Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Serkan Gökçe

Başına gelene şaşırmayasın İsyan. Şunu kafana sok, kardeşin senin asla erişemeyeceğin bir üstünlüğe sahip. Neymiş o? Diye sordum. O, eski bir direnişçinin kardeşi; sen ise alt tarafı eski bir kaçakçının ağabeyisin.
Sayfa 152Kitabı okudu
Reklam
İnsanlar mutluyken mutlu olduğunu bilemez.
Sayfa 242Kitabı okudu
Adil olanın peşinden gidilmesi doğrudur, en güçlünün peşinden gidilmesi ise kaçınılmazdır. Gücü olmayan adalet acizdir; adaleti olmayan güç ise zalim. Gücü olmayan adalete mutlaka bir karşı çıkan olur, çünkü kötü insanlar her zaman vardır. Adaleti olmayan güç ise töhmet altında kalır. Demek ki adalet ile gücü bir araya getirmek gerek; bunu yapabilmek için de adil olanın güçlü, güçlü olanın ise adil olması gerekir. Adalet tartışmaya açıktır. Güç ise ilk bakışta tartışılmaz biçimde anlaşılır. Bu nedenle gücü adalete veremedik, çünkü güç, adalete karşı çıkıp kendisinin adil olduğunu söylemişti. Haklı olanı güçlü kılamadığımız için de güçlü olanı haklı kıldık.
Sayfa 357Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Üç şey uzun süre saklı kalmaz: Güneş, Ay ve gerçek.
Sayfa 107Kitabı okudu
Ne düşündüğümüz ne olduğumuzdur. Buddha
Sayfa 104Kitabı okudu
Reklam
Mutluluğa giden bir yol yoktur, mutluluk kendisi bir yoldur. Buddha
Sayfa 104Kitabı okudu
Fransız Devrimi hiçbir sanatçı çıkarmaz, büyük bir gazeteci olan Desmoulins’i, bir de yasalara aykırı ve gizli bir sanatçıyı, Sade’ı çıkarır çıkara çıkara… Zamanın biricik ozanını da giyotinden geçirir.
Sayfa 299 - Can yayınlarıKitabı okudu
Evet, barbarlıktan nefret ediyoruz, -bilginin gerilemesindense, insanlığın mahvolmasını tercih ediyoruz! Ve sonuçta: Eğer insanlık bir tutkudan mahvolmazsa, bir zayıflıktan mahvolacaktır: Hangisini istersiniz? Temel sorun budur. İnsanlık için ateşte mi, aydınlıkta mı yoksa kumda mı bir son istiyoruz.
Sayfa 231Kitabı okudu
Bir sistem haddini aşınca zıddına hizmet eder.
Mutlu muyum? Bu soru insanı mutsuzluğa sürükleyebilir. Zehrin zehir özelliği, doza bağlıdır. Yüksek dozda mutluluk sorgulaması hayatı mahveder, zira aşırı büyük umutlar ancak acı verici hayal kırıklıkları doğurur. Uygun dozda bir mutluluk sorgulaması ise, günlük hayata hoş bir değişim getirir.
Sayfa 65 - iletişimKitabı okudu
Reklam
Kırmak istemiyoruz; kırılmak istemiyoruz: O halde sonsuza dek yalan söylemek zorundayız.
Sayfa 158Kitabı okudu
Montaigne ‘den de alıntılar yapardı: Yalan gerçekten lanetli bir ayıptır; sadece sözle insan oluruz, sadece sözle birbirimizle bağlantı kurarız. Bence yalana yatkınlık, bütün gücümüzle savaşmamız gereken tek eğilimdir, hele önce görünüp sonra bize egemen olursa.
İlahiyatçılar bunu uzun zaman önce fark etmişti: Umut sabrın meyvesidir. Eklemeli; alçakgönüllülüğün de. Gururlunun umut edecek zamanı yoktur… Bekleyemez, doğası zorladığı gibi zorlar olayları; başkaldırılarını tükettiğinde buruktur, yoldan çıkmıştır, vazgeçer: Onun için orta yol yoktur. Bilinçli olduğu kesindir; ama bilinçlilik, bunu unutmayalım, sevme yeteneksizliği dolayısıyla, kendilerinden olduğu gibi başkalarından da uzaklaşanların özelliğidir zaten.
