünü, uğruna yukarıdaki ''Yeniden Doğuş'' şiirini yazdığı yönetmen İbrahim Golestan'dan anlayabiliriz.
Furuğ'un kalp yarasının yanında bir de ömrü boyunca göremeyeceği evlat hasreti de eklenmiştir.''Tutsak'' şiirini de bu ağır özlemle yazılmıştır;
''Seni istiyorum ve biliyorum
asla koynuma alamayacağım
sen o aydın ve pırıl pırıl gökyüzüsün
ben bu kafeste bir tutsağım''
Furuğ'u neden sevdim diye sorarsanız...Hayatı travmalarla dolu bir kadının hayat karşısında cesur ve dik durup ''Kuş Ölür Sen Uçuşu Hatırla'' diyebilmesini gösterebilirim.
İyi Okumalar...
Bu şiir sana yazılmıştır..o yeşil gözlerinden baharın kokusuna yazılmıştır..saçlarının sarısından güneşin doğuşuna ümit ile bakan gözlerinin baharına yazılmıştır..ne yazdyıysam senin için yazmışımdır..her mısrada iç çeke çeke senden esen meltemine yazılmıştır güzel yüzlüm..
''Ey yok oluşun peşine düşen ziyaretçi! Bu mezarı büyük bir hürmetle ziyaret et ki burada gömülü olan bir iffet ve güzellik alemidir.''
Edebiyatımızın hikayecilik anlamında üstadı Samipaşazade Sezai'nin Küçük Şeyler eserinin bu sitede değinilmeyen noktasına değineceğim.
#Uyarı !
Spoilerı gözden kaçırabilirim o yüzden bu