Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Her şeyin sahtesi var… Paranın sahtesi var… Tablonun sahtesi var... Altının, gümüşün, elmasın sahteleri var... Var oğlu var!.. Peki dinin ve ideolojinin de sahteleri yok mu? Olmaz olur mu hiç? Var.. Dinin sahtesi, siyasete karışmış olanıdır. Din duygularının ve dince kutsal kavramların siyaset adına kullanılması ile din, din olmaktan çıkar,
Siyasal partiler din adına konuşuyorsa, bilin ki kendi çıkarlarını dinin kutsallığı arkasına saklıyorlar. "Yaptıklarımızı Allah adına yapıyoruz" diye kendilerini haklı çıkarmaya çalışıyorlar. Siyasetçinin "peygamber" kılığına girerek "dokunulmazlık" kazanması, gericiliktir. Cemaatçi patronlar işçilerini sigortasız,
Reklam
Mürit yokluğundan kilise binalarının diskoteklere, hatta camiilere bile çevrilebildiği Avrupa Birliği ülkelerinde, Tür­kiye gibi her fırsatta Müslüman olduğu hatırlatılan bir ül­kenin Hıristiyanlar arasına katılmasına duyulan tepki dini değil, siyasi ve kültürel kaynaklı. Yoksa 20. yüzyılın serma­ye ve iş gücü göçleriyle, dinlerin uyuşmazlığı çoktan sona erdi. Küresel sermayede her dinin parası var.
Okuyun ! (:
Bil ki sen sadece bir uyarıcısın. (Hud 12) Peygamberin işi sadece tebliğdir. (Maide 99) Burada islam, insanlik tarihinde Tanrı'nın ya da tanrıların temsilcisi sıfatıyla ve din, ahlak ve halkın hidayeti adına kendilerine özel haklar, seçkin toplumsal mekan kazandıran, kendilerini hatta insan üstü kişilik ve soy, ilâhi bir ruh ve nur taşıyıcısı durumuna getiren ilahi bir doğaları bulunduğunu sayan, halkın hidayetinin sorumlusu, yerle göğün iletişimini sağlayan, Tanrı ve insanlar arasında bir aracı olduklarını ileri süren ve bu yolla halkın duygu, düşünce ve iradesine zincir vuran, hepsini ''dini istibdat'' rejimine tutsak kılan, dinin gerçeğini çıkarları doğrultusunda saptıran, kendi sanılarını Allah'ın kitabına nispet eden, halkı tapınmaya, kendi buyruklarını körü körüne taklid etmeye zorlayan ve çoğunlukla üst seviyedeki iki komşusuyla, kendilerini ''malikin nas'' ve ''rabbin nas'' olarak bilen iktidar ve sermaye sınıfıyla birlik olan sınıfsal rolü ortadan kaldırmaya çalışmaktadır!
Sayfa 224 - Fecr YayıneviKitabı okudu
“Kapitalist düzenin ağır işi altında ezilen ve kapitalizmin kör, yıkıcı güçlerinin insafına bağlı olarak yaşamını sürdüren kitleler, dinin bu kökenine karşı savaşmayı, sermaye egemenliğinin her türlüsüne karşı birlikte, örgütlü, planlı ve bilinçli bir savaş vermeyi kendi kendilerine öğrenmedikleri sürece, hiçbir eğitici kitap bu kitlelerin kafasındaki din inancını çürütemez.”
Alter Yayınları - Kesinlikle
Dünya hayatı ne kadar zevküsefa, acı ve üzüntüler içerisinde geçerse geçsin, öteler, mutlak aleme göçmek kaçınılmazdır. O halde, öteki alem için hazırlık yapmak, ömrümüzü güzel işlerle geçirmek, hem dinin hem aklın gereği değil midir? Bu konuda en küçük ihmalin bile telafisi yoktur. Fayda getirmeyecek işlerle, fuzuli uğraşlarla, boş sözlerle, kıymetli bir sermaye olarak bahşedilen ömrü heba etmek, bizlere yakışmayan bir davranıştır.
Ares KitapKitabı okudu
Reklam
Kapitalist düzenin ağır iş koşulları altında ezilen ve kapitalizmin acımasız, yakıcı güçlerinin ağır baskısı altında yaşamını sürdüren kitleler, dinin asıl köklerine karşı mücadele etmeyi ve sermaye egemeliğine karşı birleşik, örgütlü, planlı ve bilinçli bir tavır almayı kendi kendilerine öğrenmedikleri sürece, hiçbir eğitici kitap bu insanların kafasına din konusundaki asıl gerçekleri açıklayamaz.
Muaviye şöyle diyordu: "Bütün mal Allah'ındır/' Ebuzer de buna itiraz ediyor ve: "Sen bütün mal Allah'ındır diyerek, kendini Allah'ın unvanıyla bu mülkün sahibi olarak görüyorsun. Halbuki mal halkındır' demen gerekiyor." diyordu. Öyle ki böyle bir yorum, malikiyetin yapısı konusunda değişik açıklamaların yapılmasına yol açtı. Özel sermaye ve ferdi malıkiyete dini bir koruma ölçüsü getirilerek, "halk"ın yerine "fert" konuldu. Halbuki dinin getirmiş olduğu ölçü tam bunun tersineydi. Bunun ardından yağmaya, gasba, sömürüye dayanan kanun veya kanunsuz özel mülkiyet sistemi gelişiyordu.Bu sistemi geliştirmek için de her türlü istinbad mübah oldu.
Kitabın mükemmel giriş bölümü:
Her şeyin sahtesi var.. Paranın sahtesi var.. Tablonun sahtesi var.. Altının, gümüşün, elmasın sahteleri var.. Var oğlu var!.. Peki dinin ve ideolojinin de sahteleri yok mu? Olmaz olur mu hiç? Var.. Dinin sahtesi, siyasete karışmış olanıdır. Din duygularının ve dince kutsal kavramların siyaset adına kullanılması ile din, din olmaktan çıkar,
Dinin sermaye yapıldığı ve Allah"ın yarışa sokulduğu bir oylama demokrasinin yansıması olabilir mi?
Sayfa 39
117 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.