Bir yılı aşkın süredir bir kitap yazıyorum ve üç sene içerisinde bitirmeyi amaçlıyorum. O zamana kadar hesabımın takipçi sayısını yükseltmek için ne yapmam lazım tam olarak, öneriniz var mı (sevgili yedi takipçim)?
Aynaya baktığım yüzün bana ait olması mı, yoksa olmaması mı daha korkunç? Böyle mi görünüyorum, yoksa camın karşısında bir adam beni boğmaya mı hazırlanıyor? Çocukken annemden korkup dolaptan aşırdığım havucumu kemirirken hissettiğim sızı neydi, dilimi mi ısırdım?
Ne kadar soru sorarsam sorayım, rastgele yolları kapatmaktan başka bir işe yaramıyor sorgulamak. Bu yollar doğru mu, yanlış mı; hangisinde daha çok canım yanacak? Şayet bu benim hayatımsa, bilmeye hakkım olmalı. Lâkin inanmadığım yaradanın huzuruna kahkaha olarak çıkıyor çığlıklarım. Görünen o ki zevk alıyorum sanıyor, yarattığından bile bihaber!
Hayat tecrübelerimle şu yargıya vardım ki, başkalarıyla benim aramda korkunç bir uçurum var, anladım, elden geldiğince susmam gerek, elden geldiğince düşüncelerimi kendime saklamalıyım.
İnsanların arasında o kadar yapay görünüyorum ki... Diğer insanlarla olan ilişkilerini anlatıyor ve bunun üzerinden sohbet ediyorlar. Kendini anlatmak varken bir insanı neden başka bir insana anlatasın? Bırak herkes en iyi bildiğini anlatsın (bir yabancıyı kendinden çok biliyorsan orası ayrı tabii...).
Hayatım pek sıradan, kafamın için deli dehşet. Neden düşüncelerimi anlatmak varken hayatımı anlatmayı seçeyim?
Hayır hocam, yapamam, sınav haftası ders kitabını açamam. Sabah akşam kitap okuyacağım, uykusuz ve aç sınava gireceğim. Sonra 70-90 aralığında alıp arkadaşlarımdan "Sen hani çalışmıyordun?" diye azar yiyeceğim.