Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Serkan

Serkan
@serkan__ol
Sizler, yani yeni Türkiye’nin genç evlatları! Yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz… Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler, asla ve asla yorulmazlar.
Reklam
Tesadüf seni önüme çıkarmasaydı, gene aynı şekilde, fakat her şeyden habersiz, yaşayıp gidecektim. Sen bana dünyada başka türlü bir hayatın da mevcut olduğunu, benim de bir ruhum bulunduğunu öğrettin.
"Anlatması zor. Birini çok sevmişsem, adını asla başkalarına söylemem. Onlara ait bir parçayı başkalarına teslim ediyormuşum gibi gelir bana."
Sayfa 6 - Türkiye İş Bankası YayınlarıKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Namussuzların karnı tok, sırtı pektir; namuslu insanlar ise bir lokma ekmeğe muhtaçtır."
"Sevmeden evlenmek, inanmadan ibadet etmek gibi alçakça bir iştir."
İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Insan birine yalan söylüyorsa, başkasına da söyler."
Sayfa 50 - RB yayıncılıkKitabı okudu
"Gelmez o, gitti o," diye inledi. "Kolumu kanadımı kırdı da gitti o..."
Sayfa 118 - YKYKitabı okudu
"Hayatımın başka türlü olmasına imkân var mıydı? Zannetmem. Tesadüf seni önüme çıkarmasaydı, gene aynı şekilde, fakat her şeyden habersiz, yaşayıp gidecektim. Sen bana dünyada başka türlü bir hayatın da mevcut olduğunu, benim de bir ruhum bulunduğunu öğrettin. Bunu sonuna kadar götüremediysen, kabahat senin değil... Bana hakikaten yaşamak imkânını verdiğin birkaç ay için sana teşekkür ederim. Böyle birkaç ay, birkaç ömür kıymetinde değil midir?.."
Sayfa 159 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
“İçimde yarım kalmış bir konuşmanın üzüntüsü vardı.”
"Şu hakikatı kendi hayatım bana öğretti: İnsanoğlu, insanoğlunun cehennemidir."
Reklam
Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat
Kızgınlığımı ve çaresizliğimi anlatamam size. Yine de empati kurmaya çalışın: Bir insan için bütün yaşamınızı bir kenara itiyorsunuz, o ise kayıtsızca elinin tersiyle kovduğu bir sinekten daha fazla değer vermiyor size.
Sayfa 65 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
... Aradan yıllar geçti, bir davette Avusturya elçiliğinde görevli bir ataşeyle, genç bir Polonyalı ile karşılaştım, kendisine o gencin ailesini sorduğumda, aynı zamanda kuzeni oluyormuş, on yıl önce Monte Carlo'da kendisini vurduğunu anlattı; hiç etkilenmedim. Hiç acı vermedi: Belki -bencilce bir duygu olduğunu yadsımıyorum!- bana iyi bile geldi, çünkü günün birinde karşılaşma ihtimaline dair en son korkum da ortadan kalkmış oldu: Bunu benim aleyhime kullanacak kimse kalmamıştı artık, belleğimden başka...
Sayfa 69 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
“Artık o yabancı biri gibi, benimle yabancı gibi konuşuyor ve hiç benim hayatımı düşünmüyor. Ne hissettiğimi, ne acılar çektiğimi ve ne düşündüğümü, bütün bunlar umurunda bile değil! Geçen her yılla bana yabancılaşıyor... Nereye kayboldu o bütün?”
"Milena, sen başkaydın. Hasta bir adamı sevecek kadar hastaydın!"
Milena'ya Mektuplar, 10 Ağustos 1920
Doğum günün için hazırlandığımı söyleyemem. Uykum her zamankinden bile kötüydü, kafam kaynıyor, gözlerim yanıyor, şakaklarımda bir ağrı, hepsinin üstüne bir de öksürüğüm var. Öksürmeden senin doğum gününü kutlayamam. Neyse ki bunu yapmam gerekmiyor, senin gibi birinin var olduğunu hiç düşünmemiştim. Bu dünyada var olduğun için teşekkür ederim.
Sayfa 234 - artıofset YayıncılıkKitabı okudu
- Acılarım kaç gün sürecek Portuga? - En fazla 40 gün. - 40 gün sonra geçecek mi? - Hayır, alışacaksın...
Reklam
" ... Artık ayrılmamız lazım. dediğim gibi, sana en küçük bir faydam olacağını bilsem her şeye tahammül eder ve kalırdım. Halbuki selametinin yalnızlıkta olduğunu görüyorum. Hâlâ, bugün bile şuna kâniim ki, bir müddet daha bocaladıktan sonra yolunu bulacaksın, fakat yalnız olman lazım. Herhangi bir insanın, ayaklarına dolaşmaması lazım… Ne olurdu? Birbirimize bir kaç sene sonra tesadüf etmiş olsaydık! O zaman hayatımız belki bambaşka bir şekil alırdı. O zaman sana tabi olur ve bundan zevk duyardım. Fakat şimdi, hiçbir faydası olmadığını bile bile yanlış ve manasız bulduğum şeylere oyuncak olmak bütün sevgime rağmen imkansız... "
Şimdi, bu acıya bir son vermesi, kendisini terk etmesi, sonsuzluğa bırakıp gitmesi için birbirine yalvaran iki yüreğiz artık… “Ayazda iki yürek” gibiyiz… Sen, benim şizofren aşkımsın… Bense, senin sızlayan vicdanın…