Sezai Karakoç diyince kafamda hep Pasifik Okyanusu belirir yani sessiz ama bir o kadar da derin. Bu özelliğini yazarın kitaplarında ve hayatında da görebilirsiniz.
Diriliş Neslinin Amentüsü Karakoç'un çoğunlukla Diriliş Dergisi'nde yazdığı yazılardan oluşur. 68 sayfalık bir kitap olmasına rağmen yavaş yavaş sindirerek okunması gereken bir kitaptır. Kitabı okurken kendini bir Diriliş eri olarak gören bir adamın fikriyatını görürsünüz ve hissedersiniz. Diriliş eri diyince sadece ahiret için çalışan ve ibadet eden bir insan profili aklınıza gelmesin. Aksine Hz. Peygamber'in "Yarın ölecekmiş gibi ahirete, hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya çalışınız." hadisini kendisine düstur edinmiş bir Diriliş eri çıkar karşınıza. Bunu şu sözlerinden anlayabilirisiniz:
"Diriliş eri bilir ki, ekonomi, kültürün eşyaya dönük yüzüdür. Nasıl ki, hafif kültürle ağır sanayi olmaz. Onun için, ruhunu Allah'a teslim etmiş olan müslüman, ibadetin ağır ve kalifiye elemanı olduğu gibi, onun topluma ve tarihe dönük yüzü olan "ağır kültür"ün yolcusu ve eşya ve tabiata çevrik yüzü olan sanayiin ve tarımın sayı ve para diliyle ifadesi olan ekonominin ağır görevlisi ve işçisidir."
Bu paragraf tam da bana bahsettiğim hadisi çağrıştırdı. Sizlerin de kitabı okurken bu minval üzerinden gittiğini hissedeceğinize inanıyorum.
Ayrıca kitap Karakoç'un düşündüğü, oluşması için uğraştığı Diriliş Toplumunu, Neslini kısa ama net ve derin cümlelerle anlatır. Elinizde kalem ve yanınızda defterle not alarak okumanızı tavsiye ediyorum. Okurken sizi etkileyen düşünceler bulacağınıza eminim.
Şimdiden bol istifade edeceğiniz bir okuma diliyorum.