Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.24
#BirKatilinGüncesi
“Korkulacak şey kötülük değil,zaman.Çünkü onu yenebilecek kimse yok.”
Güney Kore edebiyatıyla merhabaaaa️
Byiongsu Gim 70 yaşına gelmiş bir seri katil.Yaklaşık 25 yıldır kimseyi öldürmemiş olsada işlediği cinayetler dışında pek bir şey hatırlamayan da alzheimer hastası.
Evlat edindiği ve kızı sandığı Inhi’yi başka bir seri katilden korumak istiyor.Böylece biz de Gim’in günlüğünü okumaya başlıyoruz.Kızının nişanlısını seri katil zannediyor.Kendi iç dünyasını,planlarını unutmamak için not alıyor ve bazen neden not aldığını bile unutuyor.İşlediği cinayetlerden pişman bile olmayan Gim bir gün yakalanacağındanda korkmuyor.Peki yakalanıyor mu derseniz onun için de okumanızı öneririm.
Ters-köşe bir kitap.Çok hızlı okunuyor ve psikolojik tahliller çok başarılı.Farklı tarzlar okumak isterseniz kesinlikle tavsiyemdir.️
446 syf.
9/10 puan verdi
Harry Bosch serisinin üçüncü kitabıdır.
Harry, dört yıl önce yapılan bir ihbar sonucunda seri cinayetler işleyen Bebekçi katilini savunmasız bir şekilde öldürmüştür. Kendisine karısı tarafından yurttaşlık davası açılır. Bunun sebebi ise; Harry'in tek başına hareket etmesi, ihbar gelene kadar Norman Church hakkında somut bir delil olmaması ve Harry'in silahsız birine ateş etmesidir. Harry ve avukatı jüriyi ikna etmeye çalışırken bu çabaları davacı tarafın sunduğu deliller ile iyice zora girmektedir. Çünkü içeriden birileri davacı tarafın avukatına bilgi sızdırmaktadır.
Harry için bir başka sıkıntı da taklitçi bir katilin ortaya çıkmasıdır. Bulunan delillerle Church öldükten onun yönetimini kullanan birisi cinayetler işlemektedir. Bu kısıtlı zamanda Harry, bir taraftan mahkemeye gitmesi gerekirken diğer taraftan da taklitçi katili yakalamaya çalışmaktadır.
Bu taklitçi katilin ortaya çıkması Harry'in davasını olumsuz etkileyecek gibi durmaktadır. Davacı taraf bu taklitçi davasını da gündeme getirerek jürinin kendilerinden yana karar alması için bu durumu kullanacaktır.
Geçmişte yaşanmış ve kitabın yazıldığı dönemde dava edilmiş eski olayın tekrar gündeme getirilmesi bana zorlama bir kurgu gibi gelmişti. Connelly konu eksiği çeker gibiydi. Daha sonra taklitçinin ortaya çıkması, son sayfalardaki akıcılık ve temponun yükselmesiyle düşük seviyede başlayan roman yüksek seviyede bitmiş oldu. Tabii bunlar benim kişisel fikirlerim. Diğer okurlar farklı değerlendirebilirler.
Bakalım Son Çakal'da neler olacak.
~~~
~~~
#alinti
•••Kalbim sanki sımsıkı bir yumruğun içinde sıkışmıştı. Eflaklı Voyvoda… Eflak Prensi. Bu unvan ,zihnimde dolaşarak tarih derslerinin durdurduğu yerde anlam bulduktan sonra korkunun yaşadığı bölgeye saplandı. Vlad Tepeş. Kazıklı Vlad . Kazıklı Voyvoda.
Kimileri de ona Drakula diyordu. Ejderhanın oğlu.
“Vlad Tepeş yaşıyor.”
Herkese Merhaba
Bugün sizlere polisiye türünde olan #kırmızıyıaramak kitabının yorumuyla geldim.
Kitabı okumaya başladığım an beni içine çekti. Çünkü ilk sayfalara cinayet ile başladık. Bu tür kitapların girizgah bölümünde olaylara hızlı giriş yapılması açıkçası beni daha çok etkiliyor. Ama hızlı giriş yapıp bu tempoyu düşürmemek lazım. Böyle
seri tutku1 döngü
"Size söyleyeceğim son sözün "hoşcakal" olmasını beklemeyin, zira yeniden görüşeceğiz.."
Merhaba okur arkadaşım Cinayet, gerilim, polisiye ve aşk tadında olan romanları seviyorsan yoruma göz atmalısın #seritutku1döngü tam.bir cinayet romanı. Benim sevdiğim türden hem de Aslında çoğu polisiye romanlarından rek farkı,
Çok akıcı heyecan içinde okuduğum bir polisiye kitap oldu. Konusu: Dedektif Geraldine ve ekibinin vahşi cinayetler işleyen şizofreni bir seri katili yakalama çabaları. Zamana karşı yarış içinde geçen soluksuz okuyacağınız bir polisiye.
Evet, hiç yokmuş gibi hayatımıza yepyeni on bir kitaplık polisiye seri daha katıldı. Söz konusu Pegasus Yayınları olmasaydı şayet sevinçli ve mutlu olabilirdim. Lâkin, yayınevinin seri kitap çıkarmadaki üstüne yeteneksizliğini tekrar tekrar yazmaya gerek yok (Bknz örnek Chris Carter ve kitapları).
