Ben fukarayı severim, dersin kendi kendine, yalandır. Kendin de inanmazsın. Hangi fukarayı, nasıl fukarayı? Bu canavar gibi dilenci kadını mı? Bu arsız, edepsiz, huysuz çocuğu mu? Bu iki paralık adamın önünde secdeye varan balıkçıyı mı? Yoksa köşe başında oturup çürüklerini; yüzünden açlığı, kimsesizliği, hafifçe deliliği, dünyadan bıkkınlığı akan adama yutturan külhanbeyi kestaneciyi mi? Kimdir bu sevdiğin insan? Anladık fakir, kimsesiz, bahtsız... Ama kim? Kim olacak? Sensin. Kendi kendisinin. Evet, bu şehirde herkes dönüp dolaşıp kendisinde karar kılacak. Başkasını seven tek adam bulamazsın. Olmasına da imkan yoktur. ... ("Söylendim Durdum" adlı hikayesinden)
Sayfa 95 - YKYKitabı okudu
448 syf.
7/10 puan verdi
29. Oda bu sabah bitti... öncelikle kitabın ilk 200 yüz sayfası sıktı ama 200den sonrası gerçekten bir harikaydı okuduğum ilk gerilim kitabı galiba ve son da olmayacak. Alıntı: Ölüm gelip kapını çaldığında onun soğuk yüzünü daha önceden görmüş olduğunu düşüneceksin. O merdivenler yukarı tırmanirken onu en korkunç kâbuslarından hatırlayacaksın ve o sana ayna tuttuğunda,göreceksin,O sensin ve sen o'sun.. Şimdi birer yetişkin olan piper ve margot hayatları boyunca o yaz keşfettileri dehşet verici sırrı geçmişe gömmeye çabalamişlardir.Ama bir gece yarısı margotun piperı arayarak ona tüyler ürpertici bir vahşeti bildirdiği telefon konuşması bu konudaki karanlılıkların ve hayatlarını sonsuza dek değiştirecektir saklanan sırlar ortaya çıkarken yanında otelin gizli olan odası 29.odada ortaya çıkar. Gizli bir oda hiç bu kadar tehlikeli hiç bir canavar bir kısrak kadar da yanıltıcı olmamıştı. Bazen en güvendiğimiz kişinin bize en çok bize zarar verecek olan bir kısrak olduğunu tahmin edemeyiz.
29. Oda
29. OdaJennifer McMahon · Ephesus Yayınları · 20161,158 okunma
Reklam
Ayaküstü Aşk
"...yanlış bir hayalin şehrinde kaldım sevdiği ben değilim anlatamam o aşk bu değildi tasarladığım böyük bir tenhalık nasıl korkmam korkularım bir canavar doğurdu..."
Ben fukarayı severim, dersin kendi kendine, yalandır. Kendin de inanmazsın. Hangi fukarayı, nasıl fukarayı? Bu canavar gibi dilenci kadını mı? Bu arsız, edepsiz, huysuz çocuğu mu? Bu iki paralık adamın önünde secdeye varan balıkçıyı mı? Yoksa köşe başında oturup çürüklerini; yüzünden açlığı, kimsesizliği, hafifçe deliliği, dünyadan bıkkınlığı akan adama yutturan külhanbeyi kestaneciyi mi? Kimdir şu sevdiğin insan? Anladık fakir, kimsesiz, bahtsız... Ama kim? Kim olacak? Sensin. Kendi kendinsin. Evet, bu şehirde herkes dönüp dolaşıp kendisinde karar kılacak. Başkasını seven tek adam bulamazsın.
Sayfa 118Kitabı okudu
Ben fukarayı severim, dersin kendi kendine, yalandır. Kendin de inanamazsın. Hangi fukarayı, nasıl fukarayı? Bu canavar gibi dilenci kadını mı? Bu arsız, edepsiz, huysuz çocuğu mu? Bu iki paralık adamın önünde secdeye varan balıkçıyı mı? Yoksa köşe başında oturup çürüklerini; yüzünden açlığını, kimsesizliği, hafifçe deliliği, dünyadan bıkkınlığı akan adama yutturulan külhanbeyi kestaneciyi mi? Kimdir şu sevdiğin insan? Anladık fakir, kimsesiz, bahtsız.. Ama kim? Kim olacak? Sensin. Kendi kendinsin.
Sayfa 118Kitabı okudu
"Burada ne yapıyorsun?" "Manzaranın tadını çıkarıyorum." "Ha." Arkasına baktı. "Engelliyor muyum?" "Hayır." dedim. "Manzara sensin."
Sayfa 210 - Yabancı Yayınları, Ignazio Vitale, Karissa Reed
Reklam
201 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.