Sayfa 181Kitabı okudu
Her derin düşünür, anlaşılmaktan, yanlış anlaşılmaktan daha fazla korkar. Yanlış anlaşılmak kibrini yaralamaktadır. Oysaki anlaşılmak, kalbini, daima şöyle diyen merhametini: “Ah, neden onunla benim çektiğim gibi bir zorluğu çekmek isteyesiniz ki?”
Sayfa 185Kitabı okudu
Çünkü yaşam, aslında, tam olarak güç isteminden başka bir şey değildir.
Sayfa 162Kitabı okudu
Hayatta önemli olan, herkesten daha çok sayıda kadına sahip olmak değildir, çünkü bu yalnızca görünüşte bir başarıdır. Daha çok, insanın kendi beğenisini eğitmesi söz konusudur, çünkü insanın kişisel değeri bu beğenide ifadesini bulur. Şunu unutmayın ki dostum, gerçek bir balıkçı küçük balıkları suya geri atar.
Sayfa 187 - can yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Kafam cam kırıklarıyla dolu doktor. Bu nedenle beynimin her hareketinde düşüncelerim acıyor.
Sayfa 335Kitabı okudu
Başkalarını mühim bulmayanlar, bir gün kendilerini de mühim bulmayanlarla karşılacaklardır; fakat bu hakikat, onların mühim bulmamış olduklarının mühim olduğu manasına da gelmez.
Sayfa 295 - iletişimKitabı okudu
Nietzsche’ye göre Avrupa nihilizminin tarihinde dört dönemden söz edileblir. Birincisi “bulanık dönem”dir: bu dönemdeki çaba, eskiyi korumak, yeni olana kapıyı kapalı tutmaktır; ikinci dönem “açıklık dönemi”dir: eski değerlendirme tarzının yaşama düşman olduğunun farkına varan ama yeni bir değerlendirme yapamayan çöküntü dönemi: bu, Nietzsche’nin İçinde yetiştiği çağdır; sonra “ üç büyük duygunun çağı” hor görme, acıma ve yıkma çağı “Dağılma ve güvensizlik bu çağa özgüdür: hiçbir şey emin ayaklar üzerinde durmuyor, hiçbir şeyi kendine ciddi bir şekilde inanmıyor: İnsan yarın için yaşıyor, Çünkü öbür gün şüpheli. Yolumuzda ( diyor Nietzsche ) Her şey kaygan ve tehlikelidir, ayrıca biz hala taşıyan buz öylesine inceldi ki, eriten rüzgârın ılık, kokulu soluğunu hepimiz duyuyoruz: bugün hala yürüdüğümüz yerde, çok geçmeden hiç kimse yürüyemeyecek: bu, Nietzsche’nin çağıdır: nihilizmin kapıda beklediği çağ.
Mademki hiçbir anın ötekine benzemediğini ve tarihin tekerrür etmediğini öğrendik, yarını tahmin etmeye niçin cüret ediyoruz ve ilimle fal kitabı arasındaki büyük farkı niçin anlamıyoruz? Kararsız bir dünyada olduğumuzu bilelim ve statik fikirlerimizle hayatı kalıplamak gibi sonu gelmeyen maceralardan vazgeçelim.
Sayfa 194 - ötükenKitabı okudu
Çünkü insan insanı, hakkında bir yargıda bulunamadığı sürece sever, yüceltir; özlem, eksik tanımanın bir sonucudur.
Sayfa 72 - can yayıneviKitabı okudu
Aşk içimizdeki öfkeyi çıkarıp yerine huzuru koyar.
Sayfa 76 - sayKitabı okudu
Reklam
Ne var ki gerçek anlamda seçkin grupları olmayan bir toplum da çok kısır kalıyor. Dünyada sırf endüstriyel kapitalist toplumlar veya Britanya Krallığı gibi yerlerde değil, sosyalist ülkelerde de bir seçkin grup, nomenklatura vardı. İster istemez toplumları bu gruplar sürüklüyor.
Sayfa 328Kitabı okudu
İnsanın elinden Mutsuzluk yalanını alın, ona bu sözcüğün altına bakma gücünü verin: Kendi mutsuzluğuna tek bir an dayanamazdı. Onun çökmesine engel olan., soyutlamadır; içeriksiz, saçıp savrulmuş ve şişkinleşmiş seslerdir; dinler ve içgüdüler değil.
Sayfa 130 - metisKitabı okudu
Yaşamak için bir nedeni olan insan her türlü nasıl’a katlanabilir.