yanlış bir hayalin şehrinde kaldım
sevdiği ben değilim anlatamam
o aşk bu değildi tasarladığım
büyük bir tenhalık nasıl korkmam
korkularım bir canavar doğurdu
yanlış bir hayalin şehrinde kaldım
sevdiği ben değilim anlatamam
o aşk bu değildi tasarladığım
büyük bir tenhalık nasıl korkmam
korkularım bir canavar doğurdu
yanlış bir hayalin şehrinde kaldım
sevdiği ben değilim anlatamam
o aşk bu değildi tasarladığım
büyük bir tenhalık nasıl korkmam
korkularım bir canavar doğurdu
Sayfa 43 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
yanlış bir hayalin şehrinde kaldım
sevdiği ben değilim anlatamam
o aşk bu değildi tasarladığım
büyük bir tenhalık nasıl korkmam
korkularım bir canavar doğurdu
Fantastik ya da başka kültüre ait kitaplar yazan vasat yazarların çoğunun tutulduğu bir hastalık var. Adı da "Araştırdığım bütün yabancı kelimeleri ve karakterlerin yüzde yetmişini size ilk beş sayfada öğretip her şeyi karman çorman edeceğim. Kitaptan tiksinip okumak için kendinizle savaşacaksınız." Hele bir de bu kitaptaki gibi
Ben fukarayı severim, dersin kendi kendine, yalandır. Kendin de inanmazsın. Hangi fukarayı, nasıl fukarayı? Bu canavar gibi dilenci kadını mı? Bu arsız, edepsiz, huysuz çocuğu mu? Bu iki paralık adamın önünde secdeye varan balıkçıyı mı? Yoksa köşe başında oturup çürüklerini; yüzünden açlığı, kimsesizliği, hafifçe deliliği, dünyadan bıkkınlığı akan adama yutturan külhanbeyi kestaneciyi mi?
Kimdir şu sevdiğin insan? Anladık fakir, kimsesiz, bahtsız... Ama kim?
Kim olacak? Sensin.
"Artık karanlıktan korkmuyorum."
"Tabii ki korkmazsın,"
"Ürkütücü olan karanlık değil, orada karşına çıkma ihtimali olan şey. Artık karanlıktan korkmuyorsun, Ignazio, çünkü karanlık sensin. Karanlıkta ürkütücü olan sensin."
yanlış bir hayalin şehrinde kaldım
sevdiği ben değilim anlatamam
o aşk bu değildi tasarladığım
büyük bir tenhalık nasıl korkmam
korkularım bir canavar doğurdu
Sayfa 47 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
(...)
yanlış bir hayalin şehrinde kaldım
sevdiği ben değilim anlatamam
o aşk bu değildi tasarladığım
büyük bir tenhalık nasıl korkmam korkularım bir canavar doğurdu
bilmem n'apsam nereye kaçsam
yeşil karanlığında ağır tutsağım gözlerinden çıkmak başlıca tasam saçlarının zincirinde elim ayağım kirpikleri süngü takmış bir ordu
bütün saatler bir anda durdu