Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Köşe Yazılarından/Mustafa Kutlu
“…Âletler insanları uykudan uyandırıyor, bir vasıtaya bindiriyor, fabrikada indiriyor. İnsanlar fabrikadaki robotlardan bir robot olarak, büyüme, verimlilik vb. adına akşama kadar çalışıyor. Sonra bir bara uğrayıp iki tek atıyor, evde biraz televizyona bakıp erkenden yatıyor. Bu seremoni her gün, her yıl tekrarlanıyor. Yılın iki haftası tatil için iple çekiliyor ve tatilde yine topyekun kendini dağıtmak uğruna ne mümkünse yapılıyor. Yeme-içme-çiftleşme-def-i hacetten ibaret hayat kişiyi bunalımdan bunalıma sürüklüyor. Tabiatla, doğal olanla bağını büsbütün kaybeden insan sanal âlemde mayışmak için âletlerin en son çıkan modelinde bir şeyler bulmaya çabalıyor. Yok. Umut yok…”
Bir VİSKİ ATÖLYEM hikayesi
Bir VİSKİ ATÖLYEM hikayesi Okumak için hazırlan. Hikaye soğuk kış akşamında, karla kaplanmış yollarında bir yabancı gözleyen pencere başı hanımının düşüncelerinde gelişmedi ne yazık ki… İlkbaharın sonunda biz hala baharı bekleyip, bir sabah daha uyanıp yine kapalı hava ile çevrelenmiş İstanbul’un apartman dairelerinde “ bu sene yaz gelmeyecek…” dediğimiz günlerin telefon diyaloglarında Viski Atölyem ruhu kendine bir beden bulmuştu. Biz uzun uzun konuşurken, karların kapladığı yolların kapanıp yabancıların gelişi büyük bir içsel seremoni ile karşılandığı bir köyde, hiç tanımadığımız bütün bunları gözleyen gizemli Hanım Viski Atölyem’in doğum sancılarını yaşadı. Hemen hemen her pencere başı Hanım’ı bulunan güzel ülkemizde, insanların gündelik hayat koşuşturmacaları kimbilir kaç kimlik ve kaç farklı yarışa ev sahipliği yapıyor bu zihinlerde. Böyle bir sahnede sokaktan geçenlerin herbiri başrol oynasa da, başrol oynayan oyuncudan kat be kat hayatın içinde ve yaşayan… Baskıya alınmamış kitap öncesi... Viski Atölyem
Reklam
"Dinî ibadet" derken sanki dinî olmayan bir ibadet biçimi varmış gibi veya daha kötüsü davranışlarımızın bir kısmı ibadet hükmünde, diğer kısmı ibadetin dışında kalıyormuş gibi bir izlenim uyandırmaktadır. Ibadeti Hristiyanlıkta olduğu gibi, bir seremoni bir ayin olarak telakki edenler için mesele yok elbet. Fakat hakkını vererek yaşayan bir Müslüman için ibadet olmayan, ibadet hükmüne geçmeyen hangi davranış vardır?
Sosyal sınıfların katı kuralları ancak gece bozulur. İşçiler, burjuvaların sokaklarında dolanırlar. Burjuvalar işçi mahallelerindeki lokantalara giderler, fahişeler, papazlar, öğrenciler, askerler, ev kadınları, doktorlar ve yabancılar, hepsi aynı sokakta gezinirler, bakınırlar, birbirleriyle konuşurlar, hatta belki de sonunda sevişirler. Geceleri dünya, birbiriyle haşır neşir olmuş, özgür, meraklı insanların ruhuyla canlanır. Gündüzleri kaçındığımız şeyler, gece çekicilik kazanır. Gündüzlerin “rasyonel” insanı, “zevk-ü sefa peşinde koşan” insanla yer değiştirir geceleri. Ezme eyleminin kendi özgürlüklerini de kısıtlamasına rağmen, ezenler bile geceleri daha fazla özgürlüğe sahiptirler. Kurulu düzenin yöneticileri, generaller ve krallar, şirket ve ülke başkanları, “şöhret ve servet” sahipleri de geceyi yaşarlar. Totaliter kurumlar uykudayken, uykuya yatırılmışken, onlar da yaşama özgürlüğüne kavuşurlar. Çocuklarını yatağa yatıran anne-babalar gibi, onlar da artık, her türlü seremoni ve sansürden arınmış olarak, maskesiz yüzlerini gösterme özgürlüğüne sahiptirler.
184 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
“Romana gelince, yazmamam için iki temel sebep var. Birincisi, pek beceremiyorum. Bir roman yazarken birilerine belli fikirler söyletebiliyorum ama pencereden kapıya doğru gitmelerini sağlayamıyorum. Maddi ayrıntılar konusunda roman yazarlarının sahip olması gereken sabra sahip değilim.” diyor bir söyleşisinde (Birikim, 02.04.2007) Terry Eagleton
Azizler ve Alimler
Azizler ve AlimlerTerry Eagleton · Agora Kitaplığı · 2003236 okunma
seremoni
ihanete ve aşka ve bitmeyen ayrılığa bütün hatlarımızla silahsızlanıyorduk
330 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.