Üstelik kitap, iki kez farklı yıllarda ve kapakla Panama Yayıncılıktan Günahkar olarak yayınlanmış. Aklınızda bulunsun SOĞUK KAN = GÜNAHKAR
MİNNAK SPOİLER
Soğuk Kan konusu itibariyle aşırı çok güzel. Ama o kadar saçma bir yerde bitiyor ki, yukarıda bahsettiğim nedenden ötürü ikinci kitabın yolunu gözlemek ne derecek mantıklı olur tartışılır. 2016 da çıkan ve okuyan arkadaşlara çok geçmiş olsun diyorum. Zira ben son sayfayı kapattığımdaki hissiyatımı kelimelere dökemiyorum.
Şerif Nick Morelli kasabasında yaşanan çocuk cinayetlerinde ne yapacağını bilemez ve FBI yardımcı olması için profil uzmanı Maggie O'Dell’i gönderir.
İşlenen cinayetler idam edilen seri katil R. Jeffreys’in tarzına benzediğinde başta kopya cinayetler olduğu düşünülür ama aslında olayın tam tersi olduğu ortaya çıkar. Araştırma devam ederken Şerif Nick’in yeğeni yine aynı katil tarafından yakalanır ve tam bir gerilim dolu aksiyonlu saatler başlar.
Konu hem sürükleyici hem de gerilim dolu ama işte o son için ikinci kitabın hemen çıkması lazım. Şayet bana sorarsanız bu kitabı okumak için mutlaka ikinci kitabın çıkmasını bekleyin. Bu bilgiyi şayet benimle paylaşsalardı ben beklerdim net!
Bu yüzden alın OKUYUN ve OKUTUN diyemiyorum.
KitapRüyasından Sevgilerle
Hepiniz “ Karındeşen Jack “ hakkında az çok bir şeyler duymuşsunuzdur.Kendisi 1888 yılında Londra’nın Whitechapel bölgesinde en az 5 hayat kadınını öldürmüş ve kimliği asla tespit edilememiş bir seri katil.Bu kitapta olayların tam göbeğinde bulacaksınız kendinizi.Yazar,tarihi olayları azıcık değiştirmekle birlikte ,özgün hikayeye sadık kalmaya çalışarak harika bir kitap çıkarmış ortaya.
.
Audrey Rose , 17 yaşında bir Lordun kızı.Fakat yaşıtlarından farklı olarak o ,bilime meraklı.Bu yüzden de bir bilim adamı olan ve aynı zamanda otopsi de yapan amcasının yanında asistan olarak çalışıyor.Tam bu sıralarda Londra’da birtakım seri cinayetler işlenmeye başlıyor.Hayat kadınları sırayla öldürülürken , Audrey Rose kendisini ,amcasının öğrencisi ve en yeni arkadaşı ,yakışıklı ,cüretkar,zeki Thomas ile bu cinayetlerin izini sürerken buluyor.Sonra hep birlikte katil kim oynuyorsunuz zaten.Sonu ise sizi şok ediyor.
.
Kitapta en sevdiğim şey,Audrey Rose’un karakteri oldu.Feminist ve güçlü duruşu ile kendisi benim en yeni kankam olur.Bir de Thomas vardı ki ne siz sorun ne ben anlatayım.Adam yürüyen akıl küpü.Bu kadar zekiliğinin yanında cüretkâr ve akıl çelen tavırları ile aklınızı çeliyor.Açıkcası seriyi sadece Thomas’ı merak ettiğim için aldım ama içinden polisiye hem de tarihsel gerçekliği olan bir polisiye çıktı.Polisiye ve aynı zamanda tarihi olaylara ilgi duyanlara gözüm kapalı öneriyorum
Spoiler olabileceği için direkt olarak kitap hakkındaki düşüncelerime geçiyorum.1.kitap gerçekten oldukça can alıcı ir noktada bitmişti.Bu kitapta tam kaldığımız noktadan devam ettiğini sanki diğer bölümmüş gibi yazarın bir boşluk bırakmadığını ve yer yer minik hatırlatmalarla bizi oluşabilecek kurgusal boşluk hissinden kurtardığını
Kitap tek kelimeyle mükemmeldi!!
Bu yazarın bir kitabı hariç tüm kitaplarını okudum ve şunu söyleyebilirim ki okuduğum diğer kitapları gibi beni yine kendine hayran bıraktı. Yazarla “Hush Hush” serisiyle tanıştım.Daha sonra “Tehlikeli Yalanlar” kitabını okudum.Seri ve kitap da büyüleyiçiydi. Bu kitapdan diğer kitaplarını bildiğim için beklendim çok büyüktü ve fazlasıylada karşıladı keşke daha önce okusaydım dediğim Kitaplar arasına girdi.
Kitabın konusuna yüzeysel olarak değineceğim çünkü spoi verme ihtimalim çok yüksek.
Kitap da üç cinayetiden bahsediliyor ama cinayetlerın hiçbirinin okudukları okullar,kadın olmaları ve öldükleri yerin aynı dağın farklı kısımları olması haricinde ortak noktaları yok ondan dolayı cinayetler intihar ya da kimin öldürüldüğü belli olmadan kapanmış.
Ana karakterimiz ve arkadaşı bahar tatili için bu dağa gitmeye karar veriliyorlar ve dağda mahsur kalıyorlar.Kendilerini en yakın kulübe atıyorlar ve bu cinayet üçlemesinin içinde buluyorlar kendilerini. Kitab boyunca kimin suçlu kimin masum olduğunu bir türlü anlayamıyorsunuz yazar o kadar ustaca kaleme almış ki okurken hem güvenmek istiyorsunuz kende içinize sinmeyen bir şey muhakkak bulunuyor ve buna izin vermiyor. Ve tabi betimlemeler kitabı okumadım yaşadım o soğuğu içimde hissettim o karlarda bende onlarla yürüdüm desem yeridir.Okumasıysanız kesinlikle vakit kaybetmeyin okuyun derim ;)
