Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.6
Herkese merhaba. Kitapta hayvanlarla konuşabilen bir doktorun macera dolu hikayesi anlatılıyor. Doktor Dolittle, başarılı ve herkes tarafından sevilen bir doktordur. Hayvanları çok sevdiği için yavaş yavaş evini onlarla doldurmaya başlar ve bu durum hastalarını rahatsız eder. Bir süre sonra hastaları onun tarafından tedavi edilmek istemezler. Bu durumdan dolayı Doktor Dolittle yoksullaşmaya başlar. Bir gün papağanı ona kendi dilinde bir şeyler söyler ve Dolittle'ın ilgisini çeker. Doktor papağanından ona kendi dilini öğretmesini ister ve zamanla tüm hayvanların dilini de öğrenmeye başlar. Bundan sonra hayvan doktoru olmaya karar verir ve eğlenceli, macera dolu olaylar yaşanmaya başlar.
Doktor Dolittle'ın daha önce iki farklı filmini izlemiştim ama aslında bir uyarlama olduğunu bilmiyordum. Kitabı olduğunu görünce çok şaşırdım ve hemen aldım. İyi ki de almışım. Harika bir kitaptı. Yazarın dili öyle akıcıydı ki sayfaları nasıl çevirdiğimi anlayamadım. Doktor Dolittle'ı çok sevdim. Keşke ben de hayvanların dilini öğrenebilsem demekten de kendimi alamadım. Çok tatlı bir kitaptı. Aslında bir çocuk kitabı olarak geçiyormuş ama fantastik ve macera kitapları seven herkese hitap edeceğini düşünüyorum. Bu arada yazar Doktor Dolittle'la ilgili birçok kitap yazmış ama hepsi dilimize çevrilmemiş maalesef. Umarım @kapra.yayincilik hepsini dilimize kazandırır. Severek ve büyük keyif alarak okuduğum bu güzel kitabı herkese şiddetle tavsiye ediyorum. Mutlaka okumalısınız. Sevgilerimle.
#tb
İnsan önce kendini tanımalı,geliştirmeli,eğitmeli....
Tanrı ile bağ kur kurma, insan insan olduğundan, yaşayan, düşünen, bilen, gelişen, paylaşan, seven, sevilen olduğundan özel, güzel yaşamalı.
Yaşayana saygı göstermeli.
Zerdüşt yalnızlığında bulmuş kendini, tanımış. 'ÜSTİNSANI' anlamış. Olmamız gerekin anlatmış.
Hitlerin üstinsanı yani ırk tanımı değil, iyi, paylaşımcı, saygılı, dünyayı koruyan(....) ruhsal olarak iyi olan 'üstinsan' tanımalanıp, istenilmiş.
Ama
Ne yazık ki hiçbir çağda buna rastlayamayacağız.
Tabi umarım bir gün olur,dünya daha bir güzel olur
Gizemli bir sırrı çözmeye hazır mısınız ?
Anlattığından çok anlatım tarzının dikkat çektiği bir hikaye...İlk 20 sayfa çok sarmadı ancak daha sonra düşsel bir yolculuğa çıktım ana karakterimiz Bob’la...Hem seven hem sevilen olan 15 yaşındaki bir gencin verdiği içsel savaşı,düşlerini,düş kırıklıklarını içinizde hissediyorsunuz...
Hikayenin sonunda da gençken yaşadığı gizemli bir ilk deneyim sonucu yine aşka ve kadınlara yabancılaşan bir melankolik adama dönüşüyor Bob...Yine Zweıg yine mutsuz son...Şaşırmadım:)
Betimleme cümleleri ve psikolojik tasvirler her zamanki gibi etkileyici...Alacakaranlıkta gecenin sessizliği içinde bir saatte okunabilecek tadımlık bir hikaye.Tavsiye ederim.
Gerçek bir aşk ve fedakarlık romanı...yazarın kendi ifadesiyle “ bu ikili bir yalnızlık” romanıdır. Kalıplarda boğulan toplumlarda geçen gerçek bir “ ikili yalnızlık” romanı.
Ruhlarımızın istediği bir haz için bedenlerimize çektirdiğimiz acıların romanıdır okuyacağınız eser. “Zararıma bir anıyı unutulmaya yeğ tutardım” der kahramanımız. Çünkü onun gözünde “tutkular, duygulara karşı güçlü kılar insanı.” Ve aşk ta en güçlü tutku değil mi?
Kahramanımızın “ ruhu olduğu gibi yüreğine, yüreği de gözlerine geçmiş gibi.” Ve “istemsiz bir sevgili arıyor, sakıncası olmadan seven, hakları olmadan sevilen bir sevgili”dir istediği. Çünkü öğrenmek istediği şeyi ;” beni kendiniz için değil, benim için sevdiğinizi anladım” cümlesiyle ifade ediyor.
“İnsanın sevdiği bir sese inanamasının nasıl bir tatlılık olduğunu” merak ettiniz mi hiç? Veya “ mutlu olmak için hiç acele” ettiniz mi? Zira “ günahın yaşlılığı kadar hüzün verici bir şeyin olmadığını” , “ insanın bilmediği bir acıyı yatıştırmasının ne kadar güç olduğunu”, bunların “ ruhlarımızın garip sığınaklarında” bulunduğunu öğreniyoruz kahramanlarımızın dilinde.
Ve en sonunda: “Mutlu olduğunu bilmeyen ne kadar mutlu insanın var olduğunu”, bu acı aşk ve fedakarlık öyküsünde öğrenip, okumakta geç kaldığım bir kitap duygusuyla kitabı tekrar okunacakların arasına bırakıveriyorsunuz işte...
"Sevgi uyandırmadan seviyorsan, yani eğer sevgin sevgi olarak karşılığında sevgi üretemiyorsa, yaşamını seven bir insan olarak ortaya koyup da sevilen bir insan olamıyorsan, sevgin acizdir, bir mutsuzluktur."
Küçük bir kız çocuğunun oturduğu gayet sakin ve mütevazi fakir binaya zengin, soylu bir adamın gelmesiyle değişen hayatı. Kadının dilinden anlatılan kitapta, kadın çocukluğundan beri adama inanilmayacak kadar büyük bir aşk besliyor. Adam için yaptıklarını okuyunca hayret etmemek elde değil. Küçük bir kız çocuğu iken başlayan aşk, olgun bir kadın oluncaya kadar devam ediyor... Hatta ölene kadar diyelim. Tüm bu sıra dışı aşk karşısında, beni asıl hayrete düşüren şey adamın tüm bu aşktan habersiz olması. Aşkın gözü kördür, seven körleșir anladık. Peki sevilen nasıl bu büyük aşk karşısında kör olabilir ki?
Seven Öğretmen, Sevilen Öğretmen
Dokuz ve üzeri yaş gurubu için yazmış Özkan Öze. Ama ne yalan söyleyeyim, bir öğretmen olarak Din Kültürü ögretmeni Halis Muhlis'ten çok şey öğrendim. Tavsiye eder miyim... Hararetle... :) Ümmüş Pörtlek Ortaokulu 5/ A sınıfı öğretmen ve öğrencilerini özleyeceğim... Arayı açmayacak olmalarına sevindim. Dersimiz Fatiha ile döneceklermiş bir uygun zamanda... :) Teşekkürler @ugurbocegiyayinlari @ozkanoze
112 syf.
7/10 puan verdi
Romain Gary için bile çok kapalı bir anlatım geldi bana. Basit bir anlamlandırma, hayata tutunmaya ilişkin umutlanma çabası anlatılmıyor, temeli şahane ama hikayenin içine girmekte, karakterleri analiz etmekte zorlandım. Seven sevilen çatışmasına, öznelliğe, dayanışmaya ilişkin bazı gözlemler, tespitler oldukça çarpıcı ama hikayeye giremedikçe kitapta bunları ararken buldum kendimi.
